[muraturkom]

Hoşgörüsüzlük 181109 Yeni Balıkesir Makale

www.piramitgenc.forumlari.net

Sabahtan akşama kadar her birimiz işine ,okuluna,çarşı pazara koşuşturuyoruz.
Farkında olalım yada olmayalım bir gerginlik hali çoğumuzda var. Agresiflik, karşısındakini dinlemeden önyargılı davranışlar, sinirlilik hali, asık suratlar artık kanıksandı maalesef.

Gazete yada televizyonda izlediğimiz toplumun içinde yaşanan kötü olaylara şahit oluyoruz.
Ardın da olayın kahramanlarına karşı tepkili sözler söylüyor ya da düşünüyoruz.

Örnek o kadar çok ki ;

Haberlerden bazı örnekler, 19 yaşındaki kızının erkek arkadaşıyla cep telefonu görüşmesi yapmasına kızan baba öyle bir dövmüş ki fotoğrafı görüp etkilenmemek mümkün değil.

Başka bir haberde Bursa Karacabey de düğün dönüşü uzun farları yaktı diye evine dönen aileye taşla saldırılıyor. Araçtaki anne ölüyor.

Kız arkadaşını Rize de bıçaklayarak öldüren 18 yaşında lise öğrencisinin dramı.



haber alıntı
Sivas'ta okuldan atılan genç, müdürü bıçakladı. İddiaya göre, Sivas Ticaret Meslek Lisesi'nde öğrenim gören T.Ö. adlı öğrenci, yaklaşık 1 ay önce okuldan atıldı. Dün sabah İstiklal Marşı töreni sırasında okula gelen öğrenci, müdür ve öğretmenlere küfretmeye başladı. Müdür Tuncay Baral müdahale etmek isteyince T.Ö tarafından sırtından bıçaklandı. Baral, öğretmenler tarafından Sivas Numune Hastanesi'ne kaldırıldı. T.Ö. gözaltına alındı


Yazarken bile geriliyorsunuz. Olayların boyutu artık bir insanın canına mal olmaya başladı. Bu olaylar sıklaşmaya başladı. Birlikte düşünelim nedenlerini ve çözmeye çalışalım. Neden diye sormaya başlayalım. Biz Türk toplumu bu kadar tahammülsüz değildik.Ne oldu bize?

Bu olayları ben, sen ve diğerleri yapıyor. Nedir bu sinirlenmek, bu hoşgörüsüzlük? Öfkeyle kalkan zararla oturur, bizim atasözümüz değil mi? Rahmetlik Barış Manço’nun parçasını hatırladım Ali yazar Veli bozar, Keskin sirke küpüne zarar.

Sosyologların, siyasetçilerin, psikologların içinde bizlerden daha bilgili ve tecrübeli kişilerin yada kitle toplum örgütlerinin çözüm önerileri olmalı bu konuda.Bundan 10 yıl sonrasını çoğalmış ve şiddetini arttırmış bir hoşgörüsüzlüğü düşünmek bile istemiyorum.

Yolda aracınızla giderken bir yaya geçmek istiyor, acı bir korna ile ben geliyorum diyor kızgın şoför, yetmedi yayanın üstüne doğru kırıyor direksiyonu. Bir kaza olduktan sonra neyin önemi kalıyor kızgın şoför soruyorum sana. Oysa ki yaya yolun kenarında belli ki karşıya geçecek aracınızın frenine basıp ona yol verdiğiniz de ne kaybedeceksiniz. O yaya size yüz mimikleriyle teşekkür ediyor fena bir şey mi?

Bu hoşgörüsüzlük toplumun içinde bir hastalık gibi çoğalmaktadır. Anne çocuğuna öfkeli, adam karısına öfkeli, komşu komşuya öfkeli, şoför yaya ya öfkeli.

Cuma günleri diyanet bu konu da Cuma hutbelerinde, Cem evlerin deki toplantılarda ,öğretmenler derslerinde , amirler toplantılarda personeline insan sevgisi , hoşgörü konularını daha sıkça vurgulamalılar.

Diziler de retük reklam ve vergi gelirlerini ön planda tutmadan dizilerdeki işlenen konular da öfke , şiddet, cinayet konularının kontrolünde daha etkili olmalılar.

Şarkılarda bile öfke var. Bu parçaların (Rap , havy metal, rock ) sözlerini dikkatli seçsinler. Yada kontrolsüz olamasın. Belli bir yaş grubu acı, öfke, isyan sözcüklerini ninni dinler gibi dinliyor ve etkileniyor.

Babalar , anneler çocuklarına hoşgörüyü önce karı koca ilişkilerine dikkat ederek örnek olup, anlatmalılar. Masallarına Poliyanna’ yı eklesinler. Nasrettin Hoca’yı ,Keloğlan’ı , Mevlana’yı okuyup çocuklarına anlatsınlar. Unutmamalı yeni nesil hoşgörünün gerekli ve önemli olduğunu anlamalı, belki ilerideki olası bir kavga, bir cinayet, sizin sayenizde engellenmiş olacaktır.