TANRI İLE SOHBET benim adım dertli dolap,suyum akar yalap yalap,
böyle emreylemiş Çalap,derdim vardır inilerim..YUNUS
ne derseniz deyin yunusun dediği gibi Çalap da diyebilrsiniz...bir şey demeye ihtiyacımız oldugu kesinn..çünküüü abra kadabra veee işte mükemmel insan var ortada...
İnsan ..büyük muamma..dogumu ve ölümü arasında ki süreçte seven sevilen veya öyle zanneden..kazanan kaybeden veya öyle zanneden..bilen bilmeyen veya öyle zanneden..yaşayan ,ölen veya böyle zanneden...insan kendi karga sesiyle yüreginin sesini bastırmadıgı sürece tanrıyla her an konuşabilir..yeter ki çatlak seslere ünsiyet kazanmasın zamanla,alışmasın onlara...
paylaşım çok güzel bu tür kitaplar elimizdeki ,burnumuzun dibindeki hazineyi işaret ediyorsa ne ala...asıl vardıracagı yer odur..
Yarin yüzündeki peçesini nazlı bir edayla indirdiğini görmek isteyen herkes alır payını...
Aşk şarabı içilip muhabbet tatlısıyla cila atmadıktan sonra bu şölene seyirci kalırız..zamanın ve mekanın bir kabuk haline dönüşüp çatladıgı bu şölende o kabugun tam parçalarını elinde ufalar saçarsın karanlıga da yeniden yıldıza bogulur gece.. Hele bu şölende gözyaşı iksiriyle parlamışsa aynalar gölgecikler siner orda meydan hakikate kalır..
Heybet daglarının üstüne bak şölenin tam ortasında orda kanatlar göreceksin senin için ayrılmış,hazır bekliyorlar seni bak..manevi medyanın tüm dayanılmaz şöhretleri de bu şölende bak...yusuf da burda züleyha da ..sevdiğine bak aynada göreceksin onu..
Gözlerini dört açarsan seyredemessin bu şöleni kalp gözünü açmadıktan sonra..bu iki ayak da iş göremeyecek kalp ayagı seke seke gitmedikten sonra heveslere basarak..ab-ı hayat dagıtılıyo bu şölende sen de kevgirini tut altına dolarsa ne alaa...
Bak aşkın kılıcı gönülleri çırpılmış yün gibi ince incee attırırken..şimdi yola koyulma vaktii..
içimden geldi yazmak lerzanıma ithaf ettim... |