[ipekce]

Nobel ödülüne sahip bir bilim adamı 58 yaşına gelince bir kayak kazası sonucu ölür.Aids üzerine çalışmalar yapan ve büyük umutlar vadeden bilim adamının ölümü karşısında tüm bilim dünyası şoka girer.Işık varlığı olan rehberi,hayatın ötesindeki yerde onu karşılar ve sorar’’Evet dostum bir sonraki raunda ne olmak istersin?’’zeki ruh birkaç dakika düşündükten sonra şöyle cevap verir’’Duygusal tarafıma çalışmak istiyorum.Sende biliyorsun ki ben korunmuş biriydim.Daha sevgiyle beslenmeyi öğrenemeden insanlar beni formüllerle besleyip durdu.’’Dikkatle dinleyen rehber başını sallar ve sorar.’’Bunu nasıl düzeltebiliriz?’’Ruh bir an kararsız kalır,sonra yavaşça’’Aklın ayartmalarından uzak durmak istiyorum.Zihnimin yeteneklerini durdurmak istiyorum.’’der.Ruhun ne demek istediğini bilen rehber endişelenmiş gibi yapar.’’Bunun için ruhani kredin var mı unutma kararı verdiğini hatırlamicaksın.Bak sonradan tanrıya iftira atmanı ve içindeki tanrısallığı sorgulamanı istemiyorum.Ruh,aklımı mühürle lütfen benim sessiz bir yıldızın altına doğmama izin ver.’’diye ısrar eder.Rehber başını sallar’’Hımmm emin değilim,bu hayatında seninle birlikte olacak birilerini tanıyor musun?’’aslında ne demek istediğini çok iyi bilen rehber bu soruyu sadece onu denemek için sorar.Nobel ödüllü ruhun geçmiş hayatlarında beraber seyahat ettiği iki ruh vardır.İşte bu iki ruh arkadaşımda kendi zihinleriyle ilgili benimkiyle aynı soruna sahipler.Fazla akıllılar ve duygusal yetenekleri üzerine çalışmak istiyorlar.Benden önce doğmak istiyorlar ve bende onların oğlu olacağım’’.Rehber onları iyi tanıyormuş;aslına bakarsanız son iki randevusu bu iki ruhlaymış!İkisininde haritalarını inceler,özellikle ruhu onların çocukları olarak nasıl uygun bir şekilde yerleştireceğini görmek için haritalarındaki çocuklar evinin olduğu yere bakar.Sonunda gülümser:’’Çok iyi,21.kromozomdan üçüne sahip olan bir bedende doğacaksın.Down sendromu ile doğacaksın.Zeka seviyen son yaşamındakinin üçte biri olacak,ama duygusallıkta bir dahi olacaksın,insanların iç dünyalarını hissedeceksin,ama zihinsel olarak bunu iletişime sokamayacaksın,kabul ediyor musun?.’’Üçüde kabul etmiş.

Yirmi dokuz yıl sonra,çok genç ve başarılı bir çift Manhattan’da kocaman bir çatı katı satın alır.Kadın bir bilgisayar yazılım şirketinin Başkanı,adam da asla dava kaybetmemiş bir avukattır.Hayatlarından çok memnunlardır,her biri kendisine ait olan evlerinin tek hakimidir,birlikte ama aslında bir o kadar da yalnızlardır.Herkes, ki buna arkadaş saydıkları insanlarda da dahil ,onları açıkça ya da gizlice kıskanır:Öyle hoş,genç yeteneklidirler ki.Olması gereken her şeye sahiplerdir.İşleri el verdiği zaman,gece geç vakitte bal bala kalır ve alelacele sevişirler,yüksek performanslı ama pek samimi olmayan sevişmelerdir bunlar.Nihayet kadın hamile kalır.Hamilelik sürecini kontrol altında tutma zahmetine katlanmazlar,her zaman kazandıkları için buna gerek duymazlar.Kendilerine olan güvenleri doğru düşünüp karar vermelerini engeller.Bebeğe Leonardo Da Vinci’den esinlenerek Leonardo ismini takmaya karar verirler.Doğumda hiçbir sorun olmaz,Leonardo kolayca dışarı çıkar.Bununla birlikte,kısa sürede küçük Leonardo kolayca dışarı çıkar.Bununla birlikte,kısa sürede küçük Leonardo’larının Trisomy 21’i olduğunu fark ederler.’’Bu ne demek oluyor ?’’diye sorar babası.Anne hüsranla ona haykırır,’’O gerizekalı!’’ Hiçbir zaman inanmadığı Tanrı’ya bağırır,’’Bunu hak etmek için ne yaptım?Neden cezalandırılıyorum?’’ Baba tamamen şaşkındır,şoktan konuşamaz,derken birdenbire karısına karşı bir nefret duyar.Bunun mutlaka karısının ailesinden gelen ve kendisinden gizlediği genetik bir anormallik yüzünden olduğunu düşünür.Ya da daha da kötüsü,belki de onu aldatmıştır;Bu yaratık başka birinin genetik havuzunun ürünü olmalı.Bunu;bu şeyi,iş arkadaşlarına nasıl gösterecek şimdi?

