Tekil Mesaj gösterimi
Alt 01-07-2008, 07:36 PM   #66 (permalink)
capella
Üsteğmen
 
Üyelik tarihi: May 2008
Mesajlar: 163
Tesekkür: 0
46 Mesajinıza toplam 145 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
capella is an unknown quantity at this point
Standart Ynt: HİPNOZ DENEYİMLERİ

Alıntı:
e.z.gia Nickli Üyeden Alıntı
merhabalar..
akşama kadar bekleyeyim dedim ama dayanamayacağım artık hala transta gibi bi halim var arada ayağım falan karıncalandı bugün ama neyse ben anlatmaya 1 gece öncesinden başlayacağım..izmirden ablam geldi, akşam onunla konuşuyordum ertesi sabah hipnoz seminerine gideceğim diye, sonra yatmaya gittim, odaya girdim dedim ablam niye gelmiyor ki onun da çok ihtiyacı olan birşey bu..gittim odasına dedim gelmek istermisin, bi ön koşul yok mu dedi ben de evet var, değişmeyi istemek dedim neyse sabah erkenden kalktım şamanıma mesaj attım sağolsun sorun yok gelebilir dedi. biz de giyindik hazırlandık hemen çıktık evden garip bi heyecan ve tabi bazı endişelerle..neyse taksimin yolunu tuttuk, oteli rahatça bulduk bekledik biraz sonra salona geçtik topluca..adlarımızı yazdılar, birer kitap verdiler (adil beyin kitabı) girişte. herkes yerine oturdu derken adil bey sahneye çıktı ve ben ilk dumurumu yaşadım nedense daha yaşlı gözlüklü falan birini bekliyordum ama karşımızda genç, bilgili, kültürlü birini bulduk..sokrates'i tanıyor musunuz? diye söze başladı..felsefe delisi ben yine bi şaşırdım nasıl bağlayacak acaba diye..sokrates'in okulundan bahsetti. bu okulun normal bi okul gibi sıraları kitabı sınıfı vs si yoktu, aslında bir nevi hayat okuluydu..sokratın öğrencisi olmak isteyen bir genç ne istersen yapacağım, söylediklerini harfiyen uygulayacağım yeter ki beni öğrencin olarak kabul et demiş..sokrat öğrencisini almış bi deniz kıyısına götürmüş, paçalarını sıvamış ve denizin içinde ilerlemeye başlamış..hevesli genç de direk arkasından girip yanına gitmiş..sokrat birden bire gencin kafasını suyun altına sokmuş ve bi süre çırpınmasını seyrederek onu suyun altında tutmuş..takati kalmayınca kafasını sudan çıkarmış, yaşadığından emin olunca onu orada bırakıp gitmiş..genç olanlara bi anlam verememiş, düşünmüş anlayamamış..ertesi gün sokratın yanına gitmiş beni neden öldürmeye çalıştın ben senin öğrencin olmak istedim demiş..sokrat "öldürmek mi?hiç aklımdan bile geçirmedim" demiş..genç "o halde kafamı neden suyun altına tutup bastırdın?" demiş..sokrat gence "o an aklından ne geçti" diye sormuş..gen düşünmüş düşünmüş..ölüyor olduğum demiş..ölüm mü yani demiş sokrat..hayır tam olarak o değil demiş..yaşam mı peki demiş sokrat..hayır tam olarak o da değil demiş genç..
[adil bey: hani ölüme çok yaklaşan insanlar hayatlarının bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçtiğini söylerler, ama aslında bu süre 3-5 saniyelik bir zamandır normalde böyle bir deneyim yaşamıyoruz ama zihnimiz bu kadar hızlı çalışabilir aslında..]
sokrat gence demiş ki..o anda nefes alamıyordun, ihtiyacın olan tek şey hava'ydı..ama bunu hiç düşünmedin
genç şaşırmış..gerçekten de o esnada hava hariç neredeyse herşeyi düşünmüş..oysa ihtiyaç duyduğu şey aklına hiç mi hiç gelmemiş..

