Yüzbaşı
Üyelik tarihi: Apr 2008
Mesajlar: 820
Tesekkür: 8,267
708 Mesajinıza toplam 7,105 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| şikayet çözüm getirmiyor Mevcut durumunuzdan veya şartlardan memnun değilseniz, sürekli şikayet etmek hem sizin yıpranmanıza hem de çevrenizdekilerin zamanla sizden sıkılmasına neden olur.
Diyelim ki işinizden şikayetçisiniz. Sürekli problemlerde söz ediyor, yakınlarınızı, ailenizi bu konuda sürekli meşgul ediyorsunuz. Sonuç ne olacak?
Zannetmeyin ki şikâyetlerinizi ve sıkıntılarınızı devamlı aktardığınız kişiler birer gül bahçesinde yaşıyor... Her insanoğlunun olduğu gibi onların da kendilerine göre sıkıntıları var. Bir süre sonra karşınızdakiler de sıkılacak ve üstelik sorununuza çözüm üretememiş olarak ortada kalacaksınız. Ancak, bu demek değildir ki yakın bir dostunuzla, sırdaşınızla ya da bir yakınınızla dertleşmeyin, muhabbet etmeyin. Aksine, insanların dostlarıyla, yakınlarıyla sevinçleri kadar sıkıntılarını da paylaşması çok önemli ve hatta zorunludur. Burada söylemek istediğimiz, sürekli aynı şikâyeti dile getirip bir papağan gibi tekrar etmenin herhangi bir yararı olmayacağıdır.
Bir örnek hikaye:
Can: Selam Eren!
Eren: Selam gözüm, nasılsın?
Can: İyiyim de, ne bileyim canım sıkılıyor işte.
Eren: Hayırdır? Gel şu köşede bir çay içelim; hem de konuşmuş oluruz.
İleride ki çay bahçesinde uygun bir yere otururlar.
Eren: Anlat bakalım, nedir canını sıkan şeyler?
Can: İşimi sevmiyorum; bıktım artık... Asık asık suratlar, verimsiz işler, müdüre bir türlü yaranamama, az kazanç, az sosyal imkan...
Eren: Sıkma canını dostum. Kim işinden tam memnun ki? Hiç olmazsa evine ekmek getirebileceği n bir işin var. Haline şükret!
Can: Öyle! Öyle de ne bileyim, sevmiyorum işte. Başka bir iş bulsam hiç durmam. Veda bile etmeden ayrılırım o işyerinden.
Eren: Öyle deme be dostum. Düşünsene! Bu şartlarda bir de bu işini kaybetsen ne yaparsın? Çoluk çocuk ne olur?
Can: Doğru söylüyorsun ama olmuyor işte...
Tamam, eve ekmek getiriyorum, işsiz kalsam çoluk çocuk mahvolur. Ama bunun bedeli de mutsuz bir iş hayatı yaşamak mı? Yok, mu bunun başka bir çıkış yolu? Of!
Eren: Tamam kardeşim. Kendini yiyip bitirmene gerek yok! Şimdi istersen bırakalım bu sıkıcı muhabbeti... Gel bak, akşam olmuş, şu anda işte değilsin. Bak hava ne güzel. Gel şöyle bir şehir turu yapalım, bakalım neler göreceğiz...
Can: Ne olacak ki? Yine mağazalara bakacağız, yine almak isteyip de alamadığımız bir takım şeyler olacak, benim de canım sıkılacak...
Eren: Olur mu gözüm? Herkesin alabileceği bir şeyler mutlaka vardır. Biz de alabileceklerimize bakarız. Mesela var mısın şöyle birer külah dondurma almaya ve yürüyüş yapmaya? İnan bana, bu anı bile yaşayamayan sürüyle insan var dünyada...
Can: Ne kadar iyimsersin...
Eren: Öyle olmak zorundayız, dostum. Şimdi ben de senin gibi olumsuz düşünüyor olsaydım, kim kime moral verecekti? Hadi kalk bakalım, dondurma yemeye.
Eren: Nasıl? Güzelmiş değil mi, dondurma?
Can: Gerçekten güzelmiş; teşekkür ederim.
Eren: Hayırdır dostum? Niye uzaklara dalıverdin öyle?
Can: Ne bileyim... Yarın yine erken kalkacağım ve o ruhu karartan, asık suratlı insanların bulunduğu, o sevmediğim işyerine gideceğim.
Eren: Yapma yahu kardeşim! Sen şu anın keyfine çıkart! Ne yapacaksın yarınki işi? Yarın ola hayrola!
Can: Yok, yok... Benim işi değiştirmem gerek. Canım çok sıkılıyor.
