Ay yüzlüm, apaçık sözlüm, ruhum sana kurban;
Gönlüm sana hayran!
Nergis bakıslarının tesiri ne de yaman!
Sultanım el-aman!
Bak sinemde bir ok var, derûnumda bir acı,
Sendedir ilacı…
Ey varlıgı nûr, dünyası sürur, sözü Kur’ân!
Her derdime derman…
Pür âtesim bırakma beni hicranda zinhâr!
Rûhumda âh u zâr…
Hem mahzun, hem de perişan dertlerle kıvrandım;
Kapına dayandım!
Bilmem baska kor, baska ates, ben Sana yandım;
Seninle uyandım.
Ey dünyaya arstan gelen nûr, ey meh-i tâbân!
Aydınlattı ziyan…
Baktım semailine hep dîdârını andım;
Askınla kıvrandım.
Ey taptaze Gül, kâkülü amber, saçı reyhan!
Câziben ne yaman!
Görmemistir cihanda gözler, Sen gibi dilber…
Güneslerden enver…
Aç lütufla bagrını aç ki, kıtmir kölendir,
Dergâhın uludur…
Deryalara denk kereminden bir katre ihsân,
Ey gönlüme sultan!
Lutfeyle ne olur bildigim baska kapı yok!
Derdim herkesten çok.
Nurdan çehrendeki bu nikâb da ne?
Güneslere taç giydiren ısıkken.
Hep hicranla bunca yıl bunca sene,
Geçmis gidiyor…baharlar beklerken.
Dog ruhlara arstan gelen burhanla!
Inlet dört bir yanı altın sadânla!
Hayat üfle sihirli rayihanla!
Hak adına üfül üfül eserken.
Konus ki hatipler haddini bilsin,
Ilahî nefhanla ruhlar dirilsin.
Erilecek zirvelere erilsin.
Baslamıs gökler de bunu dilerken…
Ey mukaddes kitâb, ey ezeli nûr,
Ey iklimi ziyâ, etrafı huzûr;
Son demde bir kere daha ne olur,
Agar, ısık karanlıgı bogarken..!
Bahar olmasa da sonbahar olsun.
Cihanlar tekmil âvâzınla dolsun;
Yeniden namın her yanda duyulsun!
Su fâni ömürlerimiz biterken…