Alıntı:
salvadore_xp Nickli Üyeden Alıntı
Bilinçaltını tanımak lazım; ama çekim yasasıyla islami öğretileri mukayese etmek lazım. Sürekli dua eden ve allah'ın sevgili kulu olduğunu düşünen kişi dualarının kabul edileceğine inanır ve çekim yasasına göre duaların gerçekleşmeli muhtemeldir. Bu açıdan bakınca Dini öğretileri görmezden gelmek oluyor çekim yasası.
Çok düşündüğünüz ve karşılaşmak istediğiniz bir arkadaşınızla sokakta karşılaşıyorsunuz. Aslında insanla daha önce de geçiştiniz; ama algıda seçiçilik durumunuz düşük olduğu için onu farkemediniz, tanıyamadınız. Bu da olabilir. Gerçekten manevi bir yasayı var kabul ediyorsak -ki bilimsel yönü nesnel temellere de dayandırılamayacaktır- bunda ilahi bir kudret aramak gerekmez mi? Şayet ilahi kudret aramadan dünyada manevi kanunların var olduğuna inanırsak bu insanı bir boşluğa sürmez mi?
Meraktan ötürü soruyorum bunları; beyin fırtınası yapmak istiyorum bu konuda. Belki de benim göremediğim noktaları gördüğünüz için aklınıza bu soru hiç takılmadı bile...
İşin psikolojik boyutu var birde. Bilinçaltındaki düşüncelerin davranışı etkilediğini ve değiştiğini telkinleri dinlediğimde gördüm. İnsan bilinç altına gerekli mesajları istediği şekilde gönderebilirse o şekilde davranabilir.
durum1: Hoşlandığınız bir insan var ve ona açılacak, konuşacak cesarete, bir senaryo yazıp kızla çaktırmadan oynayıp kişisel, özel bilgilerini öğrenebilecek kadar pratik zekaya sahip değilsiniz. (Aslında sahipsiniz; ama bilinç altınızda başaramama, yetersiz olma duyguları hakim)
Onun sizden hoşlanacağına inancınız tam ise çekilin bir köşeye ve çekim yasasınn gerçekleşmesini bekleyin.
Aslında çekim yasası inancı gerçekten olmaktan ziyade sizin davranışlarınızı etkiliyor. Daha iradeli, inançlı oluyorsunuz. Böyle baskın karakterlerin de çevresinde prim yapması, istediğini kişiyle kontakt kurabilmesi de muhtemeldir. Çekim yasası adı altında bilinçaltınızda "yapabilirlik, başarılabilirlik" mesajları gönderdiğinizin ve bunu davranışa dökdüğünüzün de farkında olamadığınız için bunun adı çekim yasası oluyor olabilir. Yani aslında çekim yasası devreye girmiyor, siz gereği gibi davranmaya başlıyorsunuz. Çıkış noktası nedir: Çekim yasası'na olan inanç.
Ben gerçekliğini kabul etmekte zorlansam da çekim yasası'nın insanları amacına ulaştırdığına inanıyorum. O yüzden var olduğuna inanmasam da böyle inanç biçimleriyle bilinçaltına daha rahat hitap edebildiği de bir gerçek. O yüzden "üzümünü ye bağını sorma" mı diyoruz bu konuda.
Bu soruları kendine soran ve farklı cevaplar bulabilen arkadaşlar haklı gerekçelerini bana da anlatırlarsa minnettar olurum; şayet bunları hiç düşünmemişlerse düşünmelerini ve daha da ileri boyutta düşünmenin insanı boşluğa, dini inançlarının sorgulanmasına sebebiyet verdiğini de farketmelerini, bu konuda yine görüş bildirmelerini rica ederim. |
Salvadorcum merhaba
Sürekli dua eden ve allah'ın sevgili kulu olduğunu düşünen kişi dualarının kabul edileceğine inanır ve çekim yasasına göre duaların gerçekleşmeli muhtemeldir. Bu açıdan bakınca Dini öğretileri görmezden gelmek oluyor çekim yasası.
Öncelikle ben çekim yasasının dini öğretileri görmezden gelmek olduğunu düşünmüyorum,tam tersine okuduğum pek çok kitapta Kur'an-ı Kerimde çekim yasasının temellerini oluşturan pek çok konuya açıklık getirildiğini ve anlatıldığını gördüm. Bu yüzden bunu şu şekilde yorumlamanın daha doğru olacağını düşünüyorum; Çekim yasası Tüm dinlerin kitaplarında yazan pek çok öğretinin toplamından ve harmanlanmasından oluşturulmuştur diyebiliriz....Belki çok İddialı bir yorum oldu....
Şayet ilahi kudret aramadan dünyada manevi kanunların var olduğuna inanırsak bu insanı bir boşluğa sürmez mi?
Şöyle bir dönüp etrafımıza baktığımızda duygusal boşluğa düşmüş ya da büyük çıkmazlarda savaşan pek çok insan görebiliriz...olayı derinlemesine incelediğimizde rahatlıkla bu durumun içinde olmalarının sebebinin tamamen manevi bir boşlukta olmalarından kaynaklandığını görebiliriz.Malesef günümüzde insanlar herşeyi maddiyata dökmüş ve her sorunu maddiyatla halledebileceklerini sanıyorlar.Evet belki sayılı bir kaç zaman bu dedikleride oluyor ama öyle bir an geliyor ki tıkanıp kalıyor işte...Ne yaparlarsa yapsınlar ne kadar maddiyata sahip olurlarsa olsunlar içlerinde kocaman bir boşluğun gün geçtikçe büyüdüğünü fark etmeye başlıyorlar işte bu noktada da herşeyin üstünde bir İlahi Kudretin olduğunun ve o olmadan ona sığınmadan içlerindeki boşluğun geçmeyeceğini fark etmiyorlar mı?
Onun sizden hoşlanacağına inancınız tam ise çekilin bir köşeye ve çekim yasasınn gerçekleşmesini bekleyin.
Çekim yasası hiç bir şey yapmadan bir kenara çekilip o olayın yada isteğimizin olmasını beklemek değil ki canım.Tam tersine ne istediğimizi çok iyi bilip onu oldurabilmek için gerekli yolları açmaya başlamak değil mi? Biz bugün bir adım atmalıyız ki dileğimize bugün dünden bir adım daha yaklaşmış olabilelim değil mi?
O yüzden "üzümünü ye bağını sorma" mı diyoruz bu konuda.
Çekim yasasında bence tam tersine attığımız her adımın sorumluluğunu alıyor ve ona göre hareket ediyoruz.Yani ben bugün bu adımı atarsam yarın başıma şu şu olay gelir deyip harekete geçiyoruz.Durum böyle olunca da pekte üzümünü ye bağını sorma olayı olmuyor.Üzümü yemek istiyorsan önce bir bağ al, sonra o bağı işle ki üzüm versin ve sende keyfini çıkarta çıkarta üzümleri yiyebilesin diyoruz. Düşünmemi sağlayıp,Düşündüklerimi paylaşabilme imkanı verdiğin için sana kucak dolusu sevgi yolluyorum sevgili salvadorcum.İYİKi VARSIN .....