Hamilelik ve Röntgen Radyasyon kelimesini duymak bile çoğu insanın içinde
endişe uyandırır. Bu endişede kuşkusuz radyasyonun insan
sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri ile ilgili yayınlar,
filmler ve medya haberleri önemli rol oynar. Özellikle ikinci
dünya savaşını sona erdiren dram ve Çernobil faciası gibi
radyasyonla direkt ilgili olayların sonrasında görülen
ölümlerin yanısıra kanser hastalarında görülen artış
radyasyonun insanların gözünde korkunç bir yer edinmesine
neden olmuştur.
Radyasyon nedir?
Tüm maddeler atomlardan oluşmuştur. Atomlar ise bir çekirdek
ve etrafında dolanan elektronlardan oluşur. Çekirdek pozitif
elektrik yüklüyken elektronlar negatif yük taşırlar. Bu
artı ve eksi yükler atomu dengede tutar. Bu dengeyi sağlamak
ve sağlamlaştırmak için bazı atomlar fazla enerjilerinden
kurtulmak yani bunu yaymak zorundadırlar. Dengeye gelmemiş bir
çekirdek elktron gibi bir parça ya da sedece enerji yayarak
dengeye gelmeye çalışır. İşte atomdan ortama salınan bu
parçacık ya da enerji radyasyon olarak tanımlanır.
Radyasyon doğal yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır.
İnsanlar ve dünya üzerinde yaşayan tüm canlılar uzaydan ve
güneşten gelen ışınlar, yer kabuğunda bulunan maddelerden
doğal olarak radyasyon alırlar. Bu doğal radyasyonun
yanısıra tıp, bilim,teknoloji ve modern yaşamın elementleri
de dünya üzerinde sürekli bir radyasyon bulunmasına neden
olur.
Ancak her radyasyon canlı dokular üzerinde zararlı etkiler
yaratmaz ya da yaratamaz.Örneğin bir çeşit radyasyon olan
elektromanyetik dalgaların kanser ya da anomali yapıcı etkisi
yoktur.
İnsanlara zararlı olan iyonize radyasyona neden olan
maddeler alfa, beta ve gamma olmak üzere 3 çeşit enerji
salınımında bulunurlar. Bunlardan alfa ışınları çok
düşük enerjilidir ve bir kağıt parçası bile bunu
durdurmaya yeter. Beta ışıları ise biraz daha yüksek
enerjiye sahiptir ve ince bir aliminyum levha tarafından etkiz
hale getirilebilir. İyonize radyasyon denildiğinde etkilediği
maddelerdeki atomların elektronlarını ayıracak enerjiye sahip
olan atomlar anlaşılır. Bu şekilde bir etki sonucu
dokulardaki DNA yapıları bozulabilir ve hücre ölümü söz
konusu olabilir.
Ancak bu etki radyasyona maruz kalma süresine, şiddetine, ve
maruz kalan vücüt bölgesine bağlı olarak değişiklik
gösterebilir. Bu faktörlere bağlı olarak vücuda giren
ışınlar hücrenin genetik yapısında değişikliğe neden
olabilir, hücre ölümüne neden olabilir ya da hiç bir zarar
vermeyebilir. Yine doz, süre ve şiddete bağlı olarak erken
etkileri ciltte kızarıklıktan kansere kadar değişebilir.
Bazı etkiler hemen ortaya çıkarken bazı etkileri uzun yıllar
sonra kendini gösterebilir.
Rontgen nedir?
X ışınları ya da röntgen ışınları temas
ettikleri maddelerin elektron kaybetmelerine yani iyonize
olmalarına neden olan yüksek enerjili radyasyondur. Bu
ışınlar tanı amaçlı kullanılan filmlerin çekilmesine
kullanılırlar.Doza bağlı olarak hücre bölünmesi ve genetik
yapısında bozulmalara neden olabilirler. Röntgen
ışınlarının da dahil olduğu iyonize radyasyona en hassas
olan hücreler hızlı bölünen hücrelerdir bu nedenle
gelişmekte olan fetus ve ona ait dokular bu ışınlardan en
fazla zarar görmesi beklenilen yapılardır.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta sadece ışın ile temas
eden dokunun etkilenmesi ve bu ışınların vücut içinde
seyahat etmemesidir. Örneğin çekilen bir el filminde alınan
ışınlar vücüt içinde ilerleyerek rahime kadar ulaşmaz.
