Cevap: Tüm Şövalyelere İthafen! Neden Tanrı seni bu anne babaya verdi, sana ise başkasını değil de bu anne ve babaya verdi? Neden olduğunu bilmiyor musun? Neden illâ ki bunları? Ne için, neden, ne sebepten sizleri birbirine ebediyen bağladı? Şövalye! Nerede kaldı senin kılıcın? Çıkarsana kılıcını- isteğini! Senin sadece bir isteğin yeterli olacaktır. Bu duvara yaklaş, vur ve parçala onu! Onlara sözsüz hitap et. Söylemek istediklerini hemen söyle, sadece kalbinle söyle. Mutlaka seni duyacaklar, her şeyi anlayacaklar, çünkü onlar seni seviyorlar. Eğer yürekten istersen- duvar yıkılacak ve kapıdaki taş da yuvarlanıp gidecek. Bu yaşlı insanlardan seni affetmelerini iste! Onlar seni seviyorlardı, seviyorlar ve daima sevecekler. Onlar daima senin için yaşamışlar ve yaşamaya devam ediyorlar. Senin mutlu olmanı, onlardan daha iyi olmanı o kadar istiyorlar ki! Düşünsene: onlardan daha iyi- Tanrı’nın Havarilerinden! Onlar, senin kalbinin içindeki karanlıklarda dolaşıp durmanı istemiyorlar, ışığa geri dönmeni istiyorlar. Çocukluk çağında nasıl olmuştu? Hatırlıyor musun? Onlardan özür dile! Onlara çektirdiğin acılar için kendini de affet! Yapabiliyor musun? Bak bak- kapılar açılıyor. Bak- duvarlar toz gibi dağılıyor. Şövalye, aferin sana! Ancak zincirler hala yerinde duruyor. Hayatını borçlu olduğun insanlar henüz özgür değiller. Sen de henüz özgür değilsin. Kelepçeleri çıkarmak için anahtar gerekli. Nerede o? Kendi kalbine bir göz at, anahtarı orada bulacaksın. Sadece harekete geçmeyi dene ve onlara tüm kalbinle: ‘Canlarım benim, ebediyen var olduğunuz ve daima var olacağınız için teşekkürler!’ de. Bu yaşlı, yorgun kadına yaklaş, ona dokun. Tapınırcasına tek nefeste Anne! De. Bu kısacık söze ruhunun tüm sevecenliğini, tüm sevgisini, tüm sıcaklığını sığdırmaya özen göster. Ooo, bu kelimeyi söylemek ne kadar da zor oluyor, belki de bu sözcük, anahtardır? Denesene, hiçbir şey kaybetmeyeceksin! Yapabilirsin, ben sana inanıyorum. Şövalyem! Bunu tekrar ve tekrar yap! Artık kendini yine minik bir çocuk-ilk adımlarını atan- gibi hissediyor musun? Bu ne kadar da uzun zaman önce olmuştu, ve sen bu harika ülkeye geri dönmeyi uzun zamandır istiyordun! Yine, y,ne bir kez daha ‘Anne!’ de. Özgürlüğün sızlatan acısını hisset! Her bir tekrarında kalbinin inleyişini ve dirilişini, bunca yıldır yüreğinin etrafını saran kalın zırhın kocaman parçalar halinde döküldüğünü hisset.. Görüyorsun: her bir tekrarla daha aydınlık, daha aydınlık, daha aydınlık oluyor… Sen şefkatin rüzgarını hissediyorsun.. Ve buluşmanın heyecanlı titreyişini.. Ve sevginin gözyaşlarını..
__________________ Ben Tanrı'nın bir çocuğuyum ve Dünya denen bu yerde olmaya layığım. Ruhun adına, şifamı birlikte-yaratıyor ve titreşimimin değişmesini seçiyorum. Tanrım, kontratımı gerçekleştirebilmem için bilmemi istediğin şey nedir? |