Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13-06-2008, 07:32 PM   #6 (permalink)
comte
Moderator
 
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 1,682
Tesekkür: 3,394
828 Mesajinıza toplam 4,500 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
comte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond reputecomte has a reputation beyond repute
Standart Ynt: bunlar biliyormusunuz ???? [[ dev arsiv ]]



Araf Suresi

Mekke döneminde inmiştir. 163-170. âyetlerin Medine döneminde indiğini söyleyen âlimler de vardır. 206 âyettir. Sûre adını, 46. ve 48. âyetlerde geçen "el-A'râf" kelimesinden almıştır. "el-A'râf", yüksek yerler, yüksek mevkiler demektir. Sûrede temel konu olarak, ilahi vahyin doğruluğu ve vahye duyulan ihtiyaç işlenmektedir.


Araf Suresi'nin 3-4'üncü ayetinde bahsedilen helâk edilmek olayı, Lût Kavmi ve Şuayb Kavmi ile ilgilidir...

Bu Ayetleri, günümüze ya da bazı olaylara yormak akıl işi değildir...Yorumlanacaksa da Din Alimleri tefsir ve mealiyle Din ölçüsünde gerçek olarak yorumlar...

Bu şekilde cahilce yorumlamak, hem İslâmın ve Kur-an'ın yanlış anlaşılmasına hem de insanların yanlış yönlendirilmelerine neden olur ki, bu da dinden dinden çıkmaya kadar gider..


AYET'İN MEALİ ŞU ŞEKİLDEDİR...

3-4- Bu hatırlatma ve uyarı şöyle ki: Ey Muhammed ümmeti! Rabbinizden size indirilen bu Kitaba uyunuz. Ve bunsuz birtakım dostun, bir yardımcının, bir âmirin bizzat kendilerine ve kendilerinden olan söz veya davranışlarına uyuvermeyiniz. Onlara uyup uymamak için öncelikle Rabbinizden indirilmiş olan bu Kitab'a uymayı ölçü edininiz. Kitab'a aykırı olan, Rabbinizin emir ve yasaklarına aykırı bulunan hususlarda gizli açık kimseye uymayın. Rabbinizi bırakıp başkalarının arkasından, izinden gitmeyin. Siz pek az öğüt alır ve hatırlarsınız. Halbuki nice karyeler (kentler); insan toplanan memleketler vardı ki, biz onları yok etmişizdir. Öyle ki ona, o kente azabımız, azap darbemiz ansızın geliverdi. O sırada halkı yataklarına yatmış, gece uykusuna dalmış veya kaylûle hâlinde, kuşluk uykusunda bulunuyorlardı. Kısaca, ya LUT KAVMİ gibi gece yarısında veya ŞUAYB KAVMİ gibi güpe gündüz dinlenme ve gaflet halinde azap kendilerini bastırıverdi de...



comte isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla