Ynt: cubba vs abbuc lisedeyken günlük tutmuştum. 4-5 sene falan tuttum galiba. sonra yaktım günlüğümü. başıma bişey gelir de günlüğüm meydana çıkar diye korkmuştum. günlüğümü yakmadan önce bi okuyum dedim, ama okuyamadım çok kötü şeyler vardı. satırları okurken eski kötü anılar aklıma geldi okuyamadım. bu yazdığım şey günlük mü bilmiyorum ama yazıyorum. kendim için yazıyorum. karışık kuruşuk yazıcam. saçma sapan yazıcam. yazıcam yazıcam yazıcam.... zaten hep yazar olmak istedim. hazdığım romanlarda, hikayelerde, şiirlerde hep kendimden bişeyler katmak istedim. hep yaşadıklarımı yazmak istedim. hem kendimi, hem o hep imrendiğim başkalarını, çevremde gözlemlediğim kişileri, olayları, durumları yazmak, anlatmak istedim. bu belki roman, hikaye, şiir değil ama umrumda değil. yazarken özgür olduğumu hissediyorum. ayrıca buraya yazarken düşünmeye bile korktuğum şeyleri yazmak daha kolay oluyor. mesela BEN KORKAĞIM!! hem kendimden hem başkalarından korkuyorum. ama artık korkmucam. yavaş yavaş ilerlicem. yazmak insanı bu denli özgürleştirebilir mi ya!!
kendimle barışmak istiyorum. kendimi geliştirip iyi bi duruma getirirken değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek istiyorum. mükemmel bir insan yok bugün. adamın kapasitesi 100 dür ama 40'ını kullanıyodur. diğerinin kapasitesi 60'tır ama o da 40'ını kullanıyodur. 2.si daha makbul tabii ki. önemli olan elinden gelenin en iyisini yapmak.
peki ben neden elimden gelenin en iyisini yapamıyorum. evet biliyorum elimden gelenin en iyisini yapamıyorum. yapmıyorum. bunun için açıkçası çok fazla uğraşmıyorum. belki de uğraşıyorumdur. bilmiyorum. ama üzgün ve mutsuz olduğum ortada. şimdi olduğumdan daha iyi olabileceğimi biliyorum. hem de o kadar büyük büyük çabalar gerekmiyo. ne dedim ben? büyük büyük çabalar gerekmiyo. yani küçük şeyler gerekli. küçük mutluluklar falan. ama ben aç gözlü bir canavarım. küçük şeyler beni tatmin etmiyor. okuduğum lise, atıldığım üniversite ve şimdiki okulum Türkiye'de bir çok insanın hayalini bile belki kuramadığı okullar ama benim için neden hiçbirşey ifade etmiyo? acaba ben şükürsüz bi insan olduğum için Allah da bana cezamı veriyo olabilir mi? belki ama ben şükürsüz bir insanım. bu açık. fiziksel sağlığım da çok şükür iyi. aç değilim açıkta da değilim çok şükür. peki ne?????? Adnan Kahveci'ydi sanırım, köy okulunda okumuş, uzatmıyım adamın okumaması için bütün şartlar el ele vermişken adam amerikaya okumaya gitmiş. bursu kesilince okulun yemekhanesinde çalışmış. demek ki isteyince oluyo. ama ben isteyince olmuyo. bi arkadaşım bi keresinde "gerçekten istersen olur. bütün yüzünü tükenmez kalemle bıyayıp yap, sabah kalkınca o halini aynada gör ve daha fazla çalış" demişti.
demek ki ben gerçekten istemedim. ama bazı şeyler sadece maddesel başarı değildir. tamam belki maddesel başarıların hayalini çok kurmama rağmen yeterince istememişim ve kazanamadım. ama manevi istekler?? onlar da yeterince isteyince kazanılabilir mi? mesela ben iç huzuru, kendime güveni vs. yeterince istesem kazanabilir miyim? yüzümü boyayıp yatmak işe yarar mı? BİLMİYORUM!! belki maddesel başarılar manevi başarıları da getirir diyecem ama okul, ders başarılarım olmasına rağmen mutlu değilim. ya bi dakka. belki de ben herşeyi okul, ders başarısına bağlıyorum. ne kadar başarılı olursam olayım bana yetmiyo. (bu arada çok da başarılı değilim hani. başarı başarı yazıyorum ama son yıllarda erimeye başladı. bi numara yok). bu yetmemesinin sebebini de biliyorum aslında. fen lisesi sınavlarında iyi puan almama rağmen orta 2'deki başarısızlığım tercih yapmamı engelledi (orta2'de mat, fen, türkçe toplamı 10 olmalıydı. benim 9'du). arkadaşlarım fen lisesine giderken ben başka bi okula GİTMEK ZORUNDA KALDIM. gerçi gittiğim okul çok iyi bi okuldu ama ben hep gidemediğimin ezikliğini yaşadım. şuan o eziklik yok ama onun mirası olan okul, ders, sınav başarısı kaldı içimde. hayatta bütün herşey sanki bu. sanki önümde sınav kalmasa ben bir hiçim. ama ben o sınavlara da çalışmıyorum. ben manyak mıyım yaa?? sorun ne acaba?
herneyse, insan ilişkilerim neden bu kadar kötü? neden insanlara karşı çok soğuğum? yakın çevremde çok iyiyim. şımarırım, çocukluk yaparım, gerçi onları kaybetmekten çok korkuyorum. birinin bi morali bozuk olsun hemen "benim yüzümden mi acaba?" diye suçluluk duyarım. yabancı insanlarla konuşurken çok tedirgin olurum. rezil olur muyum acaba diye. sanki insanlar hep dolu dolu, mantıklı şeyler konuşuyo ben de saçmalıyorum gibi geliyo. çoğu zaman da bunun gerçekleştiğini görüyorum. aslında düşününce bu doğru değil. onlar da insan. mükemmel değiller. galiba ben kendime değer vermediğim, kendimi sevmediğim ve kendimle barışık olmadığım için onları gözümde büyütüyorum. ama ben kendmi nasıl sevip kendime nasıl değer vericem? ben bunu hiç yaşamadım neredeyse. bu bana çok uzak bi duygu.
benim iyi bir müzik kulağım var. gitar ve bağlama çalmayı bilmiyorum ama arkadaşlarım biraz gösterince hemen bişeyler çıkarabiliyorum. peki sürekli bir hobimin, bir uğraşımın, vakit değerlendirecek bir aktivitesinin olmadığından şikayet eden ben, neden gidip kendime bir bağlama, gitar almadım? yani biraz para biriktirip, sigarayı biraz azaltıp alabilirdim aslında. peki neden almadım? galiba boş durup acılarımdan(!), dertlerimden(!), mutsuzluğumdan şikayet etmek işime geliyo. belki de başka sebebi var. bilmiyorum. ayrıca ben manyak değilim. |