Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21-05-2008, 05:49 PM   #222 (permalink)
cent
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Ynt: centin degişim aşamaları








Acı ve Zevk!...Toplumsal ve Zihinsel Depremler!…



Günümüzde teknolojik açıdan insanlık büyük bir ilerleme içerisinde! Her geçen gün yeni teknolojiler üretilmekte! İnternet teknolojisiyle birlikte bilgi paylaşımı inanılmaz boyutlara ulaşmış durumda! Aradığımız bilgiye çok kısa zamanda ulaşabiliyor ve dünyanın öbür ucundaki insanlarla iletişim kurabiliyoruz! Fikirlerimizi özgürce ifade edebiliyor ve karşılıklı fikir paylaşımında bulunabiliyoruz! Görünüşe bakılırsa her şey muhteşem!…



Bu muhteşem görüntünün arkasındaki gerçekleri de görmek gerekiyor! Şu an toplumsal bir çöküş yaşadığımız da maalesef bir gerçek! İnsani değerlerimizin zayıfladığı bir gerçek! Sahtecilik ve dolandırıcılığın yükselişte olduğu da bir gerçek!



Bunları neden yazıyorum? Umutsuzluğa kapıldığım, ideallerimden vazgeçtiğim için mi? Asla! Harekete geçmenin zamanı geldiğine inandığım için!



İnsanları harekete geçiren iki büyük güç vardır: Acı ve Zevk! Biz bir şeyi, ya acıdan kaçmak ya da zevke ulaşmak için yaparız! Harekete geçmek için ya acının ya da zevkin büyütülmesi gerekir! En büyük motivasyon da, acının ve zevkin dorukta olduğu anda gelir!



Kurtuluş savaşı sırasında esaret, ve bağımsızlığını yitirme, atalarımıza öylesine bir acı vermiş ki, kazmasını küreğini kapan, genciyle yaşlısıyla, kadınıyla çocuğuyla tek yumruk haline gelmiş, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde büyük bir zafer kazanmış ve bugünkü Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur!



Acı ve zevk konusunda göz ardı edilmemesi gereken müthiş bir gerçek vardır: Zamanla geçici zevkler kalıcı acılara, geçici acılar da kalıcı zevklere dönüşebilir! Geçici zevkler insanın hayvani yönüne, kalıcı zevkler ise insanin ruhsal yönüne hizmet eder! Ve insan ancak ve ancak kalıcı zevkler yolunda ilerlediğinde zevkin gerçek tadına varabilir, bu şekilde mutlu ve huzurlu bir yaşam sürebilir! Kalıcı zevklere ulaşmak için, insanın yaratılış gayesine uygun yaşaması, insanlık adına faydalı işler yapması, dürüst ve ahlaklı olması, sarsılmaz değerlere, güçlü bir karaktere, güçlü bir amaç duygusuna ve güçlü bir vizyona sahip olması… gerekir!



İnsanın mükemmelliği ruhsallığındadır! Zihinsel hakimiyet ve evrensel teslimiyet ile ruhsallığımızı güçlendirebiliriz! Zihinsel hakimiyet ve evrensel teslimiyet kişisel mükemmellik yolunda olmazsa olmaz ön koşuldur!



Acı ve zevk, kişinin kendisinin ve çevresinin (dış etkenlerin) etkileyebileceğ i zihinsel durumlardır! Eğer kişi kendisi karar vermezse, dış etkenler acı ve zevkin ne ve hangi düzeyde olduğunu belirlerler! Biz zihnimizde, acıyı ve zevki istediğimiz kadar yükseltebilir ve doruk noktasına taşıyabiliriz!



Eğer kontrolü dış etkenlere bırakırsak, onlar bizi acı içindeyken zevk içindeymiş gibi kandırabilirler! Ben buna, zihinsel uyuşturucu diyorum! Zihinsel uyuşturucular, geçici zevkleri kalıcıymış gibi gösteren, illüzyon etkisi yapan, bizi çöküşe götüren zararlı etkenlerdir! Zihinsel uyuşturucuları n en büyükleri medya ve maalesef internetdir! (tabi ki bunların etkisinde kalarak felaket tellallığı yapan, aydın geçinen zavallıları da unutmamak gerekiyor!…)



17 Ağustos’u hepimiz hatırlarız! Binlerce kardeşimizi yitirdiğimiz (Allah bir daha bizlere o günleri yaşatmasın!) acı bir gün! Benim görüşüme göre de, eğer bir uyanış başlatmazsak daha acı günler bizleri bekliyor!... Toplumsal depremler yaşıyoruz! Değerlerimiz her geçen gün daha da sarsılıyor! Toplum olarak zihinsel çöküşün eşiğine yaklaşıyoruz! Her gün 7.5 şiddetinde zihinsel depremler yaşıyoruz! İşin en acı yönü de, bunun yeterince farkında olmayıp, toplumsal ve zihinsel depremin şiddetini yıkıcı konuşmalarımız ve faaliyetlerimizle biz kendimiz artırıyoruz! Kendi evimizi kendimiz sallıyoruz! Kendi toplumumuzu kendimiz sallıyoruz!



Türkiye Cumhuriyeti bizlere emanet edilmiş ve bağımsızlığını korumak bizlere kutsal bir görev olarak verilmiştir! Her birimize düşen görev, ülke menfaati için işimizi en iyi şekilde yapmak, toplumsal değerlerimizi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını korumak ve sürdürmektir! Bugünkü Türkiye’nin haline bakınca, atalarımızın kemiklerinin sızladığına eminim! Zihinsel senaryolar ile Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlığını yitirmenin eşiğinde! Atalarımızın kanını canını vererek koruduğu topraklar satılmakta, Türkiye gençliğinin beyin gücü ya yanlış yöne kanalize edilmekte, ya başkalarına hizmet etmekte, ya da uyutulmaktadı r!



Peki bu durumda ne yapmalıyız? Pankart açıp protesto yürüyüşü yapmak çözüm getirmez! Konfüçyüs’ün güzel bir sözü vardır: Karanlığa kurşun sıkacağına bir ışık da sen yak! İşimizde en iyi olalım ve işimizi en iyi şekilde yapalım! Değerlerimize sahip çıkalım! Birbirimize yardım edelim, birbirimizi geliştirip güçlendirelim!



Belki dallarımız, gövdemiz kırıldı ama kökümüz hala sağlam; filiz verebilecek, yeniden şahlanıp yükselebilecek, dalları gökleri delebilecek güçte!...



Peki neye ihtiyacımız var! Zihinsel olarak gelişmiş daha güçlü bireylerle daha güçlü bir Türkiye için Müthiş bir uyanışa!...



Muhtaç Olduğun Kudret Damarlarındaki Asil Kanda Mevcuttur!

M. Kemal Atatürk





Bugün her ne yaparsak yapalım, içtenlik ve sevgiyle yapalım!...



Unutmayalım ki, kalıcı olan tek şey içtenlik ve sevgiyle yapılandır!...



Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!.. .



Muhteşem bir gün geçirmeniz dileğiyle!...



Adem Altay



__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla