Binbaşı
Üyelik tarihi: May 2009
Mesajlar: 1,186
Tesekkür: 9,872
1,280 Mesajinıza toplam 11,607 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| niyet deneyi Türkiye’nin farklı şehirlerinden toplam 42 katılımcı Ankara’da 2 ayrı kapta bulunan ekmek dilimlerine 15 gün boyunca niyetlerini gönderdi. ilgisiz seni seviyorum senden nefret ediyorum ilgisiz-sonra seni seviyorum-sonra senden nefret ediyorum-sonra 15 gün boyunca her gün toplam 5 dakika, 1 numaralı kaptaki ekmek dilimine “Senin varlığın için şükrediyorum. Seni seviyorum.” olumlu niyeti gönderildi. Ve yine toplam 5 dakika olmak üzere, 2 numaralı kaptaki ekmek dilimine “Senden nefret ediyorum.” olumsuz niyeti gönderildi. Deneyde, kendisine hiçbir niyet gönderilmeyen, numarasız kapta bulunan bir ekmek dilimi daha vardı. Deney, niyet gönderme işleminin sürdüğü ilk 15 günden sonra da devam etti. 15 gün sonunda en çok bayatlayan ekmek numarasız kaptaki, kendisine hiçbir niyet gönderilmeyen ekmek oldu. En çok ufalanan, üzerindeki delik sayısı en fazla olan ekmek dilimi numarasız kaptaki ekmek dilimiydi. Ona olumlu ya da olumsuz hiçbir niyet gönderilmemiş, onunla hiç ilgilenilmemişti –uzaktan bile olsa. Tazeliğini, gevrekliğini koruyan ekmek 1 numaralı kaptaki, kendisine olumlu niyet gönderilen ekmek oldu. 1 numaralı kaptaki ekmekte ufalanma hemen hemen hiç olmadı. Üzerindeki deliklenme sayısı da oldukça azdı. 2 numaralı kaptaki, kendisine olumsuz niyet gönderilen ekmek dilimi, üzerindeki deliklenme sayısı bakımından; 1 numaralı kaptaki, kendisine olumlu niyet gönderilen ekmek diliminden üstünlük gösteriyordu. Ama niyetler, olumsuz da olsa, 2 numaralı kaptaki ekmek dilimini bayatlamaya karşı bir miktar koruma altına almıştı. Çünkü 2 numaralı kaptaki, kendisine olumsuz niyet gönderilen ekmek dilimindeki bayatlama oranı; numarasız kaptaki, kendisine olumlu ya da olumsuz hiçbir niyet gönderilmemiş ekmek dilimine göre daha azdı. Ekmeklerdeki bayatlama durumlarındaki bu farklılık 15 günlük niyet gönderme işlemi bittikten sonra da kalıcılığını korudu; hala koruyor. Deneye Hazırlık Deneyde kullanılan ekmekler 9x9 cm ebadında tost ekmekleriydi. Her bir ekmeği, renkli bir kalemle 1,5x1,5 ebadında karelere böldüm. Amacım ekmeklerdeki küflü kare sayısına göre bir karşılaştırma yapmaktı ama şu ana kadar herhangi bir ekmekte herhangi bir küflenme olmadı Deney Katılımcıları Deneye toplam 54 kişi başvurdu. Deneye başvuran kişilerin 9’unun, niyetlerini gün içinde hangi zamanlarda yaptıklarına dair e-postası bana hala ulaşmadı ve bu yüzden katılımları iptal edildi. Başvuranlardan biri gönderdiğim deney ayrıntılarını okuyunca, deneyin hoşuna gitmediğini söyledi ve deneyden ayrıldı. Başvuranlardan başka bir kişi deneyi yanlış anlayıp kendi evinde yaptığı için katılımı iptal edildi. Başka biri, planlamadığı olaylarla karşılaştığını ve deney süresince hiç niyet gönderemediğini söyledi ve katılımı iptal edildi. Geriye toplam 42 deney katılımcısı kaldı. Bu 42 katılımcının bir kısmında niyet gönderme işlemlerinde bazı eksiklikler vardı (bazı günler niyet gönderilmenin unutulması vs.) ama deney mantığına aykırı bir durum oluşmadığı için bu katılımcılar deneyin içinde yer aldılar. 42 katılımcının 40’ı kadın, 2’si erkekti. Ve katılımcıların 20’si İstanbul’dan, 9’u Ankara’dan, 4’ü İzmir’den, 2’si Bursa’dan, 1’i Antalya’dan, 1’i Konya’dan, 1’i Kütahya’dan, 1’i Gaziantep’ten, 1’i Kocaeli’nden, 1’i Adana’dan ve 1’i de Edirne’den deneye katılmıştı. Deney Bana Neler Hissettirdi? Deney ilhamının bir anda gelmesiyle beraber içimde kocaman bir kütle halinde bir cesaret belirmişti. O cesaret ve bir şeyler gerçekleştirme arzusunu kalbimle karnım arasında kalbime daha yakın bir bölgede hissediyordum. Bu büyük enerjiden olacak, fikrin zihnime düşmesinden, harekete geçip deneyi düzenlemem arasında çoook az bir vakit geçti. Deneyin başından beri, daha önce buna benzer bir deney yapmış olmamdan dolayı kendime bir güven hissediyordum. (Daha önce yaptığım deneyin ne olduğunu “Haydi Deneye!” adlı yazımda paylaşmıştım.) Deneyin sonuçları bize muhakkak bir şey öğretecekti. Bundan emindim. Zaman zaman da sonucun ne olacağını zaten biliyor gibi deneyi hafiften bile alıyordum. Çünkü zaten bildiğim bir şeyi, düşüncelerin etkisini, tekrar etmeye ne gerek var diye bile düşündüğüm oldu. Sonucu nasılsa biliyordum. Ama ekmekler bana sürpriz yaptı Bir tanesinde bile herhangi bir küflenme olmadı. Bu da zaman zaman kendimi çaresiz ve Başarısız hissetmeme neden oldu. Deney sırasında bir ara şu anda okuduğunuz bu yazının başlığını “Başarsızlık” koymayı bile düşünmüştüm... Neyse ki zaman içinde hiçbir küflenme olmasa da bayatlama konusunda ekmekler bir hayli farklı görüntü çizmeye başladılar. Hatta bayatlama konusundaki bu farklılık, deneyin içeriğinden haberi olmayan bir arkadaşım tarafından bile fark edildi. Deney Sonu Yorumu Yaptığımız bu deneyden de gördüğümüz üzere “uzaklık”, “yakınlık” vs. gibi fiziki gerçekliklerin zihin düzeyinde anlamı kaybolup gidiyor. Bizler düşüncelerimizle bir şeyleri etkileyebiliyoruz. Düşüncelerimizi yönelttiğimiz şey, düşüncelerimizden etkileniyor. Hatta düşüncelerimiz olumsuz bile olsa, düşüncelerimizi yönelttiğimiz şey üzerinde olumlu etkisi olabiliyor. Bu deneyde düşüncelerimizi ekmek dilimlerine yönelttik ve onları etkiledik. Anladığımız kadarıyla düşüncelerimizin etkisi sadece bizle sınırlı kalmıyor, uzaktaki şeylere kadar uzanıyor. Belki de “uzaktaki o şeyler” de biziz, kim bilir? Yani bilgeler haklı olabilir. ALINTIDIR.... |