Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Jan 2009 Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 533
Tesekkür: 3,001
542 Mesajinıza toplam 5,510 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: 'SÖZ' den...'ÖZ'e... İki gündür Siyahça'nın günlüğünde, benim sudem8'e hitaben yazdıklarımın ardından, o bölümde olan gelişmeleri okudum ikinci kez ve içimi sıkıntılar bastı. Gereksiz demeyeceğim ama, yersiz olmuş. Çünkü her ne kadar genele açık bir günlük olsa ve herkes yorum yapabilirse de, adı üstünde bir 'günlük' o bölüm. Benim sudem8'e yorumumdan itibaren de 'günlük' olmaktan çıkmış. Siyahça hepimizin haddini bildirse gerektir... Kişisel olarak bunda benim rolümün fazla olduğunu düşünüyorum. O anda, sudem8'in tepkisinin bu denli alınganlık ve kırılganlık şeklinde olacağını düşünemedim doğrusu. Çünkü Siyahça'nın ilaçları bırakmasından dolayı korkuları ve akabinde negatif senaryoların aklına gelmeye başlamış olmasından dolayı, onun adına duyduğum endişe ve korumacılıkla hareket ettim. Bu duygu içerisinde, sudem8 in kendi sayfası da olmadığı için, oraya yorum yazdım. Özelden yazmak, dahası hiç yazmamak çok daha uygun olurdu, ama o an düşünemedim. Biliyorum ki, iletişimin başarısı aldığımız sonuç kadardır. Bu anlamda sudem8 le iletişimimde başarısız bir sonuç söz konusu. Sudem8, defalarca benim onu yanlış anladığımı yazmış, onun fikirlerini beğenmediğimi de... Eğer böyle anlamışsa sorumlusu benim, demek ki düzgün ifade edememişim. Oysa aksine kuantum düşünce konusunda, sözcüklerin çekim etkisi konusunda söylediklerine ve bu düşünce modelini içselleştirmenin önemine yıllardır inanan biri olarak, bunu daha fazla kişiye iletme konusundaki coşkulu gayretini anlıyorum ve çok takdir ediyorum. Kendisinden feyz aldığımı da iletmişimdir ona... Kıyaslama konusunda -ki ben o sözcüğü kullanmadım- söylemek istediğim şey, kendi referanslarımızın karşımızdaki için ölçü olamayacağı... Kişi depresyondaysa, uç senaryolar aklından anlık da olsa geçip, canının derdine düşmüşse, başkasının başına ne geldiği ve onun derdinin kendisininkinden daha mı büyük daha mı küçük olduğuyla ne derece ilgilenebilir ki? Herkesin derdi kendine büyük. Biz kendi derdimizin karşımızdakinden daha büyük, daha vahim olmasına rağmen yılmadığımızı, mücadele ettiğimizi vurgularken, amacımız hiç de öyle olmadığı halde, suçluluk duyguları yüklemiş olmaz mıyız? Bir yönüyle de onun derdini küçümsemiş, dolayısıyla hafife almış gibi görünmez miyiz? Niyetimiz bu olmamasına rağmen...
İşte, ben de bu kaygılardan hareketle, sudem8'e müdahalede bulunmuş durumdayım.
Ancak şu an bakarak kendimi çok hatalı buluyorum.
Bir kere sudem8 ve Siyahça arasındaki ilişki ve iletişimden ve sonuçlarından onlar sorumlu olup, benim buna müdahale edişim o ilişkiye saygısızlıktır.
İkincisi, araya girip aklım sıra Siyahça'yı tehlikeden korumaya çalışmak Siyahça'ya karşı saygısızlıktır. O kendi tepkilerini olumlu ya da olumsuz gösterebilecek kişilikte bir insan olduğu gibi, ona ait bir hakkı benim kullanmaya kalkmam en hafif deyimle haddini aşmaktır. Kendisinden ne kadar özür dilesem azdır.
Üçüncüsü, sudem8'in kendi deyimiyle 'Siyahça'yı silkeleme' tarzında yaklaşımını kişisel olarak eleştirirken, benim ona yaptığımın da nitelik itibarıyla bir farkı yoktur. 'tencere dibin kara, seninki benden kara' misali.
Bu nedenle de ayrıca üzgünüm.
Asıl önemlisi, herkesin kendinden sorumlu olduğu ve ancak kendini değiştirebileceği gerçeği...
Başta müthiş egom, güvensizliklerim, eleştirilme korkum olmak üzere, arınmam gereken ne çok şeyim var benim, sudem8 vasıtasıyla aynalanan... Bunu görmem ve arınmaya odaklanmam için sunulan bu fırsattan dolayı şükrediyorum ve içten sevgilerimi sunuyorum...
Siyahça'nın günlüğünü kesintiye uğrattığımız bölümüne kadarına da bir göz gezdirdim şöyle ve içim açıldı, sevgi ve umudu hisettim... Bir yerde "İsmira ben günlüğü sevmiyormuşum" demiş. İçim burkuldu önce. Ama ondan önce bana yazdıklarını tekrar okuyunca... Ohhh...Öyle kolay mı sevgilerimizden, sevdiklerimizden, yaradılış özelliklerimizden vazgeçmek?..Bu yaşananlar son kırıntılar, son gel gitler...Günlüğümüze de sahip çıkarız, hayatımıza da... "Ben; bu bedenimle, bu dünyada, sağlıkla, mutlulukla, neşeyle, zenginlikle ve refahla cenneti yaşarım. Ve evren, bunun böyle olması için, her ne gerekiyorsa yapar.
Haa, bu arada, imzalardaki bana atıfları da sevginin ifadesi olarak algılıyorum ve sevgiyle kabul ediyorum.
__________________ Bildiğiniz ama bildiğinizi bilmediğiniz bir şey var... Milton H. Erickson & Seni seviyorum Özür dilerim Lütfen beni affet Teşekkür ederim |