Eren: .. Saat bayağı ilerlemiş; çocuklar evde bekler. Hadi dostum, kafanı takma bunlara... Bakarsın ileride başka fırsatlar çıkar, bir şeyler olur işte, nasipse... Gün doğmadan neler doğar. Sen şimdi yarını düşünme, git evine ve eşinle ve çocuklarınla güzel bir akşam geçir. Yarın için enerji topla ve yüksek bir moralle işine git. Göreceksin günün çok daha değişik geçecek.
Can: Sanmıyorum. Dondurma için teşekkürler. Haydi, iyi akşamlar.
Eren: İyi akşamlar dostum...
Görüldüğü gibi Can, çok olumsuz düşünen biri ve hep aynı şikayetlerde bulunuyor. Dönüp dolaşıp aynı konuya geliyor. Ama sorununa çare bulmuş değil. Eren ise daha sabırlı ve kanaatkar...
Hayata daha olumlu bakmaya çalışan ve küçük şeylerle de mutlu olunabileceğine inanan biri. Bu arada bir sır verelim: Eren de maddi bakımdan Can'dan çok üstün değil ve işinden de memnun değil. Ama olumlu olmaya çalışıyor; elindeki imkanlarla iyi bir şeyler yapmaya çalışıyor ve hikayenin sonunda, dikkat ederseniz, artık o da sıkılıyor ve arkadaşına, onu kırmadan veda ediyor.
Buradan da anlaşılacağı gibi, şikayetler sorunlara çözüm getirmiyor.
İş yerinde bir arkadaşımız vardı. Ekonomik bakımdan, ülkenin gidişatı bakımından, işyerindeki şartlar bakımından, havadan, sudan, aklınıza gelebilecek her şeyden şikayet ederdi. Biz de ona uyar, her şeyden şikayet ederdik. Ancak, akşam olunca hiç de rahatlamadığımızı anlardık. Gün boyu yaptığımız ve söylendiğimiz şikayetler bizim daha fazla bir gerilmemize neden olurdu. Akşamları kendimi birkaç yaş daha yaşlanmış hissederdim.
O halde ne yapmak gerekir?
Bir söz vardır: "Karanlığa küfredeceğine bir ışık da sen yak!"
Şikayet ederek bir yere gelemeyiz. Bunun yerine şikayetlerimize neden olan sorunları bulup, çeşitli çözümler üretmeli ve bu çözümlerden ilk etapta uygulayabileceklerimizi ilk sıralara alıp hemen faaliyete geçmeliyiz. Bu reçete 3 x 2 = 6 gibi kesin sonuç verecek diye bir iddiamız yok. Ancak, ortaya koyduğumuz çözümlerin bize ait olan sorunları çözüme ulaştırma ihtimali vardır. Yukarıda anlattığımız hikayeden yola çıkacak olursak, işinden memnun olmayan ve bu yüzden hayatının akışı olumsuz yönde giden ve hatta bunalıma girmiş bir kişinin sorunlarını arkadaşıyla paylaşması normal, hatta faydalı olmakla beraber, sorununu sürekli dile getirmesi ve sürekli tekrarlaması hem kendine hem de çevresine zarar getirmektedir. Bunun yerine gerçekten şuandaki işini sevip sevmediğine karar vermeli ve detaylı bir değerlendirme yapmalıdır. İşini değiştirmesi durumunda, hangi alanlarda çalışmanın kendisini mutlu edeceğini belirlemelidir. Mevcut bilgi ve tecrübe birikiminin geçmek istediği yeni iş ortamına uygun olup olmadığını araştırmalı, eğer eksikleri varsa, hangi bilgi, beceri ve tecrübelerin ve hangi ekstraların kendisinde olması gerektiğini belirlemelidir.
Özetlemek gerekirse sorunu çözebilmek için;
* Sorunu belirlemek
* Soruna neden olan etkenleri tespit etmek
* Alternatif çözümler sunmak
* Çözümleri sunarken, en yakından en uzağa doğru prensibini uygulamak (Sana en yakın olan ve en kolay yapabileceğin çözümlerden başlamak)
* Hiçbir zaman ulaşamayacağın çözümleri sunmak
* Çözümlerini mantıklı bir şekilde elemek
* Çözümlere dayanarak hedeflerini belirlemek
* Hedeflerini hemen uygulamaya geçirmek
* Asla "Yarın yaparım" dememek
* Ulaşılamayan hedeflerin nedenlerini belirlemek, tekrar çözüm sunmak
* Yenilgiyi kabul etmek, yılmadan hedefe kilitlenmek gerekmektedir.
alıntı... Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.
__________________ Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler? |