Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23-05-2008, 09:44 AM   #254 (permalink)
cent
Binbaşı
 
cent - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2008
Mesajlar: 1,632
Tesekkür: 234
488 Mesajinıza toplam 2,287 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
cent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to allcent is a name known to all
Standart Ynt: centin degişim aşamaları





Olumsuzdan Olumluya Bilinçli Programlama



Farkında olsak da olmasak da her gün, her saat, her saat, her dakika, hatta her an kendimize olumlu ya da olumsuz bir şeyler söyleriz! Sonra bu söylediklerimiz kendini kanıtlarcasına gerçeğe dönüşür! Kendimize her söylediğimiz, her hissettiğimiz hatta aklımızdan geçirdiğimiz her düşünce bilinçaltımıza kaydolur! Tabi ki başkalarının söyledikleri ve yaşadığımız çevrenin düşünceleri ve söyledikleri de bilinçaltımıza kaydolur! Yaşadığımız çevre, arkadaşlarımız, ailemiz, sevdiklerimiz bilerek ya da bilmeyerek bizlere bilerek negatif düşünce aşılarlar! Daha sonra doğal olarak negatif düşünüp, negatif konuşur, negatif olayları çekip negatif olaylar yaşar, etrafa negatiflik saçarız!



Zihnimize bilerek olumlu mesajlar yüklemezsek olumsuz düşünceler kendiliğinden yüklenecektir! Bilinçli içsel konuşma ile zihnimize olumlu mesajlar yükleyebiliriz! Yüklediğimiz bu olumlu mesajlar ne kadar güçlü ve yoğun duygular içeriyorsa zihnimizde o kadar olumlu düşüncenin oluşmasına yol açar! Bir veya birkaç defalık yükleme hiç bir işe yaramayacaktır! Saman alevi gibi bir anlık ısı verip yok olacaktır! Nasıl ki bedenimizi günde iki ya da üç öğün besliyoruz (tabi ki atıştırmaları da unutmayalım), zihnimizi de aynı şekilde olumlu düşüncelerle, olumlu içsel konuşmalar ve olumlu faaliyetlerle ile düzenli olarak besleyelim! Zihnimiz bedenimizden daha mı kıymetsiz!



Bilinçli içsel konuşma , eski olumsuz programlamayı silerek ve yerine bilinçli, olumlu yeni yönergeler koyarak geçersiz kılmanın bir yoludur! Bilinçli içsel konuşma ile daha etkili, geliştirmek istediğimiz taraflarımıza daha yardımcı olan kelime ve ifadeler kullanarak, içsel kontrol merkezlerimizi bilinçli biçimde yeniden programlar, kendimizle güçlü bir şekilde konuşarak bilinçaltımıza yeni yönergeler yükleriz! Bilinçli içsel konuşmalar, olmaktan en çok hoşlanacağımız yeni ve içsel resmimizi çizer! Geçmişte başaramamışsak bile, değiştirmek istediklerimiz için bir yol gösterir! Eski kendimiz olmayı bırakıp yeni bir insan, şartlanmış tepkinin ürünü olmayan, kişisel tercihle yönetilen bir insan olmaya başlamamız için bir şans sunar!



Gelin hep beraber önce bireysel daha sonra kitlesel bir uyanış başlatalım! Kendimizden başlayıp diğerlerine doğru! Öz de olmayan, dışa tesir edemez! Her gün, her saat, her dakika, her saniye, her an kendimize ve çevremize daha olumlu şeyler söylemeye, daha olumlu düşünmeye ve daha olumlu hareket etmeye başlayalım!



Değişim farkındalıkla başlar! Negatif düşüncelerin ve kendimize söylediğimiz negatif sözlerin farkına varalım! Ve onları pozitife çevirelim! Bunun için her gün bilerek ya da bilmeden yaptığımız konuşmaları inceleyelim:



1. Olumsuz Kabullenme: En çok yapılan ve en zararlı içsel konuşma türüdür! Bu içsel konuşma, kendimiz hakkında kötü ya da olumsuz bir şey söyleyip bunu kabullendiğimiz içsel konuşmalardır! Tamamiyle zararımıza çalışır! En çok kullandığımız içsel konuşma türüdür! Bu içsel konuşmayı tanımak kolaydır! Onu en çok şu kelimelerle tanıyabiliriz: “Yapamam!”

“Keşke yapabilseydim!”, “Yapabilmeyi dilerdim ama yapamam!”, “Eski enerjim kalmadı”

“Bugün günümde değilim!”, “Arkadaşım da (ya da sevdiğim) aramadı bugün!”, “Hiç tadım yok!”, “Şu havalarda açılmadı gitti!”,“Şu İstanbul trafiği de hiç çekilmiyor!” ……….…….

(Örnekler o kadar çok ki… gerisi size kalmış)



Bu tür içsel konuşmalar, kendimizle ilgili en basit kuruntumuzdan en büyük korkulara kadar her şeyi temsil eder! Kendimize, tereddüt etmemizi, yeteneklerimizi sorgulamamızı, kendimize yalnızca bir şans vermiş olsaydık yapabileceğimizden daha azını kabul ettiğimiz söyleme tarzımızı gösterir! Güneş ışığında cesurca gelişeceğimize, ürkekçe gölgelerde saklanma tarzımızı gösterir!



Bu tür içsel konuşmalar hayatımızda tahribatlar yapar, kargaşa yaratır, bizi yanıltır, engeller, kafamızı karıştırır! Kendimize güvenimizi, kendimizden şüpheye dönüştürür! En iyi niyetlerimizi bozar! Bizi sıradanlıkla tatmin olmaya iter! Elindekiyle yetinme tutumunun, ulaşmayı amaçladığımız hedeften çok daha düşüğünü kabul etme eğilimini kulağımıza devamlı fısıldayan kaynak budur!



Peki bu kadar zararına rağmen niye hep bu türde içsel konuşmalar yaparız? Her gün, her saat, her dakika… hatta her an seçimler yaparız! Bu tarz konuşmalar da bir seçimdir! Biz seçmezsek bizim adımıza geçmişimizden getirdiğimiz alışkanlıklarımız seçim yapar! Uygun olan değil; alışılmış, kolay olan seçilir!



Kelimelerin o anda ne kadar zararsız göründüğü hiç fark etmez! Onlar bizim zararımıza çalışan ve yolumuzda duran her şeyin belkemiğidirler! Bu tür içsel konuşmalar “Koynumuzda beslediğimiz yılan gibidir” ve er ya da geç bize zarar verecektir! Kendimizi bu içsel konuşmanın “yapamam” larından kurtaralım!Bunu başardığımızda kendimizi en büyük düşmanımızdan korumuş oluruz!





2. Kabullenme ve Değişmeye İhtiyaç Duyma: Bu tür içsel konuşma aldatır! Yüzeyde bizim yararımıza çalışıyormuş gibi görünür! Fakat içten içe bize karşı çalışır! Bu tür içsel konuşmayla, kendimize ve başkalarına değişme ihtiyacımızı kabullendiğimizi bildiririz!



Bu tür içsel konuşma şu sözlerle tanımlanır: “… yapmaya ihtiyacım var!”, “… yapmam gerek!” veya “… yapmalıyım!”Bu tür konuşmalar neden zararlıdır? Çünkü sorunu kabullenmiştir, ama çözüm getirmez! Kendimize (ya da başka birine) “daha düzenli olmaya gerçekten ihtiyacım var” dediğimizde, aslında ne söylüyoruz? “Daha düzenli olmaya gerçekten ihtiyacım var…ama değilim!” Tamamladığımızda bu cümle, bilinçsizce, söze dökülmemiş ama hala programlayan birinci tür içsel konuşma olan olumsuz kabullenme ifadesiyle biter!



“Gerçekten işe zamanında gitmeye çalışmalıyım!” “Biraz kilo vermem gerek!” Sigarayı azaltmaya ihtiyacım var!” “Bununla ilgili bir şeyler yapmak zorundayım!” “Çocuklarıma (aileme, sevdiklerime…) biraz daha zaman ayırmam gerek!” “Daha sıkı çalışmam gerektiğini biliyorum!” Ne zaman kendimizle bu türde içsel konuşmalar yaptığımızı duyarsak, bir an duralım ve cümleyi tamamlayalım! Gerçekte bilinçaltımıza gönderdiğimiz programı seslice bitirelim!



O zaman içsel konuşmalarımız şöyle olur: “Daha fazla gelir elde etmeyi gerçekten isterdim… ama elde etmiyorum!” “Keşke yapabilseydim… ama yapamam!” “Bununla ilgilenmem gerektiğini biliyorum… ama ilgilenmiyorum!” Eve daha sık uğramam gerek…ama uğramıyorum!” İşlerin daha iyi sonuçlanmasını isterdim… ama sonuçlanmayacak!”



Bunlar, kendimize bilmeden verdiğimiz direktiflerdir! Mükemmel olarak yaratılmış bir varlık olan insanın en güçlü kontrol merkezine verilen, görünüşte masum fakat olağanüstü gerçek programlardır! Bu tür içsel konuşmalar hayal ve başarılar doğurmak yerine; suçluluk, hayal kırıklığı ve kendi kafamızda yarattığımız yetersizliklerin kabulünü yaratır! Vücudumuzda farkında olmadan büyüyen tümör gibidir! Ne yapalım: Bu tümörü tespit edip büyümesine fırsat vermeden yok edelim!Bu iyi bir programlama mıdır? Başarmamıza yardımcı olur mu? Cevap, şüphesiz, kocaman bir HAYIR!



Bu iki içsel konuşma türü olumsuz programlamalar! Olumlu programlamalar bir sonraki yazımda yer alacak!...



Kendinize çoooooook iyi bakın arkadaşlar!



Adem Altay

http://groups.yahoo.com/group/kisiselmukemmellik/



içsel programlama devam…



3. Değişme Kararı: Bu tür içsel konuşma bize karşı olmak yerine, bizim yararımıza çalışan içsel konuşmalardan biridir! Bu tür içsel konuşmalarda değişme ihtiyacını kabulleniriz, ama aynı zamanda değişiklik yeni olmuş gibi bu konuda bir şey yapma kararı da alır ve kararı şimdiki zamanda ifade ederiz!



Bu tür içsel konuşmalar şu sözlerle tanımlanır: “Ben asla…” veya “Ben artık…” Bu tür içsel konuşmalarda şöyle deriz: “Hiç sigara içmiyorum!” “İnsanlarla ilişkilerimde artık sorun çıkmıyor!” “Yemem gerekenden fazlasını yemiyorum!” “Trafikte moralim bozulmuyor!” “Yapılmasını istediğim hiçbir şeyi ertelemiyorum! Bu tür içsel konuşmalarda, otomatik olarak eski olumsuz “yapamam” ları arkamızda bırakarak başka bir şekilde ifade etmeye ve bilinçaltımıza uyanmasını, harekete geçmesini ve değişikliği yapmasını anlatan yeni, olumlu bir yolla bunları bildirmeye başlıyoruz!



Bu tür içsel konuşmalar yalnız özgül bir değişikliği başarmaya çalıştığımız durumlarda kullanmaya ihtiyaç duyacağımız içsel konuşmalardır! Sigara içen ama gerçekten terk etmek isteyen bir örneği ele alalım! Sigarayı temelli bırakmaya karar veriyoruz! Böylece bu tür içsel konuşmaya başlıyoruz! Kendi kendimize deriz ki, “Hiç sigara içmiyorum”, “Artık sigara içmekten hoşlanmıyorum ve bıraktım!” Bu tür içsel konuşmayı sessizce kendimize yöneltiriz! Aynı zamanda , başka insanlarla birlikteyken bile sesli olarak söyleriz! Şimdiye kadar canımız bir sigara yakmak istediğinde sadece bunu yapıyor, bunu ilgili hiçbir şey düşünmüyor, hiçbir şey söylemiyorduk!



