Cevap: ansal model Çalışma yaşamının son evrelerine doğru, Freud Ben tarafından üretilen uzlaşma türlerini giderek daha ayrıntılı bir düzeyde çözümledi. Kişinin yaptığı herşeyin ruhu üzerinde çatışan birçok istem arasında bir tür uzlaşmanın sonucu olduğu görüşü onun için artık açıklık kazanmıştı. Kimi zaman uzlaşmalar çatışan istemlerden birini başkalarına karşı yeğliyor ve birey için uyarlanabilirliklerinde değişiklikler gösteriyorlardı. Ama tüm insan davranışı bir tür çatışmaya bir tür uzlaşma karşılığı olarak görünüyordu. Bir uzlaşmalar sınıfı gençliğinde Freud’un dikkatini çekmiş olan düşler ve histerik belirtiler gibi birincil süreç fenomenleri idiler. Bunlar Ben göreli olarak zayıfken oluyorlardı ve dışsal olgusallığın zorlamalarının büyük ölçüde gözardı edilmesine götüren aşırı uzlaşma biçimleriydiler. Bununla birlikte, Onun dileksel baskıları burada bile tam olarak utkulu olamıyor, çünkü patojenik düşünceler ve gizli düşünceler Üstbenin baskısının bir sonucu olarak açık olmaktan çok örtük anlatım kazanıyorlardı. Arı biçimleri içindeki dilekler ahlaksal bir duruş noktasından kabul edilemiyorlar, ve bu yüzden anlatılmadan önce çarpıtılmaya uğruyorlardı. Böylece düşler ve belirtiler bir yandan olgusallığın yenik düşmesine izin veren göreli olarak zayıf bir Ben tarafından yaratılan uzlaşmalar, ve öte yandan Üstbenin istemlerine uymak için değişkiye uğratıldıktan sonra simgesel anlatım kazanan O dürtüleri idiler. Savunma Düzenekleri. Freud tarafından saptanan bir başka önemli uzlaşmalar kümesi de herkesin normal uyanıklık davranışlarını doğrudan etkiler, ve savunma düzenekleri olarak adlandırılır. Savunma düzenekleri birçok değişik biçimde gelir ve değişik bireyler bunların değişik bileşimlerini kullanma eğilimini gösterirler. Bununla birlikte, açık bir olgu herkesin onları her zaman bulunan ve kaçınılmaz olan çatışmalarla başa çıkmak için sürekli olarak kullanmasıdır. Olağan savunma düzenekleri arasında yerdeğiştirme, yansıtma, anlıksallaştırma, yalanlama ve ussallaştırma bulunur. Yerdeğiştirme savunma düzeneği için ilkörnek düşlerde ve histeride gözlenen yerdeğiştirmedir. Yerdeğiştirme bir savunma düzeneği olarak kullanıldığı zaman, olgusal yaşamda bir dürtü asıl hedefi belli bir yolda andıran, ama ‘‘daha güvenlikli’’ olarak onun yerini alan bir kişiye doğru işler. Örneğin, birçok erkek annelerini andıran kadınlarla, ve birçok kadın babalarını andıran erkeklerle evlenir. Bu durumlarda, Freud’a göre, eşler belli bir ölçüde bu andırım nedeniyle seçilirler. Böyle seçimler bireye karşı-eşeyden ebeveyne benzer olan, ama eşeysellik nesnesi rolünde aynı endişeyi yaratmayan bir sevgi nesnesi sağlayarak Ödipal dürtülerin yerdeğiştirmiş doyumuna izin verirler. Yerdeğiştirme ayrıca insanlar patronları ya da polisler gibi daha tehlikeli kişiler tarafından kızdırıldıktan sonra bu kızgınlığı aile üyeleri ya da ev hayvanları gibi ‘‘güvenlikli’’ hedefler üzerinde ‘‘boşalttıkları’’ zaman da olur. Bu durumda eşeysellikten çok saldırganlık yerdeğiştirmiş olur. Yansıtma birinin kendi kabul edilemez dürtülerinin başka birine yüklenmesini sağlayan bir sıradan savunma