Tekil Mesaj gösterimi
Alt 04-05-2007, 12:08 AM   #5 (permalink)
asisler
Guest
 
Mesajlar: n/a
Standart Ynt: Kader Ve Kuantum

Selamlar ederim....

Ben Zeynep kardeşimin söylediklerinin her kelimesine katılıyorum... Okuduklarımdan bildiğim kadarıyla insan beyninin ürettiği düşüncelerde maddedir. şöyle ki; düşüncelerimiz sadece bizimle değildir. beynimizde ürettiğimiz her düşünce bizden belli frekanslarda ayrılarak semaya doğru yolculuk etmektedirler. yani hani bilimadamlarının dediği söylediğimiz hiç bir kelime boşlukta kaybolup gitmiyor hepsi belli bir yerde depolanıyor gibi sözler vardır muhakkak duymuşsunuzdur. İşte tıpkı bunlar gibi düşüncelerimizinde hiçbiri kaybolup gitmez veya hayalden ibaret değillerdir. hepsi belli frekanslarda semaya ulaşır ve frekansları aynı olanlar burada birbirrleri ile benim açıklayamayacağım türden bir bağ kurarak tekrar onu üreten beyne geri dönerler. Ne varki bu kez tek fark kendileri gibi bir çok düşünceyi daha beraberlerinde getirmeleridir. İşte bundan sebeptir ki hayat boyu insan hep korktuklarını yaşamaktadır.. Tabiii korkmayanlar için durum çok daha güzel oluyor :) negatif düşünenin hayatı hep kötü anılarla dolmakta pozitif düşünenin hayatı ise hep neşe içinde geçmektedir. benim başıma çok gelmiştir. söz gelimi birine belli miktar bi borcum var ve günün bir anında onunla görüşmek istemiyorum. ve kendi kendime diyorum ki " inşaallah bugün aramaz " öyle dememe kalmıyor borçlu olduğum ( bunu kendinize uyyarlayabilirsiniz ) kişiden bir telefon alıyorum. Bunun sebebi se beynimizin yüklemleri algılamamasıdır kısaca. söz gelimi bu seferde kaybetmek istemiyorum derseniz. kaybetme ihtimaliniz kazanma ihtimalinizden en az on kat fazla olacaktır. çünkü bi kez kaybetmeyi düşündünüz. Oysa bu kez kazanmak istiyorum deseydiniz. ihtimaller tersine dönecekti ve kazanacaktınız. Genellikle evli insanlarda çok olan bişeyde " eşimin bundan sonra böyle olmasını istemiyorum vb. " düşüncelerin çokluğundan kaynaklanan çekişmelerdir. halbuki beynimiz düşüncelerimizin YÜKLEMLERİNİ hiç bi şekilde dikkate almaz ve her düşündüğümüz bi şekilde hayatımıza girecektir eninde sonunda. diğer arkadaşımızın dediklerine gelince hayal kurmak dediğimiz şey bi gün bizim olmasını istediğimiz şeylerden ibarettir ve insan kurduğu hayallere inancının büyüklüğü ile doğru orantılı olarak mutlaka kavuşmaktadır.

Konuya dini boyutlardan bakacak olursak. hepimizin bildiği gibi İslam dinine girmenin ilk şartı kelimei tevhidi dil ile söylemek ve kalp ile onaylamaktır. yani bi anlamda bu bizim duamızdır. biz inandığımızı söylemişizdir hem dil hemde kalbimiz ile. Bu bağlamda her düşüncemiz ALLAH c.c. katında dua mahiyeti taşımaktadır. Ve ALLAH c.c. insanın inandığını yaşamasına izin vermektedir.konuyla ilgili detayloı bilgi almak isteyen arkadaşlara Muhammed Bozdağ ın Düşün ve başar, Ruhsal Zeka, İstemenin Esrarı isimli kitapları ile yazarını hatırlayamadığım % 100 düşünce gücü isimli kitapları okumalarını öneririm...

İnsan inancının büyüklüğü ölçüsünde inandığı herşeyi kesinlikle yaşamaktadır. Hatırladığım kadarı ile geçmiş zamanlarda yaşanmış bir olayı aktarmaya çalışacağım...