işte biz de hayatlarımızda, bazen ihtiyacımız olan şey dışında herşeyi ve her yolunu düşünür;asıl ihtiyacımız olanı aklımıza bile getirmeyiz..bu hikayeyi kendimizle bağdaştırarak, hayatımızda en çok neye ihtiyacımız olduğunu bulmalı ve ona yönelmeliyiz...

adil bey'in verdiği bu ilk ders beni oldukça etkiledi açıkçası.. anlattığı herşeyde kendime ait bir şeyler buldum.. derken kısa bir aradan sonra toplu transa başladık..gözleriizi bir nokta seçip ona sabitledik. giderek etraf kayboldu gitti ve ben kendimi gözlerimi kapamış halde buldum..ilk trans benim için en yoğun olanıydı sanırım. muhtemelen ilk ağlayan bendim doğduğumuz andan itibaren bugüne kadarki her yaşımızdaki kendimize odaklanmamızı istedi..ben kendimi doğduktan sonraki -bebek- halimle gördüm babam ve babaannemin erkek çocuk beklentilerinin kırıldığı o an, yüzlerindeki hayal kırıklığı..sonra yüzüme bakıyorlar ki pamuk gibi birşeyim..babaannem allahtan özür diliyor ben böyle birşey doğdu diye nasıl isyan ederim diye ağlıyor tanrıya..koklayıp koklayıp öpüyor beni..derken 2-3 yaşlarında bir halimdeyim o yıllarda oturduğumuz yerdeki bahçede oyun oynuyorum..içim o kadar saf, incinmemiş, tertemiz bir halde ki o yaşımdaki tüm duygularımı bu bedenimdeki ben hissediyorum o anda..bu beni çok duygulandırdı; koşup oynayışım, o yaşam enerjim, çocukça mutluluğum, dış dünyanın tüm kötülüklerinden uzak o yalın kendi çocuk dünyam..onu tekrar yaşayabilmek müthişti..gözlerim dolmaya başladı ki, ardından vefat eden ablam çıkageldi, yanağıma bir öpücük verdi (3 yaşındaki halime) ben bunu hissettim yanağımda şimdiki ben de..sonra onunla kazadan bir kaç saat önce yaptığımız o son kahvaltı masası..hepimiz mutluyuz, annem teleşlı, onları okula yetiştirmeye çalışıyor, bir yandan bana yemek yediriyor..ablam kapıdan çıkarken ben öpmek istiyorum, annem ağzın yağlı okulu gidecek ablan yavrum diyor..ablam boşver anne öpsün yıkarım diyor..gidiyor..son öpücüğümü alıyorum ve bir kaç saat sonra kapımız çalıyor..arkadaşı kapıda şermin teyze çok kötü bişey oldu diyor..annem yalın ayak sokağa atıyor kendini o koşuyor ben koşuyorum peşinden..sonra annemin feryatları..ben ablamı görüyorum..hemen bir büyük beni kapıp uzaklaştırıyor..ilk kez acıyla tanışıyorum..transtaki reel benin gözleri artık durmak bilmiyor..
derken 6-7 yaşındaki halimdeyim ve babamın bana t sürmeyi öğrettiği günü yaşıyorum..iki tekerlekli i sürmeye başladığım o ilk an, babamın seleyi bırakışı ve benim kuş gibi hissedişim..o heyecan, coşku..başardım! duygusu..o kadar müthişti ki..ruhum yeniden aydınlandı sanki.. wave
o ilk transtan çıkma anı gelene kadar gördüğüm ve yaşadığım tüm anılarım 7 yaş öncesine aitti..bi süre etkisinden çıkamadım. ne olduğumu anlayamadım. neyseki bir öğle molası verdik ve pamukk(elif), ablam ve ben simit sarayına gittik..
derinleşin derinleşin diyordu adil bey ama ben biraz fazla derinlere gittim sanırım 44

