03-02-2010, 11:11 AM
|
#98 (permalink)
|
Yüzbaşı
Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 996
Tesekkür: 1,337
963 Mesajinıza toplam 4,848 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Yeniden doğuş sürecimi izlediğim günlüğüm.. merhaba sevgili günlük
insan ilişkilerinde gösterdiğim davranışları şöyle bir düşündüm de..
eskiden bir insanın hayatında ne şekilkde yer alıyorsam alıyım..ben hep daha fazlasını istemişim ve karşımdaki kişilerin beni herhangi bir nedenden dolayı "en" olarak görmesini ve beni zihinsel tahtlarına oturtmalarını istemişim..
şunu anladımki bir insan hayatımızda belli bir şekilde ve sıfatta yer alıyorsa daha fazlasını zorlamanın da bir anlamı yok...çünkü birden fazla sıfatla birisinin hayatında yer almanın aslında büyük bir yük olduğunu farkettim..çünkü insan 2 ayrı rolu oynamak zorunda kalıyor..mesela işyerindeki mesai arkadaşınız sizin aynı zamanda mesai arkadaşınız olup aynı zamandada hayatınızdaki en özel arkadaşınız olamaz
filmlerdede sıkça söylerler ya hani..iş başka dostluk başka diye..gerçekten de öyle..ve bunları ayırarak davranınca da ilişkideki rollerden birisi yıpranıyor ve araya soğukluk giriyor..iş hayatı için dostluk tehlikeye bile atılabiliyor.
bir insanın hem onu hem şunu hem bunu olmak aslında zor birşey..belki benim karşıdma bu yükün altına girmek istememekte ve beni hayatının tek bir alanında görmek istemekle haklılardı..
elbette ki...tek sorun bunu benim bugüne kadar anlayamamamdı...bir insan okulda benimle aynı sırayı paylaşıyor diye yada işyerinde aynı odayı paylaşıyor diye beni en samimi arkadaşı olarak görmeye mecbur değildi aslında..
yani arkadaşlıklar ve ilişkiler çeşit çeşit..
birbirleriyle en samimi olan kişilerin hep aynı ortam içinde olan kişiler olduklarını düşünürdüm hep..ama değilmiş..
çünkü bugüne kadar buna dayanan örnekler görmüştüm..
şimdi farkediyorumki hayatımda herhangi bir şekilde herhangi bir alanında yer alan insanlardan daha fazlasını beklemediğimi ve hayatında benim için ayırdığı alana razı olup bunun tadını çıkardığımı farkettim...kendimi kendime sevdirebilmem için insanların "en özel" kişisi olmak zorunda olmadığımı hissettim...çünkü bazen yeri geliyor ve o en özel dediğimiz sevgiliye bile söyleyemediklerimiz onunla bile paylaşamadıklarımız oluyor..ve bunları belki sevgiliden daha farklı bir kademede olan sıradan bir arkadaşımıza daha rahat anlatabiliyoruz..
şunu anladımki aslında aynı zamanda hem hepimiz özeliz...ve hem de hiçbirimiz özel değiliz...
çünkü hepimiz birbirimizden farklıyız...ve böyle olduğu için de hiçkimse herkesden farklı ve apayrı değil...yani hem özeliz hem değiliz...onun için kendimi zorlamıyorum artık...karşımdaki kişi beni hayatının neresinde koyduysa nereye layık gördüyse kabulumdur...ancak benim razı olamayacağım gibiyse işte o zaman o kişinin hayatımda yer alıp almayacağının kararı da bana aittir..beni sadece sıradan bir arkdaş olarak görüyorsa onunla dost olmak için olmadık çabalara girmeyeceğim...yada dostu olarak gördüğü kişiyi geçip onun yerini almaya çalışmayacağım...
böyle davranışlara girerek aslında kendi değerimi küçülttüğümü anladım... |
Offline
| |