Radyasyon nasıl ölçülür?
Herhangi bir radyoaktif kaynaktan insan vücuduna ulaşan
radyasyonun miktari birkaç değişik birimle
ölçülmektedir.Bunlardan en sık kullanılanlar sievert, rad,
rem ve röntgen birimleridir.
Her dokunun aldığı radyasyon miktarı birbirinden farklı
olduğu için bu farklılığı dikkate alarak hesaplama yapmak
önemlidir.
Hamilelikte röntgen zararlı
mıdır?
Radyoaktif ışınlar olan X-ışınları ya da yaygın adı ile
röntgen ışınları ve bunlar kullanılarak çekilen filmler
ile tomografi gibi yöntemler vücut içinde yaşanan
patolojilerin saptanmasında son derece yararlı bilgiler veren
tanı teknikleridir. Tıbbın hemen her alanında zaman zaman
röntgen filmlerine gerek duyulur.
İyonize edici radyoaktif ışınların kullanıldığı bu
tekniklerin hamile bir kadın üzerinde kullanılması doğal
olarak olayın içinde yer alan her kişide endişe oluşturur.
Tüm tanı ve tedavi yöntemlerinde olduğu gibi röntgen
filmlerinin de potansiyel yarar ve zararları mevcuttur. Bu hem
hamile olan hem de olmayan kişiler için geçerlidir.
İyonize radyasyon hızlı bölünen ve çoğalan hücreler
üzerinde daha fazla tahrip edici etkiye sahip olduğu için
gelişmekte olan fetus üzerinde de zararlı etkileri olabilir.
Ancak bu etkilerin doz ve süreye bağlı olduğu
unutulmamalıdır.
Yapılan araştırmalarda fetusa zararlı olabilecek radyasyon
dozunun 5 rad olduğu, fetusun bu miktarın altında radyasyona
maruz kalması durumuda ise zarar görme olasılığının son
derece uzak olduğu ortaya konmuştur. 5 rad hiçbir radyoloji
tekniği ile ulaşılamayacak oldukça yüksek bir dozdur.
Amerikan Aile Hekimliği Akademisi gebelik sırasında
çekilen rontgen filmlerini güvenli olarak sınıflamaktadır.
Bunun en önemli nedeni herhangi bir tanısal rontgen fiminde
fetusa ulaşan dozun zarar verebilecek dozdan yüzlerce kez daha
az olmasıdır.
Örneğin en sık karşılaştığımız sorulardan biri olan
hamilelikte diş röntgeni konusuna baktığımızda ağızda
çekilen tam 21 adet film netcesinde bebeğe ulaşan radyasyon
dozu anne adayının doğadan güneş ışınları vb. ile 3
günde aldığı dozdan daha azdır. Bu kadar düşük bir dozun
bebekte kalıcı hasara neden olması ve ilerki dönemde kansere
yol açması yok denecek kadar düşük bir olasılıktır.
Bir başka örnek ise akciğer filmidir. Hamile bir kadın
akciğer filmi çektirdiğinde bebeğe ulaşan radyasyon dozu
ortalama 0.05 miliraddır ve bebek için riskli olabilecek dozdan
yüzlerce kez daha azdır.
Bazı sık kullanılan röntgen filmlerinin bebeğe
ulaştırdığı radyasyon dozları şu şekildedir. İnceleme Doz
Kafa
< 50 mrad
Boyun ve ense
< 50 mrad
Göğüs
< 50 mrad
Mammografi
< 50 mrad
Myelography
< 500 mrad
Üst gastrointestinal
< 500 mrad
Diş
0.02 mrad
IVP
1 rad
Bel
400
Pelvis
400
******
******
Görüldüğü gibi uterusa çok yakın bölgeler için
çekilen röntgen filmlerinde bile uterusa ulaşan doz zarar
verebilecek olan dozun çok daha altındadır.Hamilelikte
röntgen ışınları güvenli olarak kabul edilse bile yine de
gereksiz yere ışın almamak için film çekilirken karın
üzerine kurşun gömlek konulması önerilir.
Hamilelikte röntgen çekilmesi
ve radyasyon?