Fakat şimdi, bir sigara yaktığımızda, sesli olarak “Hiç sigara içmiyorum” diyoruz! Bu sözleri başka birinin önünde söylersek, arkadaşlarımız biraz garip olduğumuzu düşünür! Ama biz bu sözleri hem kendi kendimize, hem de sesli olarak söylemeyi sürdürürüz! Bir süre için, tam sigara içmeye şartlanmış olduğumuz gibi, sigara içmeye devam edelim, ama aynı zamanda kendimizle bu tür içsel konuşmalar yapmaya devam edelim! “Hiç sigara içmiyorum!”, “Artık sigara kullanmıyorum”



Pek uzun olmayan bir süre içinde ne olacak? Bir gün bir sigara yakıp “Hiç sigara içmiyorum” dediğimizde, bilinçaltımız “O zaman elindeki şu küçük beyaz şeyle ne yapıyorsun? Bir ucu da yanıyor!” diyecek! Artık sigara içmediğimizi söyleyerek bilinçaltımıza yeni programlamayı yapıyorduk! Bilinçaltımız da artık sigara içmememizi sağlayarak otomatik olarak tepki gösterecektir! İşte ona yapmasını söylediğimiz şey budur!



Şüphesiz bu tür içsel konuşma birkaç basit kelimeden daha fazla bir şeydir! Sigara içmek dahil, birçok alışkanlık yıllarla oluşur! Onları kırıp yerine yenisini koymak da yoğun bir içsel konuşma programı gerektirir!



Artık sigara kullanmadığımızı bilinçaltımıza söylemeye başladığımızda hala sigara içip içmememiz bir şey değiştirmez! Yeterince uzun ve kesin söylersek, bilinçaltımız, söylediğimiz her şeye inanacaktır! O, yalnızca, yeni direktifleri icra etmek için işe koyulacaktır! Bilinçaltımız yeni emri alacak, kontrol merkezimizde bizim yeni, sigara içmeyen bir resmimizi yaratacak ve bizi sigarayı söndürmeye ikna edecektir! Artık sigara içmiyoruz! Bilinçaltımıza söylediğimiz tam olarak budur!Yeni programımız yürülüğe girdiğinde sigarayı bırakmamız sihir, hipnoz, meditasyon ya da şans eseri olmayacaktır! Bu tam olarak beynin çalışma şeklidir! Hiç şüphesiz sonuç verir çünkü ona ne yapacağını biz söyledik! Ona doğru şekilde anlatmayı öğrenelim, o yapacaktır!



4. Daha İyi Ben



Bu tür içsel konuşma kullanabileceğimiz en etkili içsel konuşma türüdür! Bu tür içsel konuşmalar en az kullanılan ve en çok ihtiyaç duyulan içsel konuşma türüdür! Bu tür içsel konuşmalarda, gerçekten olmak istediğimiz gibi yeni tanımlanmış bir resmimizi boyuyor, onu bilinçaltımıza veriyor ve “Bu oluşturmanı istediğim benim! Sana geçmişte yüklediğim o kötü programı unut gitsin! Bu senin yeni programın! Hadi, şimdi çalışmaya başlayalım!” diyoruz!



Bu tür içsel konuşma şu sözlerle tanımlanır: “Ben …….im”, “Ben programlıyım ve hayatımın kontrolünü elimde tutuyorum!”, “Ben hep kazanırım! Ben sağlıklıyım, enerjiğim ve coşkuluyum! Şimdi hiçbir şey beni durduramaz! Kendimi seviyorum! Ben hayatla uyumlu, iç içe ve zirvedeyim! Kararlılık, gayret ve kendime güvene sahibim! Seçtiğim hayatı yaşıyorum ve ben doğruyu seçerim! Şimdi bu tür içsel konuşma yapan eski sigara tiryakisi şöyle diyecektir: “Sigara içmiyorum! Ciğerlerim temiz ve sağlıklı! Bana zarar vercek ya da beni engelleyecek hiçbir zararlı alışkanlığım yok!



Geçmişteki birinci tür içsel konuşmayla boğuşmak yerine, bu tür içsel konuşma yapan kişi sorunlar ve fırsatlara tamamen yeni, yapıcı, kendi kendini harekete geçiren bir tarzda yaklaşır! Her şeyi ertelemeye programlanmış, geçmişte işini erteleyen kimse, şimdi, “Ben yapmaya ihtiyaç duyduğum her şeyi yapmaya ihtiyaç duyduğum zaman yaparım! İşlerimi bitirmekten, zamanında ve en doğru şekilde yapmaktan hoşlanırım!” der! Geçmişteki problem, sürekli günlük başarıyı yaratmak üzere tersine çevrilmiştir! “İsimleri hiç hatırlayamam!” demek yerine bu tür içsel konuşmada otomatik olarak, “Muhteşem bir hafızam var! İnsanlar benim için önemlidir ve ben hatırlamayı istediğim bir ismi her zaman hatırlayabilirim!” der!



