Administrators Atakan Sönmez
Üyelik tarihi: May 2006 Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 5,723
Tesekkür: 2,852
3,132 Mesajinıza toplam 17,384 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| THE SECRET'İN ÖZETİ • Evren bolluk içindedir.
İyi şeyler asla bitip tükenmez. Hakikat, iyiliğin insanların ihtiyaç duyduğundan fazla olduğudur. Gerekenden daha fazla yaratıcı güç, gerekenden daha fazla güç, gerekenden daha fazla sevgi, gerekenden daha fazla mutluluk var. Bütün bunlar, sınırsız doğasını fark eden bir beyin sayesinde ortaya çıkmaya başladı. Kaynakların yetersiz olduğunu düşünmek, dış görüntüye bakıp, her şeyin dışardan geldiğini düşünmektir. Böyle yaptığınızda göreceğiniz en kesin şey, yetersizlik ve sınırlama olacaktır. Artık varolan hiç bir şeyin dışarıdan gelmediğini, her şeyin önce içeriden düşünmek ve hissetmekle oluşturulduğunu biliyor musunuz? Düşünme yeteneğiniz sınırsız olduğuna göre, düşünerek yaşama taşıyacaklarınız da sınırsızdır ve bu herkes için geçerlidir.. Bunu gerçekten kavradığınızda, kendi sınırsız doğasının farkında olan bir beyinle düşünüyor olacaksınız.
Evren çekim yasası aracılığıyla herkese her şeyi sunar, ayrıcalık yapmaz. Neyi yaşamak istediğinizi seçme yeteneğiniz var. Kendiniz için bir seçim yapın, çünkü SİZ bunu yapabilecek tek kişisiniz!
Başka hayatlar için bir şey oluşturmanız mümkün değil; çünkü onun yerine düşünemezsiniz. Düşüncelerinizi başkaları için birşeyler oluşturmaya zorladığınızda, elde edeceğiniz sonuç, benzer olayları “Kendinize” çağırmak olacaktır. Bu yüzden, bırakın onlar da kendileri için kendi istedikleri hayatları yaratsınlar.
• Sizin Sırrınız:
Her şey enerjidir. Evreni galaksimiz ve gezegenimiz, insanlar, sonra bu bedenlerin iç yapılarındaki organ sistemleri hücreler, molekküller ve atomlar var. Sonra da enerji. Demek ki Evren’deki her şey aslında enerji. Evrende’deki en kuvvetli yayın merkezi sayılmanızın nedeni: Her enerji belli bir frekansla titreşir. Siz de bir enerji olduğunuza göre, belli bir frekansta titreşim yayıyorsunuz; bu frekansı belirleyen ise, herhangi bir zaman diliminde düşündükleriniz ve hissettikleriniz. Ulaşmak istedikleriniz de birer enerji olduğuna göre, onların da yaydıkları titreşimler var. Ulaşmak istediğiniz şeyi düşünüp o frekansı gönderdiğinizde, istediğiniz o şeye ait enerjinin o frekansta titreşmesini sağlayarak, onu Size getiriyorsunuz. Evrenin en etkili yayın merkezi sayılmanızın nedeni, size enerjinizi düşünceleriniz aracılığıyla odaklama ve odaklandığınız şeye ait tireşimleri değiştirme gücü verilmiş olmasıdır; çünkü bu titreşimler o enerjiyi manyetik olarak size çekecektir. İnsanlar kendi manyetik enerjlerini kendileri yönetirler; çünkü frekansı yaratan unsurlar duygu ve düşüncelerdir, hiç kimse sizin yerinize düşünüp hissedemez.
• Siz ruhsal bir varlıksınız.
Siz enerjisiniz ve enerji yok edilemez. Enerji sadece şekil değiştirir. Dolayısıyla size ait katıksız öz, daima varolacak. Siz sonsuz enerjisiniz.
Bizler genellikle dikkatimizi beden dediğimiz, fiziksel varlığımıza veririz. Aslında beden sadece ruhumuzu tutar. Aslında kimliğimizin %99’u görünmez ve ona dokunulmaz. Siz, kendini siz olarak ifade eden Ebedi Hayat, kozmik bir varlıksınız. Siz; güç, bilgelik, mükemmelik, görkemsiniz.
Bütün gelenekler size, yaratıcı kaynağın imgesinden ve suretinden yaratıldığınızı söyler. Bu da, kendi dünyanızı oluşturma konusunda müthiş bir potansiyele sahip olduğunuz anlamına gelir; ve öylesiniz.
Şimdiye kadar kendiniz için mükemel ve değerli şeyler oluşturmuş olabilirsiniz, belki de bunu başaramamışsınızdır. Burada dikkate almanızı istediğim şey şu: “Yaşamınızda elde ettiğiniz sonuçlar, gerçekten almak istedikleriniz miydi? Size layıklar mıydı? Size layık olmadıklarını düşünüyorsanız, şimdi bunu yapacak güce sahip olduğunuza göre, bunu değiştirmenin tam zamanı değil mi?
• Evren düşünceden doğmuştur.
Bizler sadece kendi kaderimizi oluşturmakla kalmıyor, etrafımızınkini de oluşturuyoruz.
Ulaşabileceğiniz fikirler size sonsuz olarak sunulmaktadır. Bilgiye dair her şey, keşifler, buluşlar hepsi birer olanak olarak Evrensel Akıl’da, insanoğlu tarafından ortaya çıkarılmayı beklemektedir. Her şeyi bilincinizde tutmaktasınız.
Hepimiz birbirimize bağlıyız ve hepimiz BİR’iz. Başkalarına dair olumlu ya da olumsuz düşüncelerin bize geri dönmesinin sebebi de budur.
Geçmişte yaşadığınız sıkıntıları, kültürel kodları ve sosyal yargılamaları unutun. Hakettiğiniz yaşamı oluşturabilecek tek kişi sizsiniz.
Arzularınızı gerçekleştirmenin en kısa yolu, dileklerinizi mutlak gerçekler olarak görmektir.
Gücünüz düşüncelerinizdedir, bu farkındalığı kaybetmeyin. Diğer bir deyişle; “hatırlamayı hatırlayın.”
• Siz Geçmişiniz değilsiniz.
Hayatın akışı içinde birçok insan kendisini kurban konumunda görür ve bunun için de genellikle geçmişi suçlar; örneğin, küfürbaz bir ebeveynle yada sorunlu bir ailede büyüdüklerini söylerler. Psikologlkarın bir çoğu ise, ailelerin yüzde seksenbeşinin sorunlu olduğunu söylüyor, bu durumda o kadar da yalnız değilsiniz. Asıl soru, şu an ne yapmakta olduğunuz. Şu an neyi seçiyorsunuz? Çünkü odaklandığınız şey ya budur, ya da ulaşmak istediklerinizdir. İnsanlar olmasını istedikleri şeylere odaklandıklarında, istemedikleri şeyler onlardan uzaklaşır. Arzuları daha geniş yer kaplamaya başlarken, diğer taraf kaybolur.
Geçmişinizdeki herhangi birini başınıza gelenlerden dolayı suçluyor veya ona kin besliyorsanız, bu davranışınızla yalnızca “kendinize” zarar veriyorsunuz. Hakettiğiniz yaşamı size sağlayabilecek tek insan sizsiniz. Bilinçli bir şekilde isteklerinize odaklanarak güzel duyulara dair ışınlar yaymaya başladığınızda, çekim yasası size cevap verecektir. Yapmanız gereken tek şey, başlayarak sihri açığa çıkarmak.
Artık “Evren’de yeterli olandan daha fazlası var”, “yaşlanmıyor, gençleşiyorum” gibi farklı inanışlara sahip olmaya başladınız. Çekim yasasını kullanarak bunları istediğiniz gibi türetebilirsiniz.