Eğer bir kadın adet gecikmesi olmadan önce ya da birkaç
günlük gecikme sırasında röntgen filmi çektirirse bu durum
tek başına gebeliği sonlandırmak için yeterli bir neden
değildir. Çünkü böyle bir durumda bebeğin etkileme
olasılığı yok denecek kadar azdır.
Radyasyona maruz kalınan radyasyon haftasına göre olası
etkiler şu şekildedir:
1. Malformasyon ve prental ölüm: En
duyarlı olunan dönem döllenmeden sonraki ilk 8 gündür. Bu
dönemde alınan radyasyon gebeliklerin %50-75'inde düşüğe
neden olurken bu düşüklerin çoğu beklenen adet kanamasından
önce meydana geldiği için genelde fark edilmez. Öte yandan
klinik olarak fark edilen gebeliklerdekidüşük oranı ise
%15-20 civarındadır. İnsanlarda 100 raddan daha fazla yani
çok yüksek oranda radyasyona maruz kalmanın etkileri konusunda
elde ver yoktur ancak hayvan deneyleri bebeğin rahimde
yerleşmesinden önce maruz kalınan 5-10 rad düzeyindeki
radyasyonun düşük ve anomalilere neden olduğunu
düşündürmektedir. Tanısal radyolojik incelemeler sırasında
alınan düşük doz radyasyonun bu tür bir etkisi
gösterilememiştir.
2. Gelişme geriliği: En duyarlı olunan
dönem döllenmeden sonraki 8-56. günlerdir. Japonya'daki atom
bombası faciasından sağ çıkanlarda yapılan incelemelerde
gebeliklerinin bu döneminde yaklaşık 25 rad radyasyona maruz
kalanlardan doğan bebeklerin daha kısa, daha hafif ve kafa
çaplarının daha küçük olduğu saptanmıştır.
3. Nörolojik etkiler: En hassas olunan
dönem döllenme sonrası 2-15 haftalardır. Yine Atom
bombasından sağ kurtulanlarda yapılan gözlemlerde en sık
karşılaşılan anomalinin mikrosefali olarak adlandırılan
kafanın küçük olması olduğu görülmüştür. Mikrosefali
genellikle zeka geriliği ile birlikte görülür ancak
radyasyona bağlı ortaya çıkan mikrosefali olgularının
sadece %25'inde zeka geriliği saptanmıştır. Bu hastalarda
alınan her rad başına mikrosefali görülme olasılığı
%0.5-1 oranında artmaktadır. Bununla beraber 8. haftadan önce
radyasyona maruz kalan ve mikrosefali olan bebeklerde ise
yapılan IQ testleri sonrası zeka geriliğine
rastlanmamaktadır.
4. Şiddetli zeka geriliği: En hassas olunan
dönem 8-15 haftalardır. Atom bombası sonrası yapılan
gözlemlerde gebeliğin 8-15. haftalarında radyasyona maruz
kalanlardan doğan bebeklerde alınan her rad başına %0.4
oranında şiddetli zeka geriliği ortaya çıktığı
gözlenmiştir. Alınan dozun 1 raddan daha düşük olduğu
durumlarda ise buduruma hiç rastlanmamıştır. Hamileliğin 7.
haftasından önce ya da 25. haftasından sonra radyasyona maruz
kalanlarda ise şiddetli zeka geriliği gözlenmemiştir.
Hamileliğin 8-25 haftalarında radyasyona maruz kalan bebeklerde
her 100 rad için IQ düzeyinde 25 puanlık bir azalma
gözlenmektedir. Bu bebeklerde yaşamlarının sonraki
dönemlerinde sara (epilepsi) hastalığına da daha fazla
rastlanmaktadır.
5. Kanser: Radyasonun en korkulan etkisi uzun
dönemde ortaya çıkan kanserlerdir. Gerçekten de yüksek doz
radyasyon kansere neden olduğu bilinen bir etkendir. Çocukluk
çağı kanserlerindeki artış açısından bakıldığında
anne karnındayken maruz kalınan her 1 rad radyasyon için bu
artış 3000'de 1 ya da 2 olmaktadır.
Hamilelik sırasında tanısal röntgen çekilmesi sonrasında
bebekte kanser görülme riski radyasyon dozu ve gebelik yaşına
göre şu şekildedir.
Kaynak: Dr. Mumcu Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir? Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz. Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım? Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.
25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz. |