Karınca ve Dev
Derslerle ilgili yaptığınız yorumlar da bakış açınıza bağlıdır. Çünkü dersler hep aynıdır. Temelde aynı konular işlenir ve sizin gibi milyonlarca insanla aynı sistemin içinden geçersiniz.
Ama bu geçişi zorlaştıran ya da kolaylaştıran olaya hangi çerçeveden baktığınızla ilişkilidir.
Eğer dersleri büyük bir göl ve kendinizi de bir karınca olarak görüyorsanız elbette ki o aşılmaz ve geçilemezdir. Bir karıncanın büyük bir gölü geçmesi imkansızla neredeyse akrabadır.
Ama siz bir devseniz ve derslerde bir su birikintisiyse yapmanız gereken tek şey bir adım atmaktır.
Gördüğünüz gibi dersler aslında hep aynı kalmaktadır. Sadece ona bakan karıncaya ya da deve göre anlamı değişmektedir. Bir karıncanın bakış açısına göre aşılmaz bir gölken, dev için bir adımda geçeceği bir su birikintisidir.
Sizin bakış açınız dersler karşısında ne olduğunuzu belirler. Ya çaresiz bir karıncasınızdır ya da güçlü bir dev.
Bu sadece dersler için geçerli olan bir durumda değildir. Hayatın içindeki her türlü olayda da ya karınca olmayı seçeriz, ya da dev olmayı seçip, yolumuza devam ederiz.
Buradaki en tehlikeli girdap ise karınca olmaya alışmaktır. Herhangi bir zorluk karşısında bir kez karınca olmayı seçerseniz, artık sadece karınca olduğunuza inanmaya başlarsınız. Yaşamınızdaki tüm zorlukları da geçemeyeceğiniz bir göl olarak algılarsınız. Bir kez dersler karşısında karıncalaşıp, küçülmüşseniz, meslek hayatınızda karşınıza çıkacak engeller karşısında da eskiden seçtiğiniz yolu seçip yine küçülürsünüz.
Çünkü zihnimiz geçmiş deneyimlerimizden referans alır. Hiç yapmadığımız bir şeyi denemektense eskiden yaptığımız ve kayıtlarımızda var olan yolu seçme eğilimindedir. Oysa kayıtta var olan eski yöntemimiz her zaman en doğru yol demek değildir.
Eğer karıncadan bir şeyler almak istiyorsanız, onun gölün karşısındaki çaresizliği yerine, çalışkanlığını alın ve onun çalışkanlığını bir dev olarak harekete geçirin.
Eğer Siz Eğilmezseniz Kimse Sizi Eğemez
Karınca olmanızın sebebini kendinizin dışında bir yerlerde arıyorsanız, yaptığınız tek şey kendinize geçemeyeceğiniz bir göl daha yaratmaktır.
“ Ailem beni böyle yetiştirdi”
“ Sistem bizi karıncalaştırıyor”
“ Dersler çok zor”
“ Öğretmenler çok ödev veriyor”
“ Zaman çok az”
“ Ailem fazla baskı yapıyor”
“ Ailem benimle yeteri kadar ilgilenmiyor”
“ Öğretmen konuları çok hızlı geçiyor”
Diyerek birçok günah keçisi bulabilirsiniz. Zaten en kolay yol da birilerini suçlamaktır. Ama kestirme yollar her zaman bizi gitmek istediğimiz noktaya ulaştırmaz. Bazen daha zor olanı seçmeli ve onu sorumluluğunu üstümüze almalıyız.
İçinde bulunduğunuz durum için suçlayacak birçok kişi bulabilirsiniz. O zaman şunu sorun kendinize; “Başarılı olduğuna inandığınız insanların yaşam öyküleri hiç de parlak değilken, daha dünyaya geldikleri andan itibaren birçok sıkıntı çekmişken ve sizinle aynı sistemin içinden geçmişken nasıl oluyor da onlar dev olarak kalmayı başarıyorlar?”
Cevap hemen yanı başınızda: Çünkü onlar karınca olmayı, küçülmeyi seçmiyorlar. Onlar hayatta her ne olursa olsun içlerindekine sahip çıkıyorlar. Bir başkasının içlerindeki hazineyi çalmasına izin vermiyorlar.
Dışardan bakıldığında birileri size bunları yapıyormuş gibi görünse de aslında yapıkları şeyin size zarar vermesine izin veren yine sizsinizdir.
Siz izin vermediğiniz sürece kimse sizi ezemez. Belki sözleriyle aşağılar, küçümser, hakaret eder hatta döver. Ama onun bu davranışları karşısında ezilmek ya da ayakta kalmak sizin seçiminizdir. Bu davranışlarını ya onun küçüklüğü olarak görürsünüz ya da kendi küçüklüğünüz olarak kabul edersiniz.
Birileri size yapamayacağınızı söylediğinde ya yapma gücünüzü orada bırakırsınız ya da yaparsınız.
Birileri eğilmeniz için zor kullandığında ya gerçekten eğilirsiniz ya da eğiliyor görünür ama içinizdeki güce sahip çıkarsınız.
Her şekilde seçim size aittir. Neyi seçerseniz onu yaşarsınız ve o olursunuz. Formül de bu kadar basittir aslında.
Zeynep Müge Kasaroğlu
NLP Master Prac. – Time Line ve Modelleme Uz
mukasaroglu@yahoo.com