öğleden sonra yaşadıklarıma sonra devam edeceğim..şimdi çok yoruldum

sevgiler..
evet öğleden sonrayla devam ediyorum;

yemekte pek birşey yiyemedim, kalabalıktan rahatsız oldum ve oturduğumuz yerde bunalarak dışarı çıkmak istedim. içim bambaşka olmuştu insanlarsa herzaman oldukları gibi kendi dünyalarında devinmekteydiler..yine dışarıdan bakıyordum onlara ama bu defa harika bir dünyam vardı ve onlar için de bi nebze üzüldüm..acaba kaçı böyle bi deneyimden geçecekti?? herneyse..o an tüm bunların farkında değildim aslında..şimdi dönüp bakınca transa girmiş olduğumu söyleyebiliyorum..yoksa tüm seminer transa giremediğini iddia edenler arasındaydım ben de adil bey "bizim mesleğin en kötü yanı budur, insanlar ya sorunlarını inkar ederler ya da transa girdiklerini" demişti neyseki gün geçtikçe yeniden kabul ediyor insan..
öğleyin de bir çok toplu trans gerçekleşti. adil bey her soruna ait bir kişi seçip ortada tek transa alıyordu sanki ki her sorun ele alınmış olsun.kişi kendi ihtiyacı olanı alır demişti..bir çok şeyi hatırlıyor olmakla birlikte, benim de net hatırlayamadığım çok şey var. bugünkü etkiler dünkülere oranla çok daha iyi..dün feci bir yorgunluk ve halsizlik vardı üzerimde gece olana kadar..gece yatarken "sabah erken kalkacak ve kendimi zinde hissedeceğim; iş yerinde verimim yüksek olacak, canlı ve girişken olacağım" dedim kendime..o da kabul etti sabah erken kalktım ve uykumu almıştım, iş yerinde de iyi bir gün geçirdim..kendime gün boyu iyi telkinler verdim ve baktım ki gerçek oluyorlar..bundan böyle kendime yardım edecek mutluluğu yakalayacağım. artık bundan "eminim"..
öğleyin olan toplu translarda adil bey bir ara yanıma geldi, baktı benim gözler feldir feldir etrafı / olanı biteni izliyor; (o sırada bir elimizde gitmesini istediğimiz özelliklerimizi diğer elimizde olmak istediğimiz bizi tutuyorduk) hangi elini kullanıyorsun dedi birden..ben şaşırdım. sol dedim..sol elini kaldırır mısın dedi, kaldırdım. hımm uzun parmaklar, zeka belirtisi dedi..uzun mu? oldum ben tabi..o güne kadar farketmediğim birşeydi bu. neyse şöyle devam etti: "sen aptalı oynayan ve bundan zevk alan ama aslında herşeyin farkında olan zeki birisin" değil mi dedi? ben bi şok daha.. "bilmem ki" şaşkın dedim.. ben kızardım o gülümsedi sonra bir eliyle başımdan diğer eliyle omzumdan tutarak derinleşşş olayını yaptı, benim kafa düştü
tekli translarda bir bayan arkadaş işle ilgili problemlerinden bahsediyordu. departman değiştirmiş ve yeni mezunların bilgilerinin taze oluşu onu iş ortamında biraz kaygılandırmış. daha hızlı öğrenmek istiyordu. ben de benzer bir durumu yaşadığım için onu rahatlatmak adına bir cümle söylemek istedim ama kendimi arkadaşın yanındaki diğer koltuğa adil bey tarafından oturtulmuş buldum normalde feci halde gerilirdim eminim ama nedense bi rahatlık vardı üzerimde. ben de okuduğum bölümden farklı bir işte çalışıyorum da onun için yaşadıklarını anlıyorum arkadaşın dedim. ne okudun dedi.. astronomi ve uzay bilimleri dedim.. dünyanın en zor bölümlerinden biridir, neden okurlar böyle bi bölümü hiç anlamam dedi ben de bilimin açık bir sistem olduğunu sandığımı, o yıllarda bilim adamı olmak istediğimi ama işin içine girince bilimin de ne kadar kapalı bir sistem gibi uygulandığını görüp hayal kırıklığına uğradığımı söyledim. o da bunu anlamak için neden 4 yıl bekledin dedi..ben de daha erken anladım ama tekrar sınava girmek istemedim ama devam etmek çok daha yorucuymuş aslında dedim. neyse sonra o bayan arkadaşla beni transa soktu. ben yine kendimde hissediyor olduğumdan; o an sanki transa girmedim sandım ama oradan kalktığım an bunu anladım.. çünkü kalkmadan önce kulağıma eğilip "şimdi buradan kalkarken çok mutlu olacak ve gülücükler saçacaksın, sana ne oldu derlerse çok mutluyum diyeceksin" dedi.. ben transtan çıktığımda kahkahalarla gülüyordum şaşkın yerime otururken ablam nasıldı dedi, çok mutluyum dedim ve anaa noluyo bana dedim noldu dediler dedim az önce bana bunu söylemişti ama bilinçsizce yaptım bunları..bir de ara ara gelip başka telkinler de vaerdi tabiki. diğer arkadaşı benden önce transa soktu ve yere yatırdı ben yine bi paniklediydim inşallah beni de yatırmaz yere diye neyseki koltukta kaldım

