Merto Nickli Üyeden Alıntı

Yaşanan her şey bir şeyler katarken bazı şeyleride söküp alır elbette, çok yeni yaşanan bir olay ve içine düştüğünü sandığın bir çok durum...

İlişkilerde hayatta yaşanan diğer bir çok şey gibi bize bazı duygu ve durumları yaşatmak üzere içine girdiğimiz yada çekildiğimiz süreçlerdir. Başlıca ihtiyaçlarımız olan sevilmek, kabul edilmek, onaylanmak gibi duygu durumlarını yaşamamıza çanak tutarlar. Ve bu karşılanan ihtiyaçlar içerisinde bizde kendimizi bırakır ve alışkanlıklar ediniriz. İnsan olarak yapacağımız şeyde bu olmalıdır zaten.
Ancak bu süreç içinde iken yada tüm yaşantımızda bilmemiz gereken bir şey vardırki; herşey değişkendir. Değişken olmalıdırda, çünkü değişim olmazsa varoluş anlamsızlaşmaya başlar.

Hayatımıza gelen her şey zıttıyla birlikte gelir.

Doğu felsefesi ve öğretisindeki "yin ve yang" misali. Bizi varlığı ile mutlu eden herhangi biri yada bir şey potansiyel yokluğunda mutsuzluk kaynağımız olacaktır....
Çok severek tükettiğimiz ve bizi iyi hissettiren bir gıda, fazla tükettiğimizde yada yokluğunda - alışkanlık varsa daha da beter şekilde - bizi bedbaht edecektir. Bu düalite - kutupluluk - dünyasında hep böyledir. Ve kabul edilmesi gereken, belkide aşılması gereken bir gerçektir...

Ancak bizler bu durumun farkında olursak, kendi anlam ve değerimizi - ve mutluluğumuzu, huzurumuzu - dışarıdaki bir şeyden yada birinden değilde kendimizden alabiliriz.

Şu anda, her diğer zamanda olduğu gibi yine iki seçeneğiniz var;
Ya diğerlerini ve dünyayı suçlayıp kendinize acıyarak ve üzülerek sevgi ve onay ihtiyacınızı karşılamaya devam edeceksiniz...

Ya da durup bundan ne öğrenebilirim?, bundan sonra nasıl davranmalı ve düşünmeliyim? gibi sorularla ve alınacak dersleri alarak önünüze bakacaksınız...

Hissettiğiniz her şeyde son derece haklı olmanıza rağmen tüm sorumluluğu alıp, hayatınızın efendisi olmaya başlama şansı sunulmuş olması ihtimalini lütfen düşünün....

Sevgiler MERT.