Aynı durum insanlar için de söz konusudur. Her insan bir enerji alanıdır. Her insan çevresi ile sürekli enerji alış-verişi yapmaktadır. Beslenmeden tutun da büyümeye, hatta düşünmeye kadar her eylemimizde bir enerji alış-verişi vardır. Fiziksel bedenin çevresinde de göze görünmeyen bir enerji alanı bulunmaktadır. Bu alan da çevredeki diğer enerji alanları ile etkileşir, titreşime girer ve rezonansa ulaşır. Bu olayı aynı titreşen bir diapazonun diğer bir diapazonu da titreştirmesine benzetebiliriz. İki diapazon aynı rezonans frekansına sahipse birine vurduğumuzda diğerinden de ses gelir. İnsanlar da rezonansa girerek birbirlerini etkilerler. Rezonans olduğunda bilgi içselleşir ve sadece bellekte değil, tüm bedende kayıt olur. Buna yaşam bilgisi de diyebiliriz. Yaşam bilgisi tüm hücrelere yayılan holografik bir bilgi türüdür.<SPAN style="FONT-SIZE: 8pt; FONT-FAMILY: Tahoma">
Fizik alemde etkileşmelerin zaman farkı ile oluştuğu inancı hakimdir. Kuantum kuramı içinse ‘zaman’ ölçülebilir bir büyüklük değildir. Mutlak zaman diye bir şey yoktur. Zaman her cismin bulunduğu uzay bölgesine ve hızına bağlı olarak değişen göreli bir kavramdır. Önemli olan ‘
an’dır. Her olayın oluştuğu an önemlidir. Bizler sürekli an içinde varlığımızı sürdürürüz. İşte, yaşam bilgisi anında harekete geçebilen ve etkinliğini anında gösteren bilgi türüdür.
<SPAN style="COLOR: #000000">
An kavramı ise noktaya benzer. Nasıl ki noktanın boyutu yoksa an’ın da boyutu yoktur. Zaman ise bir süre içerdiğinden çizgi gibidir. Nokta boyutsuz olup çizgi tek boyutlu bir yapıdır. Bunlar birbirine indirgenemez. Aynı şekilde zaman da an’a indirgenemez. Fakat an denilen noktasal zamanın sonsuzluğa açılabilen bir özelliği vardır.
<SPAN style="FONT-SIZE: 8pt; FONT-FAMILY: Tahoma"><SPAN style="COLOR: #000000">