Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15-06-2009, 09:50 PM   #6 (permalink)
ışıkk
Üsteğmen
 
ışıkk - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oct 2008
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 316
Tesekkür: 2,142
323 Mesajinıza toplam 3,530 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
ışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud ofışıkk has much to be proud of
Standart Cevap: Ölümsüz Üstatların Yaşam ve Öğretisi-Baird T. Spalding

Kitabı okumaya başladım arkadaşlar hemen sizlerle paylaşayım dedim.Giriş kısmını aktardım fakat bundan sonrası sadece üstadların konuşmasını aktarıcam.Daha zevkle okuyacağınıza inandığım için.
Sevgiler.



"Size Sidha’nın (Buda’nın) sözleriyle yanıt vereyim. İnsan bedeni, daha az gelişmiş kardeşlerimiz olan bitki ve hayvanların bedenleri gibi tek bir hücreden gelişir. Bu tek hücre bedenin mikroskobik birimidir. Birçok kez tekrarlanan bir gelişme ve bölünme süreciyle bu hücrenin çekirdeği milyonlarca hücreden oluşan insan bedenine dönüşür. Bu beden hücreleri de farklı işlevlerde uzmanlaşırlar, ama kaynaklandıkları o tek hücrenin özelliklerini taşırlar. O tek hücre canlı yaşamının meşale taşıyıcısıdır, çünkü sınırsız yaşam özelliğine sahiptir. Bu, beden denen grup hücreleri için de geçerlidir, çünkü grup hücreleri de birçok kez tekrarlanan o tek hücreden meydana gelmişlerdir ve onun özelliklerini taşırlar. Tıpkı o tek hücre gibi grup hücrelerinin de yavaş yavaş canlılığını yitirip ölmeleri gerekmez. İnsan için bedenin kazaya uğraması dışında ölüm ya da bozulmayla ilgili doğal bir yasa yoktur, öyleyse ölüm sakınılabilecek bir kazadır. Hastalık, her şeyden önce bedende ruh huzurunun yokluğudur. Yaşlanmaya bağlı bozulma, zihnin ve bedenin hastalık durumlarıyla ilgili cehaletidir. Kazalar bile doğru zihinsel tutumla önlenebilir. Sidha’nın dediği gibi, beden veba ve grip gibi bulaşıcı hastalıklara bile doğal olarak kolayca direnebilir."
“Gençlik, Tanrısal insan formuna ekilen Tanrının sevgi tohumudur. Gerçekten de gençlik insanın içindeki Tanrısallıktır, gençlik ruhsal yaşamdır, güzel yaşamdır. Yaşlanma ise ruhsal değildir, fanidir, güzel ve gerçek değildir. Korku, acı ve üzüntü düşünceleri yaşlanma denen olumsuzluğu yaratır. Sevinç, sevgi ve ideal düşünceleri ise gençlik denen güzelliği yaratır. Yaşlılık, içinde gençlik mücevherinin yattığı bir kabuktan başka bir şey değildir. Ondan kurtulmak için önce içinizdeki çocukluk bilincini uyandırmaya çalışın, her gece yatmadan önce içinizde bir mutluluk bedeni bulunduğunu, kusursuz bir bedene sahip olduğunuzu kendinize tekrarlayın. Bu onaylamanın ruhsal gücüyle içinizdeki simyacı ölü ve yıpranmış hücrelerin dağılıp gitmesini, kalıcı sağlığa ve güzelliğe sahip bir cildin ortaya çıkmasını sağlayacaktır. Ebedi gençlik gösteri halindeki Tanrısal Sevgidir.”

“Tanrı Prensibi, Evrensel Zihin Özünden dünyayı yaratmayı arzuladığında Tanrı sessizdi ve derin düşünceye dalmıştı. Başka bir deyişle Tanrı ideal bir dünyayı gördü, oluşacak dünyanın özünü, onun titreşimini düşürecek kadar uzun süre zihninde tuttu. Sonra sözü söyledi (ol dedi) ve dünya oluştu. Başka bir deyişle, Tanrı dünyayı oluşturmak için gerekli özün içine akabileceği zihinsel bir kalıp imgeledi ve dünya bilinçte tutulan kalıba uygun mükemmel bir form olarak ortaya çıktı. Tüm bu şeyler Tanrı, yani Sonsuz Güç tarafından düşünülebilirdi. O belirsiz bir zaman boyunca onların oluşmalarını ve görünür hale gelmelerini istemiş olabilir. Eğer söylenen belirli söz formsuz eteri harekete geçirmeseydi hiçbir şey yaratılamaz ya da görünür forma dönüştürülemezdi. Her şeye kadir Yaradan’ın bile düşünce ve arzularını tezahür ettirmek ve gerçekten düzenli formlar oluşturmak için o belirli “Ol” sözünü söylemesi gerekmiştir, bu yüzden bizim de o adımı atmamız gerekir.
“Maddi hiçbir şeyin bulunmadığını, her şeyin aslında Ruhsal olduğunu yeterince idrak etmeliyiz. Bizim için maddi bir evren yoktur, görünen evren Ruhun tezahürüdür, bu yüzden de Ruhsaldır ve Ruhun yasasıyla yönetilir. İşte üstatlara güç veren de bu bilgidir, bireysel gücün tüm sırrı burada yatar! İnsan Tanrının suretinde yaratıldığı için Tanrı insana kendinin yarattığı gibi yaratma gücü vermiştir. Tanrı insanın o gücü kendisi gibi özgürce kullanmasını beklemektedir. Önce ihtiyacı algılayarak, sonra bilinçte tuttuğumuz Evrensel Özden kalıbı dolduracak ideali düşünüp hayal ederek, sonra da “Ol” diyerek. Ve de öyle olacaktır!”
__________________
Nasıl nefes alacağınızı düşünmezsiniz, sadece nefes alırsınız.
Dış koşulları yaratan içimdeki parçamı iyileştirmesi için, sevginin ruhunu yardıma çağırdım.
Hayatındaki herhangi bir şeyi değiştirmek istediğinde bakacağın tek bir yer var: kendi için.
“İçine baktığında, bunu sevgiyle yap.”
Joe Vitale


ışıkk isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla