[echoo]

Kabus gibi bir gün geçirdim...
Sabah ofise gittim,5 kişinin birden aynı anda özel hayatına çığ düşmüş;bir parti, onları enkaz altından çıkarmakla uğraştım.Arkasından 2 saat boyunca her cümlesinin ortasına ''Ama... Ama ...'' ekleyen bir ''amaseverle''neredeyse gırtlak gırtlağa geldim. Yetmedi,bence hayatımdaki en gereksiz ama br o kadar da mecbur olduğum alet,cep telefonum bozuldu.Tam 1 saat boyunca,telefoncuya ''sadece alo demek istiyorum'' kelimesinin ne olduğunu anlatmaya çalıştım.Tabii bitmedi,biter mi?Bütün gün 285 tl lik bir açığı bulmakla geçti;1 hafta 2 8 ve 5 rakamlarını ne tek tek, ne de bir araya gelmiş şekilde görmek istemiyorum.Hatta becerebilirsem,parmaklarımın hesap makinesi üzerin de dolaşmasına da müsade etmeyecem bir süre,ten teması bitti,sadece uzaktan bakışalım!
　
Eve gelirken acaba bugün yaşadıklarımın hangisini harflere döksem diye düşünüyordum(herhalde benim kadar konu sıkıntısı çekmeyen bir deneme-yanılmacı yoktur;her tarafımdan ayrı bir hikaye çıkıyor)ki;Cenk'le karşılaştık.
　
Cenk benim apartman komşum.4 yaşında dehşet bir minik dev adam.Hatta hatta onun 31-32 sene kadar eskimiş bir modelini bulsam,direk çekime,hatta hatta büyüye başlayacam;akıllara durgunluk veren dehşet bir zekası var.Çok bunaldığım zaman direk kapısını çalarım.Oturup onun anlayacağı bir dilde sorunumu anlatırım.Ve verdiği cevapları büyütüp günlük hayata uyarlarım.Gülmeyin ya,konuşacak birini bulamadığımdan değil;çocuk deyip geçiyoruz ama,onların gözü,kimi zaman bizim görmediğimiz,görmek istemediğimiz şeyleri bizden iyi görüyor ve çok yalın bir dilde ifade ediyor.Bu yüzden çocuklar ve yaşlıların benim hayatımda anlatılmaz bir önemi var.
　
Cenk sarıldı bana,''echocumm,miniğimm'' diye,ben onu şaplata şuplata öptüm''balım sevgilim''diye.Aman bir şıktı,bir şıktı,bir güzel kokuyordu anlatamam.Nereye gidiyorsun dedim;çok heyecanlıydı,''Aşık olmaya gidiyorum,sakın uyuma,bekle beni,anlatacam gelince'' dedi...Şimdi ''nasıl yani'' desem,''öff echoo,bunuda mı bilmiyorsun'' diyecek.-çünkü ona göre benim bilmediğim çok şey var,kızıyor bana,otur seyret diyor,okumayla olmaz herşey diyor:)-''Peki nerde aşık olacaksın'' dedim;kendinden gayet emin şekilde,'sinemadaaaa'' dedi.(Dayısı sinemada gördüğü birini çok beğeniyor,düşüyor kadının peşine,v.s derken aralarında bir ilişki başlıyor ve dayı bu günlerde zil zurna aşık.Cenk de fanatik bir ''dayısever'' olarak,onun izinde gidiyor,sinema=aşk)
　
Tabii Cenk'ciğime tüm ciddiyetimle bol şans diledim,ama asansörde başladım gülmeye...Evin kapısını açtım,aklıma geldi,laptop araba da kaldı.''Anne ben şimdi geliyorum,kapıyı kapama lütfen dedim'';''nereye'' dedi.''Aşık olmaya gidiyorum'' dedim gülerek;tabii annem bu,durur mu?Kim görmüş ki durduğunu?Cevap anında hazır''aman kızım,bak bu gece cumartesi gecesi,her türlü insan yolda sokakta,orda burda olur kuzumm,bu gece aşık olunmaz annem,gel sen otur evinde'''...Ayy ay...Yorumsuz geçiyorum ben burayı...Kesinlikle yorumsuzzzz!!!
　
Tabii ben anne sözü dinleyen uslu bir kadın olarak(yahu Cenk kadar olamıyorum,yazıklar olsun bana!)giydim ben gene o meşhur cicili bicili renkli eşofmanlarımdan birini,ayaklarımda tavşanlı terliklerim,oturdum koltuğuma,önümde de koca bir fincan sıcak çukulata''Aşk'ı düşünüyorum 1 saattir;''Aşkın çekim yasası'' nasıl işliyor?... Ya arkadaşlar,şimdi şöyle bir kendime baktım da,şu ''31-32 numara büyük'' adam beni bu şekilde görse,ya bir emzik hediye eder,ya da bir topitop;''aşk senin neyine yavrum,sen bunlarla idare et'' der:)Hay allahım yarabbim,allahtan sanaldayız da,kimse görmüyor.Yok ben vazgeçtim köşe yazarlığından,kitap mitap çıkarmaktan,editör filanda aramıyorum,böyle iyi:)
　
Neymiş bu ''Aşk'' ya...Topu topu 3 harften oluşan bit kadar bir kelime,lakin 7 den 70e,herkes bir şekilde peşinden koşuyor.İşte benim gibi koşmaya üşenenler de, oturup böyle arkasından yazıp,dedikodusunu yapıyor.Bulan ''buldum da ne oldu?'' diye soruyor,bulamayan ''bende istiyorum,neden bana yok'' diye soruyor.Hasbel kader hedefi 12 den tutturan varsa,o gariplerim de ''nazar değecek'' korkusuyla ağızlarını açamıyor.İki ucu keskin bıçak;özetiyle bulanla bulamayanın hali bir ''pişttiii'' moduda yaşayıp gidiyoruz işte:)
　
Aslında ne denirse densin,ne yazılırsa yazılırsın ben feci halde ''Aşık olmaya gidiyorum'' cümlesine takıldım.Acaba birileri(miz) aşık olmayı kafasına koyuyor ve aşık olmaya mı gidiyor(uz)?
　
Yüreğin deposu boşaldığında,''sevgi'',''ilgi'',''beğenilme'' ,''özleme'',''özlenme''ibreleri kırmızıyı gösterdiğinde,içeriğine;yani ruhuna,düşüncelerine,fikirlerine bakmadan,ilk gördüğümüz istasyona girip,''doldur kardeşim ne kadar alıyorsa'' mı diyoruz farkında olmadan?Garip anlamsız bir telaşa kapılıp,kredi kartını uzatıyor ve bize neye,nelere malolacağını hiç umursamadan''sen çek ne kadar tutuyorsa''deyip,bakmıyormuyuz hiç ne kadar ödediğimize ya da ödeyeceğimize...Son hızla giderken bir tarafı uçurum bir tarafı da deniz olan o ip gibi patika yollarda,karşımıza ne çıkacağını hiç unursamıyor olabilirmiyiz acaba?Depo yavaş yavaş boşalırken,bize verdiği sinyalleri görmezden gelip ''bu yolun sonunu kesinlikle görecem ben'' iddialarına mı giriyoruz yanımızdakilerle?Zamanı gelip,içine yalan, dolan,hatta belki aslında yokluk,hiçlik,anlamsızlık karışmış duygular,kalbimizi tıkadığında,marş basmadığında,''kim doldurduysa bu benzini,o temizlesin karbüratörü'' diye saçma ve anlamsız bir hırs yapıp,bile bile gene aynı adrese mi çekiyoruz kendimizi?Kaçak yollardan ruha ve yüreğe sokulan aşklarla,bizim canımıza okuyan gene ''biz'' olabilir miyiz acaba?Hani ''ama çok acıyor'' çığlıkları atarken bir biryerlerde,kan kusup kızılcık şerbeti içtim yalanları söylerken birilerine,ya da boncuk boncuk gözyaşları akıtırken gözlerden, biraz da kendi kendimize,kendi elimizle çizdiğimiz kadermize mi ağlıyoruz acaba?Yani bu ''aşk'' dedikleri şey,biz de başlayıp yine bizde mi bitiyor acaba?
　
''Ay echoo,içimizi şişirdin'' diyorsunuz dimi:)Vallahi benimde şişti.Ama şişsenizde,şişmeseniz de,bu var,yaşanıyor...Ayrıca ne alaka?Size aşık olmayın filan demiyorum ben;olun...Bakın Cenk bile aşık olmaya gitti,sizin ondan ne eksiğiniz var?Sizde kalkın gidin sinemaya,hatta bir bilet de bana alın,birlikte gidelim,bana da lazım ondan bir tane,aşık olup gelelim:)
　
Aşık olun olmaya da, lütfen aşık olurken,aşık olduğunuz adam/kadının,sizin aynada yansıyan görüntünüz olduğunu unutmayın.Zaman içinde o olacağınızı,onun gibi düşüneceğinizi,onun gibi yaşamaya hatta konuşmaya başlayacağınızı unutmayın.Mutluysa mutlu olacağınızı,mutluysanız mutlu edebileceğiizi unutmayın.Aşkın et ve kemikten oluşan kısmının bir gün gelip bıktıracağını,bir gün gelip boynunun üzerinde duran ''beyin'' denen kutuyu açmak ve içindekilere bakmak isteyebileceğinizi unutmayın.Unutmamanız gereken çok şey var,ama en önemlisi,''çok özel olduğunuzu'' ve ''siz müsade etmedikten sonra,sizi,sizden başka hiç kimsenin üzemeyeceği gerçeğini ''asla ama asla unutmayın...
　
Hadi hadi kalkınn,aşık olmaya gidiyoruz...İstikamet sinema,mısırlar da benden:)(Bu arada Cenk az önce geldi,filmin ortasında uyuyup kalmış,muhtemelen bu girişimi uykudan dolayı başarısızlıkla sonuçlandı,ama inadım inat diyenlerden,garanti vazgeçmeyecektir ''aşık olma'' eyleminden:))
　
Sevgiyle,çok ama çok mutlu kalın...
(echoo)