Artık kendinizi kalıtsal kalıplardan, kültürel kodlamalardan, sosyal yargılardan kurtarabilir; içinizdeki gücün dünyanın içindeki güçten daha büyük olduğunu kesin bir biçimde kanıtlayabilirsiniz.
“İyi, bu çok güzel ama ben bunu yapamam ki”, ya da “bunu yapmam izin vermezler ki,” ya da bunu yapmama yetecek kadar param yok ki” ya da “o kadar güçlü değilim” yada “o kadar zengin değilim” yada “o değilim, bu değilim, şu değilim, değilim, değilim...” Değilim’lerin her biri bir yaratımdır’! Ben’...im” dediğiniz zaman, bunu izleyen sözler etkili bir gücü üretime çağırıyor, çünkü siz orada söylediğinizin gerçekliğini ilan etmiş oluyor, bunu kesinlikle açıklıyorsunuz. Böylece siz, “yorgunum”, “şişmanım”, “geç kaldım, “yaşlıyım”... dediğinizde, lambadaki cin ortaya çıkıyor ve “dileğin benim için emirdir” diyor.
Bunları bildiğinize göre, bu iki güçlü sözcüğü “BEN ...İm” sözlerini kendi yararınıza kullanmaya başlasanız daha iyi olmaz mı? “BEN mutluYUM, BEN bereketliYİM, BEN sağlıklıYIM, BEN sevgiYİM; BEN dakikiİM; BEN ebedi gençlikİM, BEN her gün enerji doluyUM..” gibi.
Charles Haanel, Mamuncuk Sistemi adlı kitabında, herhangi bir insanoğlunun isteyebileceği herşeyi birleştiren bir olumlama olduğunu ve bu olumlamanın her istek için uyumlu koşullar ürettiğini söylüyor. Çünkü bu olumlama Hakikat’le tam bir uzlaşı içindedir. Söz konusu olumlama: “Ben mükemmel, kuvvetli, etkili, sevecen, uyumlu ve mutlu bir bütünüm.” Bu, isteğini görünmeyen alandan görünür alana çekmeye çalışmak gibidir: Dileğinizi kesinlikle olmuş gibi görün, Bu isteğinizi, “saniyede”, ışık hızıyla ortaya koyacaktır; çünkü O, Evrensel ruhsal alanda bir olgudur ve o alan, varolan her şeydir.
• Düşüncelerinizin Gücünün farkına Varın
Bütün gücünüz, o gücün farkında olmaktan ve bu bilinci kaybetmemekten geliyor. Onu başıboş bırakırsanız, beyniniz raydan çıkmış bir buharlı trene benzeyebilir. Geçmişte yaşadığınız kötü olayları alıp geleceğinize yansıtarak, sizi geçmişinizden de geleceğinizden de koparabilir. Bu kontrol-dışı düşünceler de bir şey oluşturmaktadır. ŞİMDİKİ ZAMANda yaşadığınızın farkına vardığınız taktirde, ne düşündüğünüzün farkında olursunuz. Böylece düşünceleriniz üzerinde kontrol kazanmış olursunuz. Gücünüzün kaynağı da buradadır.
Peki daha çok farkındalığı nasıl kazanacaksınız? Bunu yapmanın yollarından biri; bir an için durup kendinize, “Şu an ne düşünüyorum?” “Şu an ne hissediyorum?” diye sormaktır. Bunu kendinize sorduğunuz an, duygu ve düşüncelerinizi fark ettiniz demektir; çünkü beyninizi şimdiki zamana getirmiş olursunuz. Bu uygulamayı her gün yüzlerce kez yapın; çünkü biliyorsunuz ki gücünüzün tamamı; o farkında olmaktan geliyor.
Daha fazla farkındalık kazanmaya çalıştığımda kendimi geliştirmek için; hatırlamayı hatırlar, Evren’den beni hafifçe dürterek aklımın takıldığı yer neresiyse oradan Şimdiki zamana getirmesini isterim. Bu; nazik bir dirsek darbesi, yürürken bir yere toslamam, birşey düşürmem, abartılı bir gürültü, bir siren yada geçip giden bir tehlike olabilir. Bu tür hareketlerin tamamı; aklımın başka yerlere takıldığını söyleyerek, şimdiki zamana geri gelmesi konusunda, beni uyaran işaretlerdir. Bu sinyalleri aldığımda hemen durur, “Şu an ne düşünüyorum? Şu an ne hissediyorum? Bunların farkında mıyım?” diye kendime sorarım.
Sır’rın gücünü fark ederek onu kullanmaya başladığınızda; tüm sorularınıza cevap bulmuş olacaksınız. Çekim Yasasını derinlemesine anladığınızda; soru sormayı alışkanlık haline getirebilir, böyle yaptıkça da her birine cevap alırsınız.Yaşamınızdaki herhangi bir şey için bir cevap, bir rehber arıyorsanız sorunuzu sorun, cevap alacağınıza inanın.
Evren’in sorularınızı tüm hayatınız boyunca yanıtladığı doğru, ama siz cevapları ancak farkında olduğunuz zaman alırsınız. Çevrenizdeki her şeyi fark edin, çünkü sorularınız gün içinde her an yanıtlanıyor. Cevapları size getiren kanallar sınırsız Bunlar dikkatinizi çeken bir gazete manşeti olabilir, birinin konuşmasını tesadüfen duymak, radyodaki bir ses veya geçip giden bir kamyonun üzerindeki bir ilan yada aniden gelen ilham olabilir. Hatırlamayı hatırla ve farkına var!
Gerek kendi hayatıma, gerekse başkalarının hayatına baktığımda gördüğüm bir şey var; bizler kendimiz için her zaman iyi şeyler düşünmüyor, kendimizi tamamıyle sevmiyoruz. Kendimizi sevmememiz dileklerimizi bizden uzak tutuyor. Kendimizi sevmediğimizde, bize gelecek şeyleri iterek kendimizden uzaklaştırıyoruz.
İstediğimiz şey ne olursa olsun, sevgiyle beslenir. Bütün o gençlik, para, mükemmel insan, güzel bir beden, sağlık, iş gibi şeyleri almak demek; sevgiyi duyumsamak demek. Sevdiğimiz şeyleri kendimize çekmek için sevgi yaymalıyız; bunu yaptığımızda dileklerimiz hemen yerine gelecektir.
Kendinize dışarıdan bakar ve görüdklerinize odaklanırsanız, kendinizi yanıltırsınız. Çünkü kendinize dair görüp hissettikleriniz , eskiden düşünmüş olduklarınızın sonucudur.
Kendinizi tamamıyle sevmek için; kendinize dair yeni bir boyutta içinize odaklanmalısınız. Bir dakika durup sessizce oturun ve kendi içinizdeki yaşamın varlığını hissetmeye odaklanın. Siz içinizdeki varoluşa odaklandıkça, o da Size kendisini gösterecektir. Bu; katıksız sevgiyi, çok büyük bir mutluluğu ve o varoluşa şükretmeyi duyumsamaktır. Büyük olasılıkla hayatınızda ilk kez kendinizi böylesine kusursuz bir sevgiyle seveceksiniz.
Kendinize eleştirel gözle baktığınız zamanlar, odak noktanızı hemen içsel varlığınıza çevirin, böylece ne kadar kusursuz olduğunuzu görebilirsiniz. İçsel varlığınıza odaklanıp onu sevdiğinizde; mükemmellik kendisini gösterecektir. Gerçek “ben” ruhsal bir varlıktır, dıolayısıyla mükemmelliğinde bir kusur olması imkansızdır; asla bir eksikliği, sınırlaması ya da marazı olmaz. |