Alıntı:
imported_Angel Nickli Üyeden Alıntı
merhaba sevgili günlük ![s4567](images/smilies/44.gif)
bugün şunu anladım galiba...bir insanın kendinde en önemli sorunlar olarak gördükleri şeyler aslında bir insanın aynı zamanda en çok önem verdikleri şeyler de oluyor sanırım...
yani demek istediğim ; sadece önem verdiğimiz şeyler bizim istediğimiz şekilde hayatımızda sürmüyorsa onlar bizim en önemli sorunlarımız oluyor...önem vermediğimiz şeyler ise ister yolunda gitsin isterse gitmesin..hiçbir zaman bizim için birşey teşkil etmiyor...
bu demek oluyorki bazı konularda oldukça esneğiz bazı konulardada vazgeçilmez kurallarımız var...
dışarı çıkıp insan içine karıştığımda kendimi neden aciz yetersiz ve kötü hissettiğimi birkez daha anladım...şöyle bir düşündüm benzer zamanlarımı...(yani diğer dışarı çıkışlarımı ve insanlarla karşılaşışımı hatta konuşmak zorunda olduğum pozisyonları) ve şu sonuca vardım...aslında kendimi seviyor da olsam içimdeki donanımın farkında bile olsam bunu dışarıya istediğim şekilde yansıtamadığımı ve çevreden de bu yalnış yansımaya göre davranışlar gördüğümü farkettim...
dışarı çıktığımda neden mutsuz olduğumu anladım...yukarıda bahsetmiştim ya insanın en çok önemsediği şeyler istediği şekilde hayatında yer almıyorsa en büyük sorunları oluyor diye...işte benim dışarıyı sevmeme sorunum da kendi görünümümden emin olmamamdan ileri geliyormuş....nitekim modern ve lüx olarak dekore edilmiş alışveriş merkezlerinin kapısından içeriye girişimden itibaren enerjim düşerdi...sanki bir ezilme duygusu hissederdim...çünkü görünümümden dolayı kendimi böyle güzel ve pahalı döşenmiş özenli mekanlara bir türlü yakıştıramaz ve kendimi oraya girmeye orda bulunmaya layık değilmiş gibi hissederim...ama ufak çapta bir mahalle hipermarketinde kendimi çok daha rahat ve huzurlu hissederim...içimdeki güzellikleri içimdeki hazineyi görünüşümde dışarı vuramıyorum...oysa çok da zevkli biriyimdir...estetik tasarımlı şeylerden hoşlanırım..kaba saba dizaynlardan hiç hoşlanmam...ama daha kendi görünümümü istediğim hale getiremedim..ancak getirebilmek için bazı fikirlerim var...kendime örnek bir saç rengi buldum ancak bu renk evde boyayabileceğim bir renk değil...kuaförleri de sevmiyorum ancak madem ki öyle bir renge karar verdim...kuaföre de gitmek zorunda kalacağım buna katlanacağım...işin sonucunda istediğim renk olucak sonuçta...1 saatliğine onların muhabbetine de katlanırım artık ayda bir...bu arada kilo verme çalışmalarına da devam ediyorum..son günlerde kaçırıyorum ama geri kilo almadım en azından...herşeyde güzelliğe estetiğe önem veren biri olarak kendim arzuladığım formda profilde olmadığım için kendimi kötü hissediyormuşum dışarıda..çünkü çevreye göstermek istediğim şeklim şu anki şeklim değil..
gerçek hayatta hiç gerçek bir arkadaşım yok..inan eksikliğini de hissetmiyorum internet yetiyor da artıyor..çünkü siteye göre bana hitap eden ortamları ben seçiyor ve o ortama göre insanlarla rahatça fikir alışverişi yapıyorum...bu halimden memnunum..ama gel gör ki dışarıdaki insanların çık dolaş arkadaş edin sosyalleş tarzında akıl vermeye çalışmalarına sinir oluyorum....tamam belki hiç arkadaşımın olmaması toplum tarafından normal kabul edilecek birşey değil ancak ben bu durumdan da şikayetçi değilim..gel gör ki başkaları durumumdan çok rahatsız olup beni bu halimden kurtarmak ister gibi....ben çok memnunum ve rahatım....belki görünüşümün de payıyla özensiz giyindiğimi görünce bunun hiç arkadaşı yoktur die düşünüyorlar ve sahiden de doğru çıkıyor tahminleri galiba....biraz da bu gibi davranışlara maruz kalmamak için görünümümde düzeltmeler yapmak istiyorum....gerçekten hoşuma gitmiyor..insanın değerini arkadaş çokluğuyla ölçen ve arkadaş çokluğunu da giyime bağlayan görünüşe bağlayan çok insan var...ve öylesine konuştuğum herkes bana açıkca yeni bir arkadaş istemediklerini belirtecek kadar beni reddedercesine tutum içine giriyorlar...sanki ben arkadaşlığa çok açmışım da ölüyormuşum gibi...ve onlar böyle birşeyi kabul ederse onlara haddinden fazla yapışacakmışım gibi....oysa benim niyetimde arkadaşlık değil...
yani ben halimden memnunum onlara ne oluyor ?
kendi halinde yaşayan insanları ezmeye çalışmaya kimsenin hakkı yok ki....onlara kendimi beğendirecem diye de her önüme gelenle rastgele arkadaş olacak da değilim... |
Kim ne derse desin boşver içindeki ses sana söylüyor zaten herşeyi. Ayrıca sen asosyal biri deilsinki öyle olsan burda bile olamazdın ve bizlerin sevgisini kazanamazdın. Bazı insanlar illaki çok arkadaşı olsun ister. Oysaki çokluk önemli değildir. Şöyle bir tane arkadaş insana yeter hatta o bile olmasa dünyanın sonu değil. İnsanın babası, annesi, kardeşi, kuzenide arkadaşı olabilir. Üniversite sondayken sayısız arkadaşım olmuştu. Hepside saygıdeğer çok iyi insanlardı, sonra hayat koşulları kimse ortada kalmadı. Oysaki gerçekten arkadaş olsaydık öyle mi olurdu? Önemli olan sen birşeyler anlattığında seni can kulağıyla dinleyen, senin mutlu gününde, acı gününde hep yanında olan, birşeye ihtiyacın olduğunda çekinmeden söyleyebildiğin ve aynı şekilde sende ona aynen öyle davrandığın, yanına giderken huzurla gittiğin. Saçın kötü bile olsa sen ne kadar güzelsin herşey sana çok yakışıyor diyen. (çünkü gönül sevdimi ne yapsa karşı taraf güzel gelir) Derdin olduğunda gerçek yorum istediğinde her zaman sana objektif olarak destek verebilen kişidir o. Benim öyle bir arkadaşım vardı ama ben salak ben onu kaybettim:( Kısacası insanın birileriyle tanışıp lak lak etmesi, onun yanında huzursuz ola ola onunla görüşmesi, ay kıyafetime ne der diye yanında şıkıdım giyinmek zorunda olmadığın kişilerle arkadaşlık arkadaşlıktır. Beraber pijama partileri yapıp, annenden gizli o yatınca koca bir tencerede sıcak şarap yapıp çay kupalarında kikirdeyerek içmektir arkadaşlık. Bir sır verdiğinde asla kimsenin duymayacağından emin olmaktır. Böyle arkadaş bence ömürde ya 1 bilemedin 2 kere gelir hayatta
![y789](images/smilies/qqb006.gif)
İnsanın böyle bir arkadaşı yoksa hiç olmasın zaten, sevdiklerin arkadaş olur sana merak etme.