Cevap: ANLAMADIĞINIZA YANLIŞ DEMEYİN Şu cümlemi anladığınızı sanmıyorum. "Bir istek kimden çıkarsa çıksın 'ben'im isteğimdir' "
Peygamberimizin şöyle bir hadisi vardır:
"....kendine gelecek olanı atlatamayacağını, elinden gidecek olanı tutamayacağını bilip onaylamadıkça iman etmiş olmaz"
Sanırım kafanda bir şeyler canlanmıştır.
Şimdi şöyle bir bilgi daha vereyim:
1.Bize göre başkaları amaçlarımız için araç
2.Başka birisine göre biz onun amaçları için araç oluruz.
2'ncisi yukarıdaki hadisle paraleldir. Buna göre bizden gidecekleri de bize gelecekleri de değiştiremeyiz. 1.si ise bizim "sorumluluk alanımızdır"
Hani deriz ya.."Kardeşim madem kader var niye sorumlu oluyormuşuz?" diye. İşte bu yüzden. Yani bu ikili yapı yüzünden. Düşünsenize herşey çift yapılı, erkek-dişi, iyi-kötü filan. Dna sarmalı da ikili sarmal şeklinde. Herşey çift olduğu gibi insana dair herşey de çifttir.
Her zengin, zengin olduğu kadar fakir. Her fakir, fakir olduğu kadar zengin olabilir.
O bebek yukarıda yazdığım maddelerden ikincisiyle muhataptır. Yani kendine gelecek olanı belirleyemeyenlerden. Bu yüzden bunun sorumlusuyla ölüm sonrasında hesaplaşacaktır. Kul hakkı budur işte.
Eğer başımıza gelen bir olayda bize karşı bir haksızlık varsa ve biz bu haksızlıkla savaşacak veya hakkımızı arayacak durumda değilsek, bu hak arama davası ölüm sonrasına bırakılır. buna kul hakkı denir. Bebeğin ölmesine neden olan kişi ölüm sonrasında bebeğe yaptığının aynısıyla karşılık görür. Eğer bıçaklamışsa sürekli bıçaklanma azabı görür. Taki tam karşılığı alınana kadar. Karşılığı alma süresini uzatan bebeğin ve bebekle ilgili olan kişilerin mağduriyet durumudur.
Yani o bebeğin senin dediğin gibi yaşama hakkı elinden alındığı için bebeğin kendinden bu hakkı alana karşı kendini savunma durumu ortaya çıkmıştır.
Eğer inançlı biri değilsen bunları saçmalık olarak değerlendirebilirsin belki. Ama kul hakkı denen olay var burada benim diyeceğim bu....
Ailesinin düşüncelerine gelince, onlar bu konuda "bilerek yapmış olma" ve "bilmeyerek yapmış olma" kıstaslarıyla sorumludur. Eğer başımıza bir şey gelirse endişesinin sonucunun aynı endişenin gerçek olması olacağını bilen ve bunu bilerek yapan kişilerse veya bu konuda bilinçli olan kişilerse o zaman aile bu durumdan sorumlu olur. Ama bilinçli değilse ve öğrenme imkanı yoksa o zaman sorumlu olmaz. Ama onlara bebeklerinin ölümüne kendi düşüncelerinin de bir neden olduğu ölüm sonrasında gösterilir. O sırada yaşayacakları pişmanlık onları cezası olur. Yani bir nevi bilmeyerek bebeklerinin ölümünü istemiş olurlar. Ölüm sonrası ise yaşayacakları pişmanlık cahilliklerinden olacaktır.
Neyse ya. Umarım anlatabilmişimdir.
__________________ |