Psikiyatr Prof. Dr. Erol Göka ise bu telkin yöntemini gayri ciddi ve bilim dışı buluyor. Bunların hipnotik teknikler olduğunu belirten Göka, hipnozun da modern tıpta ve psikiyatride ehil ellerde, hekimler tarafından yapılmak şartıyla çok kısıtlı bir kullanımı olduğunu vurguluyor. "Bana iyi geldi, hayatım değişti." gibi ifadelerin hiçbir şeyi göstermeyeceğini ifade eden Göka şöyle konuşuyor: "İnsanların önemli bir kısmı telkine yatkındır ve onlara yapılan her şeyin iyi gelme, daha doğrusu iyi geldiğini sanma ihtimali vardır. Okunmuş su içmekten, tatlı bir bakışa, ele, sırta dokunmaktan, "İyileşeceksin!" sözüne kadar her şeyden fayda gördüğünü söyleyebilirler. Ama hakikatin ve bilimin yolundan gidenler, böyle şarlatanlıklara pabuç bırakmaz."
Bence bilimin yolundan gittigini iddia eden her insan bir sheye karar vermeden once onu cok ama cok titizlikle incelemeli. Ondan sonra bu konuda bir soz soylemeli. Oyle arasdirmadan olmaz))) Bir seyin bilim disi olmamasi icin illa 100 yil once bulunmasi ve ya bazi kurumlarin
ni almasi gerekmez bence.
Bu arkadaslar kendilerine sorsunlar bakalim simdiye kadar farkinda olmadan maruz kaldiklari telkinler olmasaydi cola icerlermiydi, ya da macdonaldsa giderlermiyidi. İnsanlarin karakteri bozuluyor diyoruz bazen. Bunda telkinlerin hic mi etkisi yok acaba? Bu bilimin ta kendisi olmasaydi bu kadar devasa shirketler bunu kullanirmiydi. Ve ya bazi devletlerde reklamlarda telkin yasaklanirmiydi. Zaten bilim disi deyil mi, o zaman yasalar neden cikti?)