Şahsın biri kırklı yaşlara kadar hiç bir dini bilgisi olmadan sürmüş yaşamını. Fakat bir gün gelmiş ve artık dinini öğrenemeye niyet etmiş. en yakında bulunan camiye giderek durumu hocaya açmış. ve dinini öğrenmek istediğini belirtmiş. Hoca ilk olarak besmele çekmeyi öğretmiş kişiye. Adam mutluymuş lakin besmelenin faziletini öğrenmek istemiş. sormuş hoca ya :

- Hocam besmelenin fazileti nedir ?
hocanın cevabı ise

- her işine başlarken besmele ile başlarsan o işin ALLAH c.c. ın izni ile olur demiş. Adamda bir sevinç bir sevinçki görmeyin.ayrılmış hocanın yanından.

Bi kaç gün sonra tekrar ders almak umudu ile hocanın yanına giderken. Kendisininde ona doğru gelmekte olduğunu görmüş. Hoca ilerdeki başka bir köye gitmekteymiş.

- Gel istersen birlikte gidelim. hem böylelikle bana yol arkadaşı olursun, hemde yolda bi kaç konu anlatırım demiş.

Birlikte yürürlerken, iki köyü birbirinden ayıran derenin başına kadar gelmişler. Hoca hemen ayakkabılarını çıkarmaya başlamış fakar bu esnada adam bir besmele çekerek hiç ıslanmadan suyun üzerinden yürüyüp geçmiş. Arkasına dönüp bakmış ki hoca paçalarını sıvamakla uğraşıyor.

- Aman hocam ne uğraşıyorsun. Bana öğrettiğin gibi sende bir besmele çek ve suyun üzerinden yürü gel bu tarafa demiş.

Hoca nın gözlerinden yaş boşalmış o an ve demiş ki :

-biz besmeleyi sadece dilimizle söylüyormuşuz. Sen ise kalbinede söyletiyorsunnn....

Herşey inanmakla başlar. inan ve yaşa. bu konu ile ilgili çok derin çalışmalarım hala devam ediyor bir gün onları da paylaşmak isterim sizinle...

Geçmiş ve Geleceği günümüze taşımak konusundada söylenebilecek pek çok şey var. Yüzeysel olarak geçmiş gelecek denen bütün kavramların şimdi şu an bulunduğumuz yerde olduğunun bilinmesini isterim. Öyle ki bizler şimdi şu an belki cennette gül bahçeleri içindeyiz belkide cehennemde ateşler içinde. Nasıl olur bu diye soranlara ise cevabım ALLAH c.c. ın zamandan ve mekandan münezzeh olduğudur. ALLAH c.c. bizlerin cehennemdemi cennettemi olduğumuzu çok iyi bilmekte fakat kendi kaderimizide yaşamamıza izin veriyor. Bu durum benim kendi kanaatimce insanın üç boyutu gibi bişey. Hani su nasıl üç halde bulunuyorsa ( sıvı, katı ve gaz ) insanda ana rahminde sıvı halindedir. ve sonra dünyaya gelir korumasızdır. bunu suyun ilk donmaya başladığı zamanlar gibi algılayabilirsiniz. zaman ilerleyip insan 30 lu yaşlara geldiğinde tam katılaşmıştır artık. Sonrasında süreçler tersine işlemeye başlar. vücutta yavaş yavaş kırışıklıklar ve benzeri deformasyonlar ile kendini gösterir. Buharlaşma başlamıştır. Bi gün gelir nokta konulur hayata. Buharlaşma sürecide tamamlanmıştır. işte asıl mesele buhar haline gelene kadar geçirdiğimiz o zaman diliminde nasıl gerçekleştiğidir bu sürecin. biz bir bulut olup yağmura dönebilecekmiyiz. yoksa gökyüzünde kayıplaramı karışacağız. bu tamamen bizim kendi kararlarımızın getireceği bi sonuçtur. iyi düşünmeli insan. yaşayacaklarınıda iyi seçmeli. Çünkü izin vberiyor ALLAH c.c. insanın inandığını yaşamasına, inancı ölçüsünde....
  Alıntı ile Cevapla