Üsteğmen
Üyelik tarihi: May 2009
Mesajlar: 195
Tesekkür: 6,265
218 Mesajinıza toplam 1,269 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: beynine ekran açıyor Ekran beyaz mı? - İstediğim renk yapabiliyorum. Her şeyi o ekrana kaydediyorum, bazen de tekrar geri alıp izliyorum. Fotografik hafızam da var. Bir şeyi bir saniye görmem yetiyor. Ekranımda beliriyor, ona bakıp uzun uzun anlatabiliyorum. İsterseniz bir kağıda isimler yazın, ben onların enerjilerini bir hissedeyim, sonra onları karıştırın kapalı olarak önüme koyun, ben size o isimleri söyleyeyim. (Minik kağıtlara, Suna (ablam), Ömer (sevgilim), Veronika (annem), Ayşe (ben), Alya (kızım), Mehmet (rahmetli babam) yazıyorum, dokunuyor, karıştırıyorum, ters çevirip önüne koyuyorum, gözleri kapalı elleriyle okuyor, herkesin ismini doğru biliyor. Ama aralarından Mehmet’in soğuk olduğunu söylüyor. Yani kalbinin durmuş olduğunu, yani öldüğünü...) Bu özelliğini okulda kullanmıyor musun? İmtihana girmeden önce filan... - Yok hayır istesem yaparım ama yapmıyorum. Annemle, İstanbul Milli Eğitim Müdür Yardımcısı’nın yanına gittik, o zaman bir iki şey yaptım, çok şaşırdı. Ama ben arkadaşlarıma yapmıyorum, söylemiyorum da. Çünkü yanlış anlamalar oluyor. Kendini bir tür falcı ya da geleceği gören biri olarak hissediyor musun? - Hayır, hiç. Sen nasıl tanımlıyorsun bu durumu? - Ben sadece annemin bana öğrettiklerini uygulayabiliyorum. Benim bir ekranım var, oradaki bilgileri okuyabiliyorum. Ama annemin öğrettiği başka çocuklar da bunu yapabiliyor, bir tanesi daha 6 yaşında. Bu egzersizlere ne kadar zaman ayırıyorsun? - İki günde bir çalışıyoruz. Peki hiç küçük intikamlar için kullanmak istemedin mi? - Ben yapmadım ama ablam yapmış. Beden eğitimi öğretmeni takla attırıyormuş, ablam atmak istememiş, “Senin ne ayrıcalığın var, atacaksın” demiş, bizimki de ekranını açmış, “Bacağına ağrı girsin” demiş, birazdan öğretmen “Bacağım ağrıyor kızlar, siz devam edin” demiş, geçip oturmuş. Benim bazen canım sıkılıyor binaları şeffaflaştırıyorum, su boruları, elektrik hatları nereden geçiyor ona bakıyorum... Bunlar yormuyor mu seni? - Çok uzun süre yaparsam evet ama sonra tekrar bio enerji egzersizleri yapıyorum ve geçiyor. Ona öğrettiklerim evrenin anahtarı Tüm bunları yapabilmenin sırrı ne? İnsanlığın artık bu teknolojiye hazır hale gelmiş olması... Sır bu. Bunlar artık beynin imkânları dahilinde. Bir süre sonra da ışınlanabileceğiz ve aynı anda iki yerde birden olabileceğiz... Sizin amacınız nedir? - Artık bu holografik beyin teknikleri benim hayatım oldu. Yavaş yavaş herkese yaymak istiyorum, öğretmek istiyorum. Bir tek kural var, bilginin ve olgunun karşısında küçük bir çocuk gibi oturacaksın, seni götüreceği kıyılara soru sormadan gideceksin. Peki bir soru daha sorayım: Ergenlik yaşında bir kızınız var, “Arkadaşlarıyla oyun oynayacağı, çocukluğunu yaşayacağı yerde, ona zarar veriyorum” diye düşündüğüz olmuyor mu? - Yok hayır. Ben kızımı bir şeye zorlamıyorum ki. Tam tersine hayatı boyunca kullanabileceği şeyler öğretiyorum. Üstelik ona öğrettiklerim bir anahtar, evrenin anahtarı... Benim kızım da elleriyle okuyor Huriye Yurt 35 yaşında. 