Küçük bebek büyür;diğer bebeklerden daha yavaş ve farklıdır.Parktaki insanlar onda bir şeyin yanlış olduğunu görür,ama kibarlıklarından herhangi bir şey sormazlar.Küçük çocukta bir şey vardır,daha derin bir anlayış,sözlerle ifade edilemeyen,ama kalpten sessizce iletişim kuran bir bilgelik.Çocuk sevgi ve şefkatten başka bir şey bilmez.Anne babasının onunla ilgili ne düşündüğünün bir önemi yoktur,onlara karşı sevgiden başka hiç bir şey hissetmez.Sevgisi koşulsuzdur.Çocuk onları başarıları ya da koşullarından dolayı sevmez,zira böyle şeylerin varlığından bile haberdar değildir,ve aslada olmayacaktır.Onları parlak zekalarına göre değerlendirmez;genleri sayesinde gözleri farklı bir çeşit pırıltıya duyarlı olmaya programlanmıştır.Zeka seviyesinin 62 olduğu doğrudur,ama ruhsal zekayı kim ölçebilir ki?Böylece anne ve babası hayat tarzlarını değiştirirler;zira küçük Leo çok dikkat gerektirir.Birlikte daha fazla zaman geçirmeye başlarlar ve bu süre zarfında sarf ettiklerinin toplamından çok daha fazla olur.İlk başlarda bu duygular reddetme,suçlama ve suçluluk duyma sonucu ortaya çıkarken,daha sonraları sevgiye ve şefkate dönüşür.

İki genç anne baba yavaş yavaş küçük masm çocuklarına aşık olurlar.Hayatları değişir,arkadaşları değişir.Anne evde çalışmaya başlar ve bir web tasarımcısı olur.Leonardo’yı büyütürken hayatı boyunca sorunlar yaşadığı kendi annesi karşıda bir yakınlık duymaya başlar.Yeni durum her şeye farklı bir açıdan bakmalarını sağlar.İkisi de birbirine kimsenin daha önce tahmin edemeyeği kadar sıkı sıkıya bağlanırlar.Küçük Leonardo’nun işte böylesine güçlü bir büyüsü vardır.Annesinin,kişiliğini düzeltmede başarılı olamadığı üstün zekalı terapistinin yapamadığını oğlu başarır.Bir kanepe ve haftalık seanslara artık gerek kalmamıştır,çünkü onun şifacısı tam burada,kendie evindedir.

Baba da değişir.Manhattan’daki şirkette çalışmayı bırakır ve şehir dışında küçük bir kasabaya taşınırlar.Ulusal Çocuk Geliştirme Organizasyonu’nun başına geçer ve özel bakım gerektiren çocuklar için çalışmaya başlar.İlk mucizelerinden sonra iki oğulları daha olur.Birinin adını şefkat tanrıçasını düşünerek Kuan ve diğerinin adını ise Vftizci John’u düşünerek John koyarlar.

Bu hikaye ruhani Astroloji’nin en önemli dayanak noktasını gösterir:kendi haritanızı çizen sizsiniz.Sizin hasta,fakir,başarılı,mutlu ya da sefil olmanızı takdir eden kader değildir;bu sizin doğmadan önce aldığınız kendi kararınızdaır.Siz bu kararları Yaratıcı ile çok daha yakın temasta olduğunuz sırada verdiniz.

Kabalistik Astroloji’yi uygulayanlar hayatlarında meydana gelen şeylerin,iyinin ve kötünün,güzelin ve çirkinin sorumluluğunu üzerine alırlar.Başımıza gelen her şey bizi daha iyi ve güçlü yapmak için tasarlanmıştır,çünkü ancak bu şekilde tanrısal olana yükselmeye devam edebilriz.