Teğmen
Üyelik tarihi: Jun 2008 Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 81
Tesekkür: 188
81 Mesajinıza toplam 444 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: TANRILAR OKULU devam Hastalandığınızda, acı çektiğinizde ve yoksulluk içine düştüğünüzde Tanrı'dan nefret edebilirsiniz, ama sizi temin ederim ki, hastalığınızın, acılarınızın ve yoksulluğunuzun nedeni Tanrı'dan kopmuş olmanızdır. Sizler unutmuş olan Tanrılarsınız. ..belleğini yitirmiş Tanrılarsınız. Yaşamı seçebilmek için ölümün yenilmez olmadığı fikrini seçmemiz gerekir. Ve bu yolla kendi varoluşumuzda, canlılığın, uzun ömürlü olmanın ve sonsuzluğun ilkelerini bulmak zorundayız. Bir girişim ancak kurucusunun görüş ve ilkeleri kadar canlı, zengin ve uzun ömürlü olabilir. Hep aynı olaylarla karşılaşıyorsun çünkü sende hiçbir şey değişmiyor. Benzer benzeri çeker. Cennetİ yaşayan cennete, cehennemi yaşayan cehenneme doğru yol alır. Düşüncelerimiz kaderimizdir. Düşüncelerimizin kalitesi yükseldikçe yaşam kalitemiz de yükselir. Dünyadaki yaşam,bir Tanrılar Okuludur. Karışıklık, şüphe, kargaşa, kriz, kızgınlık, umutsuzluk ve acı, tümü büyümek için yararlanılması gereken mükemmel fırsatlardır. "Kendini bil." Geleceğini bilmek istiyor musun? O halde kendini bil! Kendisini, varlığını kendi düşüncelerini, önyargılarını ve duygularını bilen kişi, geleceğini de bilmektedir. Çünkü düşündüğümüz her şey yaşadığımız dünyayla bağlantılıdır; ruh durumumuz kendi kaderimizdir. Kişinin kendi içine baqkması, dünyayı tanımasının anahtarıdır., bu durum aynı zamanda onu olayları anlamaya ve öngörüye götüren yoldur. İçsel durumlarımızla, buna karşılık bizim dışımızda oluşan olaylar arasında belli bir zaman geçmektedir ve Oluş'umuzdaki durumlar zaman boşluğunda dışımızdaki olaylara dönüşerek karşımıza çıkmaktadırlar. Ne var ki bir sis perdesi gibi araya giren zaman, bu gerçeği anlamamızı engellemektedir. Kişinin duygusal durumları, aslında görünür hale geçmek ve kişinin başına gelmek için fırsat kollayan olaylardır. Zaman olayları durumlardan ayırır ve onların kimliğini gizler. Bizi şaşırtarak, tam da unuttuğumuz, daha doğrusu onları üretmiş olduğumuzu anımsamadığımız bir anda, kara bir ekranın ardında pusuya yatmış olayları görünür hale getirmek üzere fişi pirize takar. Hiç bir şey birdenbire olmaz. Bir kişinin varlığından ve psikolojisinden bilinçli veya bilinçsiz olarak geçmeden karşılaşabileceği hiçbir şey, başına gelebilecek hiçbir olay yoktur. Dünya heyecanlarımızla, tutkularımızla ve düşüncelerimizle yakından alakalıdır. Bunlar iç dünyamız ile dış dünyamız arasındaki aktarımı sağlayanbir hareket kayışıdır. Duygularımızla düşüncelerimizi, ayrıca belirli bir anda hissettiklerimizle yaşadıklarımızı denetleyebilirsek, yani duygularımıza hâkim olursak, yaşamımızın kontrolünü ele geçirmiş, kaderimize yön vermiş oluruz. İnsanın en büyük yanılgısı, dış koşulları değiştirebileceğine ve dünyayı düzeltebileceğine inanmaktır. Halbuki ancak kendimizi değiştirebilir, tutumlarımızı farklılaştırabilir, tepkilerimizi düzeltebilir ve hissettiğimiz olumsuz duyguları ifade etmemeye çalışabiliriz. Evren olduğu haliyle mükemmeldir. Değişmesi gereken yalnızca sensin! Kişi kendisi için açık seçik olarak sadece sağlık, zenginlik ve esenlik diler. Kendisini gözleyebilseydi ve yüreğini duyabilseydi, aslında hiç durmaksızın bir olumsuzluk ezgisi söylediğini, yani endişelerden, sağlıksız imgelerden ve başına gelebilecek, belki de hiç gelmeyecek korkunç olayları beklemekten ibaret bir felaket duasıyla yakardığını işitebilecekti. Her şeyde kendinizi suçlayın, başınıza her ne gelirse gelsin kendinizi sorumlu tutun. MEA CULPA (SUÇ BENİM) devamlı söyleyin. Kendini gözlemlemek, kendini düzeltmektir. Tanrı her istediğini yerine getirecektir, sınırsızca...Tanrı iyi bir hizmetkârdır., ama iyi bir efendi değildir. ..Tanrı hizmet etmeyi sever,sevmeyi sever...Tanrı tüm teslimiyetiyle senin hizmetindedir...Tanrı vardır çünkü sen varsın. Sen var olmasaydın,O'nun var olmasının bir nedeni olmayacaktı. Beden savaş alanıdır. Zafer bütünlüktür. Her bir organın, kasların, dokuların ve hücrelerinle tüm bedenin en son atom parçacığına dek düşlerinin ışığıyla yıkanıncaya kadar, düşlerini genişlet. Düşlerin harekete geçtiğinde her şey mümkün olacaktır. 'Kendini yenmek' kadar kutsal bir savaş yoktur. Kendi sınırlarını aşmak kadar büyük bir zafer yoktur. Bütünlük, varoluşun bir iyileştirme sürecidir. Bin yıllık inanışları yıkmayı, olumsuz duyguların ve yıkıcı düşüncelerin dönüşümünü; kendi ustalığına ulaşmayı; yiyecekler, uyku ve nefes alma üstüne hakimiyet kurmayı gerektirir. Bir insanın nefesi genişledikçe kendi gerçekliği de zenginleşir. Amacın kişisel yazgını değiştirmekse, nefesin üstünde çalış, solunuma yeterince zaman ayır. Enerjilerini yönetmesini bilmeyenler içingünün sonunda tükenmiş olarak uykuya dalmak, canlı olmaktan çok ölü olmaktır. Yine de birkaç dakika bile uyumak gerekiyorsa, ayık olarak uykuya geçmeye çalış. Bu cehennemin derinliklerine düşmemene yardım edecektir. Uykunun ölümün bir temsil edilişi olduğunu kavradığında, ona artık asla eskisi gibi yaklaşamazsın. Uyanık durma sanatında kendini geliştir. |