7 yaşında bir kızı var. 14 sene önce İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü bitirdi ve psikolog olarak çalışmaya başladı. Parapsikoloji ve metafizik merakı onu bu alanda çalışmalara yönlendirdi. Son 10 yıldır da İstanbul’da özel bir okulun rehberlik servisi koordinatörlüğünü yapıyor. Bir öğretmen arkadaşı vasıtasıyla 2 yıl önce Sevda Bakankuş ve “Holografik Beyin Teknikleri”yle tanışıyor. O günden sonra hayatında karşılaştığı bazı değişiklikleri bakın nasıl anlatıyor: İlk karşılaştığımızda Sevda Akankuş bana “Sizinle bugün tanıştık ama bir gün mutlaka yeniden bir araya geleceğiz ve siz bu projenin tanıtımında bana yardımcı olacaksınız” dedi. Ben öyle bir şey düşünmediğim için kibarca gülümsemekle yetindim. Aradan bir yıl falan geçtikten sonra böbreğimde büyük bir problem çıktı. Doktor alınması gerektiğini söylüyordu. Ortak öğretmen dostumuzdan hastalığımı öğrenen Sevda Bakankuş aradı ve “Bir resminizi gönderin de kızım Aylin’le birlikte size yardımcı olmaya çalışalım” dedi. İçimden “Haydi canım sen de...” dedim ama benimle ilgilenmeleri de hoşuma gitmedi değil. İki gün sonra tekrar arayıp “Sakın böbreğinizi aldırmaya kalkmayın çünkü taşlardan birini kırdık” dedi. Sadece teşekkür ederim diyebildim. Ama sintigrafi, röntgen ve ultrason sonuçları aynı sonucu verdi, sol böbreğimde artık kocaman üç taş yerine yalnızca iki taş görünüyordu. Sevgili doktorum olmaz öyle şey dedi ama ameliyatla iki taş alındı. Ben rahatladım. Ve Sevda Bakankuş’a bu işi öğrenmek istediğimi söyledim. Zihnimde ekran açma çalışmalarına başladık ama ben hâlâ başaramadım. Ama kızım kimse bir şey öğretmeden kapalı gözlerle görmeyi becerdi. Sonra birlikte çalıştılar ve kızım artık eliyle görebiliyor. Hayalim, bu tekniğin okullarda öğretilmesi. Çocuklar saniyelik bakışlarla bilgileri zihinlerine kaydedebilecek, arta kalan zamanlarını sosyalleşmeye ayırabilecekler. Zihinlerindeki klasörlerde depoladıkları bilgileri istedikleri zaman geri çağırabilecekler. İşlemlerini zihinlerindeki hesap makinelerinde yapabilecekler. Ezberci ve sığ değil, yaratıcı öğrenciler olabilecekler. Ülkemizin böyle bir yeni nesle ihtiyacı var. İnşallah bir gün olacak... Nasuh Mahruki: Kızcağız gözü kapalı renkleri görüyor, ben ona kefilim Sevda Bakankuş’tan eğitim aldınız mı? - Tabii. Beni aradı, “Böyle böyle bir teknik var, sizin işinize yarayacağını düşünüyoruz” dedi. Ben üniversitede çok yoğun felsefeyle uğraştım. Doğu kültürleri, Asya kültürleri... Himalayalar’a çok seyahat ettiğim için, işin metafizik tarafına da kaydım. İlgim vardır yani. “Neden olmasın? Deneyelim. Ben de öğrenmek isterim” dedim. Sevda Hanım çok tatlı bir hanımefendi, kızı Aylin de acayip sempatik biri. Aylin’de bir yetenek olduğu kesin, ben de kendi gözlerimle gördüm. Ama o yeteneğe ulaşabilmek ne kadar herkesin harcıdır onu bilemem... Renkleri kapalı gözle görmesinde, birtakım şeyleri elle okuyabilmesinde bir numara, bir hile olabilir mi? - Yok hayır. Kızcağız gözü kapalı renkleri görüyor. Bu kesin. Ona ben de kefilim. Bizim arkadaşlarımızdan bazıları renklerin enerjisini elleriyle hissetme konusunda aşama kaydettiler. Başka birtakım şeyler de oldu. Bu metodun adı Bronnikov Metodu. Zaten “The Bronnikov Method” diye adamın kendi web sayfası var. Bu konuda dünyada kendini çok geliştirmiş insanlar var. Palavra filan değil...
alıntıdır
harika bişey ama uzun olduğundan okunurmu bilmem okumanızı şiddetle tavsiye ederim
__________________ . Ben; bu bedenimle, bu dünyada, mutlulukla, sağlıkla, zenginlik, bolluk ve neşe ile cenneti yaşarım. Ve Evren bunun böyle olması için gereken her şeyi yapar. Seni Seviyorum
Lütfen Beni Affet
Özür Dilerim
Teşekkür Ederim |