Bu tür içsel konuşmalar, birinci türdeki içsel konuşmaların tersi olan olumlu içsel konuşmadır! Zavallı “yapamam”ların yerine coşkun “Evet, yapabilirim!”leri koyar! Bu tür içsel konuşma ilham verir, cesaret verir, yapmaya sevk eder ve ister! Umutlarımıza dokunur ve hayallerimizin renkleriyle resimler boyar! Heyecan verir, talep eder ve bizi ileri iter! Ruhumuzun zırhını kuvvetlendirir ve kararlılığımızın çeliğini sertleştirir! Korkularımızla savaştıran ve onlara meydan okuyan, bu savaştan muzaffer çıkmamızı sağlayan içsel konuşma, düşüncelerimizi eyleme geçmek için hazırlayan, kendimizi inançla dolduran ve başarının sağlam temellerine ayaklarımızı sıkıca bastıran bu tür içsel konuşmalardır!



Düşmanın ismini koyalım! O zaman onu yaratan içsel konuşmayı bulabiliriz! Fakat, şu ana kadar söylenmiş olan içsel konuşmanın her kelimesi için, buna karşı koyan, yeniden programlayan, sorunu düzelten ve yoluna koyan doğru tarzda bir içsel konuşma vardır!



Bu özel, güçlü, yeniden programlayan içsel konuşmanın bir çok örneği vardır: “Ben hep kazanırım! Kendime güveniyorum! Kendime saygı duyuyor ve kendimi seviyorum! Yaşamım boyunca kazanmaya karar verdim ve bunu yapıyorum!” Hayatımızın geri kalanını, bizim tarafımızdaki bu tür içsel konuşmayla geçirsek hayatımızda ne gibi değişiklikler olurdu? Bu tür emirlerin yaratacağı programlamayı bir düşünelim! O bizim elimizin altında! Daha iyi bir yolu seçmeye karar verdiğimiz an o bizim! Yaşamın en iyisine layığız! Ne dersiniz? Belki bu konuda bir şeyler yapmanın zamanıdır!





5. Evrensel Olumlu İfade



Bu tür içsel konuşma binlerce binlerce yıldır yapılmıştır ve onu telkin eden antik dinler kadar eskidir! Bu tür içsel konuşma, ruhun birleşmesinden, tüm dünyasal şeyleri aşan, varlığıma anlam veren evrensel bir çekimden bahseder! O, dünyasal isteklerle dolu bu yaşama olan bağlarını yenerek, asıl yerlerini arayan ve birçok insanın aklının almayacağı, erişemeyeceği bir şeyde aramayı seçen insanların dilidir! Bu, hala insanların arasında yaşayan ama daha büyük bir ödül bulmaya istekli olanlar için içsel konuşmadır!



Bu tür içsel konuşmalar şu sözlerle tanımlanır: “O ……..dur!” Şöyle bir duygu verir: “Ben evrenle birim ve evren benimle bir! Onun bir parçasıyım, onun içindeyim ve ilahi güzelliğin semalarında parlayan bir kıvılcım olarak varım!”



Bunlar güzel ve anlamlı sözlerdir! Fakat, bu seviyedeki içsel konuşmaya hak ettiğinden daha azını veriyor gibi olmamak için şunu söyleyeyim: Arayışları kendilerini bu seviyeye getirenler zaten bilirler! Bu tür içsel konuşmayı öğrenmek için, onların bu bilgileri okumaya ihtiyaçları yoktur! Onlara, “olumlu ifadeler”, özel hedeflerine ulaşmada mantralar olarak hizmet ederler!



Kendinize çoook iyi bakın arkadaşlar!



Adem Altay
A!!!A
İçinizdeki "Süper Ben"i Açığa Çıkarın!!!
__________________
yokluk ,varlıgın aynasıdır.



Dünyayı isterken de sus,
Bir dileğe kavuşmak isterken de.
Öylece seyre dal gitsin…
mevlana
cent isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla