[muraturkom]

Öfke ortamlarındaki davranışlarımız Sevinç mutsuzluk öfke durgunluk umutsuzluk hepsi elimizle tutup gözümüzle göremediğimiz, kişilere göre boyutları farklılaşan duygu biçimleridir. Öfke : Ahmet haklıydı çünkü en sevdiği gömleğini kardeşi giymiş üzerine de mürekkep dökmüştü. Oysa ki o gömleği alabilmek için iki ay boyunca harçlıklarından biriktirerek alabilmişti. Gördüğü anda deliye döndü. Kardeşine yüksek sesle seni geri zekalı ne yaptın gömleğimi mahvetmişsin diye haykırdı. Kardeşi çok korkmuştu, kendisini savunmuyordu, yere bakarak hiç kıpırdamadan olduğu yerde dona kalmıştı. Ahmet kardeşine olan öfkesini yenemedi, üzerine atladı. Onu yumruklamaya tekmelemeye başladı. Kardeşi ağlıyor, yapma ne olur diye bağırıyordu. Odaya anneleri gelince Ahmet duruldu. Kapıyı çarparak odadan çıkıp sokağa fırlarken, bir yandan da homurdanıyordu. Hikayemize o haklıydı diye başladım, sizin de haklı olup zarara uğrayacağınız haller değişik şekillerde yaşamınızda karşılaşacağınız gerçeklerdir. Şimdi senaryoyu değiştirelim. Konu aynı, Ahmet ve kardeşi arasında farklı biçimde gelişsin. Ahmet gömleği lekelenmiş halde gördü, çok üzüldü, ayaktayken birden en yakın koltuğa oturdu, kardeşi ayakta sessizce duruyor hiç sesi çıkmıyordu, yere bakıyor, dudaklarını ısırıyordu. Ahmet şaşkınlık içindeydi, o gömleği almak için iki ay boyunca harçlıklarından birikmişti, ayrıca ilk giydiği gün arkadaşları nereden aldın bu ne kadar güzelmiş dediklerini hatırladı. Kardeşine biraz kızgınca ses tonuyla otur karşıma dedi. Kardeşi de suçluluk duygusuyla sessizce ağabeyinin dediğini yaptı. Ahmet bu gömleği neden bu hale getirdin hiç mi dikkat etmedin diye sordu. Kardeşi diğer odadan bir şey getireceğim izin verir misin dedi. Ahmet de ne getirecekmişsin bakalım dedi al gel hadi. Kardeşi hızla oturduğu yerden kalktı. Mürekkep anlaşılan sadece gömleğe değil birazı yazılmış bir kağıda da dökülmüştü. Kardeşi ağabeyine kağıdı uzattı, oku lütfen dedi. Ahmet kağıda baktığında şaşkınlık ve pişmanlık belirdi yüzünde, şöyle yazıyordu; başlık canım abim benim diye başlayan ilk mısralarından anlaşılabilen bir doğum günü şiiriydi ağabeyine hitaben yazılmıştı, alt tarafında da kocaman mavi bir bulut gibi mürekkep lekesi. Sarıldılar birbirlerine, Ahmet kardeşine teşekkür etti. İki hikaye arasındaki belirgin farklar kızgın abi ilkinde ayakta ikincisinde kızınca oturması davranışıdır. İlkinde kardeşine hiç soru sormadan tekme tokat onu dövdü, diğerinde ise nedenini sordu, kardeşine kendisini savunması için söz hakkı verdi. İlk hikayede belki Ahmet kendisine yazılan şiiri ömür boyunca bilemeyecekti. Öfke baldan tatlı, bizi daima yanıltan duygu biçimidir. İnsan elbette kızar öfkelenir. Toplumun efendisi ve en kabadayısı öfkesini yenebilenlerdir. Öfkesini yenemeyenler mi? Onlar herkesin haklı ve suçsuz olduğuna inanlarla dolu ama özgürlükleri olmayan kapalı toplumdan uzakta bir binada birlikte gün sayıyorlar. Sizce neredeler bay yada bayan öfkeler hadi siz bulun. Öfkelendiğinizi fark ettiğinizde ayaktaysan otur oturuyorsan uzan kendine gel öncelikle. Olay yerini terk et başka bir ortama git. Bu kaçış korkunuzdan kaçış değil öfkenizden kaçıştır. Ertesi gün ise muhatabınızla mutlaka görüşün, ona dün neden böyle davrandığını sorun, onunla konuşurken kendinizi onun yerine koyun. Belki de kültür ve eğitim birikimi az olan bir ortamdan çıkagelmiş birisi de olabilir. O yine de haklı olduğunu da iddia edebilir. İkinizi de tanıyan bir hakem bulun, hakeme de fikirlerini sorun. Daha da ileri gider çözüm de bulunamazsa devletin mahkemeleri nasıl olsa çözecektir. Size bağırıp çağıran insan şunu söyleyemiyor size, ben bu konuda acizim çözümsüzüm diyemez. Duyguları budur işte ona bu kızgınlığına karşı acıma duygularınızı geliştirin. Yol yordam bilemeyen, kelime hazinesi eksik anlatmak istediklerini belki de küfürlü süslemelerle çerçeveliyor da olabilir. Kötü söz her zaman sahibinindir unutmayın. Güzel sözlerden biri vardı şöyle diyor. Suskunluğum asaletimdendir. Sanmayın ki her lafa verecek bir cevabım vardır. Ancak önce lafa bakarım laf mı diye, Sonrada adama bakarım adam mı diye. Sevgi hoşgörü pozitif hayata bakabilmek Sizleri öfke batağından çeker çıkarır. Siz de belalardan uzaklaşmış olursunuz. Nasıl olsa size kötü davranan bunu başkalarına da yapacak ve cezasını zaten bulacaktır. Kuyrukta sıra bekliyorsunuz adamın biri arkanızda olmasına rağmen sizin çaktırmadan önünüze geçmeye çalışıyor, bırakın arkadaşlar geçsin iki dakika sonra da sizin işleriniz yine olacak. Şöyle kurgulayın belki de çok acil bir durumu var, belki hastanede yatan çocuğu var. Böyle kurguları dilediğimiz kadar belki bulabiliriz. İşte size bir mutluluk anahtarı, o kişiye belki de bilmeden sıranızda iyilik yaptınız. Sözlerim hakkınızı herkese yedirin kendinizi savunmayın anlamına yorumlanmamalı , hakkını ne yedir ne de hak ye. Küçük ufak tefek açıkgözler sıranızda trafikte araç kullanırken, yemek kuyruğunda her yerde vardır. Onlara gülümseyin ve o an sözlerimi hatırlayın, bırakın onlar en hızlısı, en uyanığı olsunlar nasıl olsa onları ileride karayolunda takla atacakları daha çok viraj var siz siz olun evinize yavaş sakin hoşgörülü pozitifliğinizi bozmadan ailenize ulaşın.