düzeneğidir. Bireyler başkalarına karşı düşmanca duygular duyabilir, ama Üstbenin istemleri nedeniyle öfkeli olduklarını kabul etmeyi başaramayabilirler. Bu ikilemi bilinçsiz olarak kendi öfkelerini başka bir kişiye yansıtarak çözebilir, başka kişinin onlara düşman olduğu yolunda bilinçli algıya ulaşabilirler. Yansıtma savaş zamanlarında, sayısız kötü dürtünün yaygın olarak düşmana yansıtıldığı ama kendi yanında kararlı olarak yalanlandığı zaman özellikle sık görünür. Anlıksallaştırmada bir dürtü-yüklü alana salt anlıksal bir yolda yaklaşılır. Böylece eşeysel dürtüler herhangi bir açık eşeysel etkinlik yerine getirilmeksizin eşeysellik nesnesine büyük bir anlıksal ilgide sonuçlanabilirler. Birçok ergin birey tomurcuklanmakta olan eşeysel duygularıyla bu yolda başa çıkmaya çalışır, sık sık süreçte yararlı bir bilgi kazanır. Kimi savunma düzenekleri bir dürtünün açık doyumuna izin verir, ama sonra o doyumun anısını değiştirerek endişenin yaşanmasını önler. Bu tipte oldukça ilkel ve çocuklarda yaygın olan bir savunma düzeneği yalanlamadır. Yalanlamada kişi sanki birşey hiç olmamış gibi davranır. Kavga eden iki çocuk bir yetişkinin yaklaştığını sezer sezmez birden bütünüyle uyumlu ve canayakın bir yolda davranmaya başlayabilirler. Giderek yetişkinin uzaklaşmasından sonra bile çok kısa bir süre önce açıkça anlattıkları saldırgan dürtüleri başarılı olarak yalanlamayı sürdürebilirler. Yalanlamanın oldukça incelmiş bir başka türü de yetişkinler tarafından sık sık uygulanan ussallaştırmadır. Burada kişi bir güdü nedeniyle davranabilir, ama davranışını bir başka güdünün zemininde açıklayabilir. Savunma düzenekleri olarak başarılı olmaları için ussallaştırmalara onları ussallaştıranların kendileri tarafından inanılmalıdır. Yüceltme savunma düzeneklerine benzer ruhsal bir uzlaşmadır ve bir içgüdü erkesi Üstben ve olgusallık istemleri tarafından toplumsal olarak değerli birşey üreteceği bir yolda yönlendirildiğinde olur. Örneğin, bir sanatçı kökensel olarak eşeysel ya da saldırgan içgüdüsel erkesini bir sanat yapıtının yaratılmasına yeniden-yöneltebilir. Yapıtın başlatıcı dürtülerle simgesel bir ilişkisi olabilir, tıpkı bir düşün açık içeriğinin gizli içeriği ile ilişkili olması gibi. Bununla birlikte, bir sanat yapıtı durumunda, Ben ve ikincil süreç son ürün üzerinde onun bir düşten çok daha cilalı ve etkili olacağı bir yolda ‘‘çalışırlar.’’ Yüceltme sanatsal yaratıcılığa sınırlanmaz, ama ruhçözümsel kuram tarafından aşağı yukarı tüm yaratıcı etkinliğin temelinde yattığı varsayılır. Yüceltme ile yakından ilgili ve birinin yapabileceği en iyi uzlaşmaların arasında olan şey sevgidir. Sevgide bir birey bir başka kişinin iyiliği için gerçek bir kaygı duyar. Birçok bakımdan bu ideal bir uzlaşma sağlar, çünkü eşeysel ve duygusal gereksinimler sık sık bir sevgi ilişkisinin bağlamı içersinde doyurulabilirler, ama törel ve olgusallık-yönelimli kaygılar tarafından yumuşatılmış olarak. Burada içgüdü, olgusallık, ve Üstben tümü de doyum kazanırlar. Yüceltmeden ve sevgiden doğan uzlaşmalar en iyileri arasında olsalar da, o denli de en güç olanlarıdırlar. Yüceltme güçtür çünkü başarılı olarak |