Alıntı:
teoman_ Nickli Üyeden Alıntı
senin sorunun toplum içerisinde konuşamamak değil. sen sadece bir belirti üzerine yoğunlaşmış ve onun temel problemin olduğu yanılgısına kapılmışın...
kendini küçük hissetme, komik duruma düşme korkusu, hata yapma kaygısı gibi kaygılarının olduğunu kendin yazmışsın.
peki bu korkuların temelinde ne yatıyor?
psikoloji bilimi bunu çocukluk ve ergenliğe geçiş evresinde düşüncelerinin aile fertleri tarafından dikkate alınmamış olması, özgün bir birey olarak değil toplumun bir parçası olarak yetiştirilme anlayışı gibi bir sürü ıvır zıvırla açıklar.
psikolojinin veya dışardan müdahalenin (buna telkin dinlemek de dahil) sosyal fobinin önüne geçilmesine yönelik hiçbir yararı olamaz.
sosyal fobi senin bir parçandır. temelinde de kendinle yaptığın mücadele yatar. kendinle çatışma içerisinde olmayı bir kenara bırakıp, kendini sevmeye ve takdire etmeye başladığında göreceksin ki sosyal fobiyle ve yukarda saydığım kaygılarla alakalı sende hiçbir iz kalmayacak...
ve aslında toplum içerisinde konuşamıyor olmak gibi toplumun bir gözdesi olmak veya arkadaş çevrende çok sevilen, takdir edilen biri olmak da senin için artık önemsiz şeylerden ibaret hale gelecek.
çünkü asıl önemli olan toplum veya toplumun sana olan bakışı değil sensin. |
arkadaşım bu halt her neyse bende de var, ne yapsam düzelmiyor. Hep başa dönüp duruyor. Ben bıktım artık yaa!! Pes etmiyorum , pes etmiyorum. Telkinle olmaz, kendi kendine saygı göster, kendini sev demişsin. Ben bunu beceremiyorum işte :P Ayağım taşa takılsa 'nefret ediyorum kendimden, iğreniyorum yaşamaktan' demeye başlıyor içimdeki ses :P zamanla insanları kendimden uzaklaştırdığımı, yalnız kaldığımı görüyorum. Nedeni, kendim mutlu olamamak pahasına da olsa başkalarının mutsuz olmaması, başkalarının canını sıkmak istemeyişim. Birşeyleri değiştirebildim sanıyordum, 1 haftadır yine sokakta yürürken herkesin gözü üstümdeymiş gibi geliyor. Dün az kala bi çocukla kavga ediyordum P: Durduk yere içime bişey gelip saplanıyor, söküp atmak istiyorum. . Zor oluyor, ama az da olsa gönderiyorum geldiği yere. Vallaha burdakilerin yazdıkalrını, umutlarını görmesemm, hayata nasıl da başarıyla tutunduklarını görmesem, herşeyin daha da güzele gittiğini görmesem bilmem nolurdu halim :P Belki bi parçamdır sf denen saçmalık, evet öyle. Genelde kararmsar bakıyorum çevreme, elimde olmayan bişey. Ama biliyorum, umudum hâlâ var. Kaybetmedim. Ayynı yolda dönüp dursam daa, vazgeçmedim. Vaz geçmem. Her umutsuzluğa saplanışımdan sonra, biraz daha yaklaştığımı düşünüyorum başarıya. Kendim için bişey yapamasam da hâlâ, herşeye rağmen hayat güzel diyebilmek bazen yorsa da, kendi iç sesimle aramızdaki savaş hiç bitmese de, pencereme konan güvercinlerin birbirlerine kur yapışlarını, aralarına girmeye çalışan 3. kuşu uzaklaştırmalarını, deriin bi nefes aldığım zaman içimde hissedebildiğim birşeyler olduğunu bilmek, huzur veriyor. Ama neler çektiğimi yaşayan bilir. Şikayet etmeyeceğim. Ama bilmeni isterim ki, bahsettiğin kendiyle hesaplaşma yada önemli olanın 'ben' olduğunu anlama meselesi en azından benim için, hiç kolay değil. . Sevgiyle kal