aa bir de..son olarak da herkes ikişerli gruplara ayrılsın ve sırt sırta yere otursun dedi..yere oturduk, ellerimizi bacaklarımıza koyduk, bir noktaya odaklanıp derinleştik.. sonra gözlerimiz kapandı.şöyle bi uygulama yaptık..gözlerimizi kapayıp derinleştikten sonra; sol elimizde annemiz, sağ elimizde babamızı düşündük. annemize dönüp; "bana verebileceğin en güzel hediyeyi verir misin?" dedik..(benim anında kafamda beliren cevap "sevgi" oldu) sonra babamıza dönüp annemizin hediyesi için izin istedik..evet yanıtını aldıktan sonra sol elimizi kalbimize koyduk..sonra babamıza dönüp; "bana verebileceğin en güzel hediyeyi verebilir misin?" dedik..(kafamda beliren hediye "güven" oldu) annemize döndük izin istedik..evet yanıtı aldıktan sonra sağ elimizi de kalbimizin üstüne koyduk..sonra onlara teşekkür ettik..bu sırada ağlayan arkadaşlarımız oldu baya ben kendimi çok çok iyi hissettim, sırtımda ablam, ellerimde annem babam gücüm artı o an sanki.
(not: yerdeki uygulama tam olarak buydu değil mi? net hatırlayamıyorum bak )

sonra sertifikalarımızı aldık, foto çekildik ve ayrıldık..dışarı çıktığımızda leyla gibiydik ablam da ben de..bi pastanede oturup bişeyler içierken bir yandan yaşadıklarımızı konuşuyorduk ama ikimiz de mutlu ayrılmış ve iyi hissetmeye devam ediyorduk. evimize gittik annemler yüzümüzün aydınlandığını, ışıl ışıl olduğumuzu söylediler..aynaya bir baktım ki 3-4 saat uykuya rağmen ne gözlerimizin altı mordu ne uyku vardı gözümüzde, hakkaten yüzümüze bir ışıltı ve canlılık çökmüştü..onlara da bi posta olanları anlattık..sonra akşama doğru bir aile konuşması yaptık. birbimizle sıkı bir iletişime girdik gece 12-12.30 lara kadar sürdü bu. ablam ortamda "dokunulmamış" tek kişiydi sanırım ama en net etkiyi ben kendimden önce onda gördüm. genelde içine kapanık ve az konuşan biridir ama o gece şakıdı resmen ben de çok sakin ve iyi bir uslupla konuşuyordum. aklımda adil beyin konuşması görüntüsü oluşuyordu konuşurken transa devam ediyordum yani bi nevi kısacası harika bir toplantıydı..bir sonrakine gitmek için şimdiden sabırsızlanıyorum..

organizasyonda emeği geçen herkese, başta hayal ablama ve şamana; sonra yüreğini koyup aramızda olan tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum..sizlerle böyle bir deneyim yaşamak çok doyurucu ve güzeldi..dilerim hepimizin yaşamı bundan sonra orada aldığımız ışıkla devam eder..

sevgilerimle

ezgi

not: bugün daha da iyiyim, bundan sonra hep daha iyiye gidecek herşey.. bunu garip bir hisle "biliyorum"

__________________
&quot;sevgide güneş gibi ol,dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol,hataları örtmede gece gibi ol,tevazuda toprak gibi ol,öfkede ölü gibi ol. <br />her ne olursan ol;ya olduğun gibi görün,ya göründüğün gibi ol. &quot;<br />Mevlana<br /><br />
capella isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla