19-11-2009, 03:47 PM
|
#30 (permalink)
|
Redflowers
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 3,010
Tesekkür: 28,441
2,242 Mesajinıza toplam 14,584 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: cevap verebilir misiniz? Alıntı: nevresim Nickli Üyeden Alıntı
sf li biri olarak tartışma konunuza bende yorum yapmak istiyorum,sf bencede hem genetik hemde çevresel etkenlere bağlıdır,genetik olarak şöyle ki aile büyüklerime dikkat ettiğimde mesela, babam ,annem de çekingen yapıya sahipler,hatta anneannem filan da,o açıdan genetiğimde olabilir diye düşünüyorum.
diğer açıya gelince çevresel açıdan,ben çevresel etkinin tabi ki en büyük etkisini küçük yaşlarda aile tarafından maruz kalınan yetiştirilme tarzına bağlıyorum.bu yaşta oturuyo özgüven sonuçta.o yüzden ben bu etkinin özellikle çocuklukta kişiye ne kadar değer verildiği yada aşağılandığıyla alakalı olduğunu düşünüyorum.
misal benim annem babam beni çok kötü yetiştirdiler ruhsal açıdan,hatta ablamda yapıyodu bunu,annemler benim ne kadar çirkin olduğumdan tutunda,herhangi söylediğim bişeyin ne kadar anlamsız olduğuna kadar,annem yüzünü ekşitip benim ne kadar iğrenç biri olduğum tarzında-babamın hakaretlerini yazamıyıcam bile zaten- şeyler sürekli olarak söylemesi gibi,bu durumda özgüvensiz olmak kaçınılmaz gibi.ki zaten sf değersizlik görülmekten kaynaklanıyorsa..
ancak ben genetiğimde çekingenlik olmasına ragmen(veya olmasa da) bilinçli bi ailede yetişmiş olsaydım daha farklı olmazmıydı?benim sorunumu anlayıp veya onlarla herşeyimi çok rahat paylaşmamı sağlayarak ,sorunumu çözmeye yönelik davranışlar yaparak benim daha özgüvenli biri olmamı sağlarlardı tabi ki,en azından hayatım yaşanabilesi bi hayat olurdu.demekki çevresel etkinin yüzdesi çok çok fazla.
bu hale getirildiğimiz gibi çıkadabiliriz,ha zaman alabilir o ayrı,sonuçta bi günde yerleşmedi bi günde de gitmez bu düşünceler.sevgiler... | Ben yine her zamanki gibi aynı yerde takıldım
Şöyle diyelim; X kişisinin ailesinden annesi devamlı onu yargılar ve suçlarken, babası devamlı onu övüyor, onunla ne kadar gurur duyduğunu belirtiyor. Söz konusu bir olayda anne çocuğunu farklı durumlardan yargılarken, baba çok farklı bir pencereden yani bardağın dolu tarafından bakıp aynı konuda çocuğunu övüyor. Şimdi bu çocuk özgüvenli mi olur, özgüvensiz mi? Çocuğun odağına bağlı.
Nevresim'cim neredeyse bu forumdaki ilk mesajlarından beri seni ve yazılarını takip ediyorum. Bazen yazdıklarını gülümseyerek okudum bazen tepkisiz bir şekilde. Biliyorsun ki annen, baban, ablan sana kendilerini yansıtıyorlar.
Şimdi sana canlı bir örnek veriyim: Dün bana göre çok güzel olan bir olayla karşılaştım ve bir bununla bir deney yapmaya o an karar verdim. Önce çok sevdiğim bir dostumu aradım, hayatı ve kendini çok seven her şeyin her an çok iyi olduğunu düşünen. Ona başımı geleni anlattım, ama hiçbir duygu katmadan ve beni tebrik etti, bundan sonra herşeyin çok daha güzel olacağını belirtti. Aynı olayı bu sefer başına her an kötü şeylerin gelebileceğini düşünen birisine aynı şekilde hiçbir ek yapmadan anlattım ve aldığım tepki inanılmazdı, felaket senaryoları yazmaya başladı bana, arkadan olabilecek en kötü şeyleri sıralamaya başladı. şimdi olay aynı, anlatan kişi aynı ama tepkiler ne kadar farklı. Çünkü hayatlarına bakış açıları ayrı, annen seni yargılıyorsa seni suçladığı her konu kendinde farkedemediği, kabullenemediği yanları. Bunu bilelim her şeyden önce, seni değil kendisini suçluyor ve çirkin buluyor.
Peki sen ne düşünüyorsun? Gerçekten annenin söylediği gibi misin? Ya da babanın? Bunlar onların senin hakkındaki fikirleri, peki sen ne düşünüyorsun kendinle ilgili? Oturup sana kendini yaz deseler neler yazarsın mesela?
__________________ Ben Tanrı'nın bir çocuğuyum ve Dünya denen bu yerde olmaya layığım. Ruhun adına, şifamı birlikte-yaratıyor ve titreşimimin değişmesini seçiyorum. Tanrım, kontratımı gerçekleştirebilmem için bilmemi istediğin şey nedir? |
Offline
| |