Teğmen
Üyelik tarihi: Jun 2008 Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 81
Tesekkür: 188
81 Mesajinıza toplam 444 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: TANRILAR OKULU Azla yetinmeye doğru yaptığımız her diyet ve her çaba, yıllardır birikmiş duygusal kabuklarımızı soyarak bizi hafifleteceği için, sıradanlığımızın cehennemlerinden kaçışımıza bir hazırlık olacaktır. Lupelius'a göre Bir gram yiyeceğin bile bilinçli olarak tüketilmesi ve bir dakikalık da olsa uykudan kaçınmak öylesine güçlü bir etkiye sahipti ki, kişinin bütün inanç sistemini yerinden oynatabilir ve yanlış kurulmuş dengelerini altüst edebilirdi. Daha az ye, daha çok düşle. Daha az uyu, daha çoknefes al. Daha az öl ve ebediyyen yaşa. Bir insanın düşüncesi, duyguları ve bedeni iç içe geçmiş eş merkezli evrenlerdir, hepsi birbiriyle bağlantılıdır. Kişinin bilerek ses tonunu veya tınısını değiştirmesi, sırtını bir milim dikleştirmesi veya açıkça görünen önemsiz alışkanlığını düzeltmesi bütün yaşamını değiştirmesi demektir. Bu, neredeyse olanaksızdır. Herkes kararlılıkla inandığı şeyin, noktasına virgülüne kadar gerçekleştiğini görmüştür. İnsan daima yaratır. Karşısına çıkan engeller ise insanın kendi sınırlarının, çelişen fikirlerinin ve zayıflığının maddeye dönüşmesidir. İnsanoğlu imanının yönünü bir milim dahi oynatacak kapasiteye sahip olabilseydi; inançlarının gücünü ölüm yerine yaşama yönlendirebilseydi, yaşadığı dünyadaki tüm dağları yerinden oynatabilirdi. Düş var olan en gerçek şeydir. Senin en sarsılmaz inancın, en zararlı inanışın, kendin dışında bir dünyanın varlığına, bağımlı olduğun bir şeye veya birisine, sana bir şeyler veren veya senden alan, seni seçen veya suçlayan bir şeye veya birisine inanmandır. Bir savaşçı, bir anlığına bile olsa kendisine dışarıdan gelecek bir yardıma inanacak olsa, o anda kendine olan yıkılmaz inancını yitiriverir. Dışarıda hiç bir şey yok...Hiçbir yerden gelecek bir yardım yok. İnsanın en kötü hastalığı bağımlılıktır. Dünyanın kendi yansıman olduğunun farkına vardığında, ondan özgür olursun. Kendimizin dışındaki bir şeye aşık olup kendi varlığımıza olan inancı unutmak, bağımlı olan bir dünyanın karmaşası içinde kendimizi yitirmek, kişisel gerçekliğimizin tek yaratıcısının kendimiz olduğunu unutmak demektir. Bizim dışımızda başka bir dünya yoktur, her karşılaştığımız, her gördüğümüz ve her dokunduğumuz şey aslında sadece bizi yansıtmaktadır. İnsanın yaşantısındaki diğer kişiler , olaylar ve durumlar, onun koşullarını açığa çıkarır. İster iyi, ister kötü olsun, güzel veya çirkin, doğru veya yanlış, kişinin karşılaştıklarının hiçbiri, gerçeklik değil, kendi yansımasıdır. Herkes kendinde neyi ekerse daima ve yalnızca onu biçer. Tohum da, harman da sensin. Bundan böyle yardım almak miçin dünyaya bel bağlama. Sen onun ötesine geç! Dünyayı geliştirenler, ancak dünyanın ötesine geçenlerdir. Sen bu delilikten vazgeç! Savaşları, devrimleri,ekonomik, politik ve sosyal reformları unut. Her olanın ardındaki gerçek nedenle ilgilen.Düşlenenle değil, içindeki düşleyenle ilgilen. En büyük devrim, tüm girişimlerin en büyüğü, hatta tek ve en anlamlı olanı, kendini değiştirmektir. Sana bunu tekrarlamaktan asla vazgeçmeyeceğim. Senin dışında olan hiçbir şey yok. ..dışarıdan gelecek hiçbir yardım yok...senin adına 'dünya' dediğin yer, bir görüntüden ibaret...Gerçek dediğin şey ise düşlerinin ya da kabuslarının pürüzsüz bir aynaya yansıması, maddeye dönüşmesidir... Vizyonunu genişlettiğinde dünyanın küçüldüğünü göreceksin. Vizyon ve gerçeklik bir ve özdeştir. Bütünlüğü ara. Başkalarına aşılmaz görünen sıradağlar senin gözünde küçük tümsek yığınlarından farksız olacaktır. İnsan saklanamaz! En küçük hareketimiz, her görüşümüz, her düşüncemiz ve yüzümüzün aldığı her şekil ve her ifademiz sonsuzlukta kaydedilir. Hiç duurmaksızın çalışır ve kendini yıpratmak için harcadığın yılların kadar zamanı bu işe adarsan, bir gün zamanın çökeceğini ve içinde açılacak bir tünelin seni en gerçek ve en doğru parçana, herkesin birgün yeniden birleşmesi gereken parçasına, kendi düşüne yönelteceğini göreceksin. |