Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-07-2010, 10:55 AM   #1 (permalink)
flashbellek
Banned
 
Üyelik tarihi: Jul 2010
Mesajlar: 52
Tesekkür: 0
24 Mesajinıza toplam 59 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
flashbellek is an unknown quantity at this point
Standart düşlerin yorumu

DÜŞLERİN YORUMU
Freud’un düşleri araştırma konusuna ilgi duymaya nasıl başladığını tam olarak bilmiyoruz. Öğretmenlerinden kimileri düşler ve ansal hastalıklar arasındaki benzerlikler konusunda kurgular geliştirmişlerdi, ve hastaları arada bir özgür çağrışımlarının gidişi içinde düşlerini betimliyorlardı. Freud’un kendisinin sık sık düşlerini anımsadığı bilinir. Her ne olursa olsun, koşulların belli bir bileşimi sonunda Freud’u düşleri özgür çağrışıma konu yapmaya götürdü. Bunu yaptığı zaman, düşlerin de tıpkı histerik belirtiler durumunda olduğu gibi çözümlenebilecek ve yorumlanabilecek olduklarını ve kavranabilir bir anlamları olduğunu buldu.
Açık ve Gizli İçerik. Freud düşlerin, bir kez özgür çağrışıma bırakıldıkları zaman, belirgin bir ayrım gösteren iki içerik düzeyi gösterdiklerini buldu. Bir yanda, düş gören tarafından yaşandığı ve anımsandığı biçimiyle bilinçli düşün kendisi vardı. Bu birincil olarak görsel bir sanrı deneyimiydi ve sıklıkla parça parça ve zamansal olarak kopuk kopuktu, düşlemsel ya da tuhaf imgeler kapsıyordu. Freud bunu açık içerik olarak belirtti. Açık içerik hiç kuşkusuz düş deneyiminin en doğrudan ve açık yanıydı.
Açık içerik genellikle anlaşılmaz olsa da, eğer özgür çağrışıma alınacak olursa, Freud düş görenin yaşam deneyiminin terimlerinde anlamlı olan bir düşünceler dizisinin kaçınılmaz olarak doğduğunu gördü. Açık içerik, bir histerik belirti gibi, kendi başına açıklanamaz ve gizemliydi; ama gene de bir çağrışım zinciri tarafından çok büyük kişisel imlemleri olan düşüncelere bağlanıyordu. Özgür çağrışımlar tarafından ortaya serilen düşünceler açık içeriğin anlam kazanmasını sağladıkları için, Freud bunların ikinci bir düş içeriği düzeyi oluşturduklarının düşünülmesi gerektiği vargısına ulaştı ve buna gizli içerik adını verdi.
Freud düşlerin açık ve gizli içerikleri arasındaki ilişkiler üzerine düşünürken, bu ilişkilerin histerik belirtiler ile bunların patojenik düşünceleri arasındaki ilişkilere ne denli benzer olduklarını buldu. Direnç gizli içeriğin ortaya çıkarılmasını engelliyordu, tıpkı patojenik düşüncelerin tanınmasını engellediği gibi. Birbiri ardına düşlerde, üstelik histerik olmayan bireylerin düşlerinde bile, özgür çağrışım dirençle karşılanan tabulaşmış ve endişe-yaratıcı düşüncelere götürüyordu. Tıpkı histerik hastaların sağaltımında olduğu gibi, direncin üstesinden gelmek için çaba gösterilmesi gerekiyordu.
Bu direnme eğiliminin bir örneği Freud’un kendi düşlerinden birini çözümlemesi tarafından verildi. Açık içerik Freud’un bir hastasına bir meslekdaşı tarafından propil enjekte edilmesini (bütünüyle saçma bir tıbbi işlem) kapsayan bir bölümü içeriyordu. Enjeksiyonun arkasından Freud çok açık olarak trimetilaminin kimyasal formülünü oluşturan harf ve sayıları sanrıladı. Bu anlamsız açık içerikle ilgili özgür çağrışım üzerine, Freud en azından saçma enjeksiyonu yapanın kendisi olmadığı sonucunu çıkardı. Öyleyse olayın herhangi bir kötü sonucu için suçlanacak olan meslekdaşı olacaktı. Bu daha sonra en iyi dostunun gerçek yaşamda düşteki hastaya sorumsuz bir cerrahi işlem uyguladığı yolundaki tatsız bir anıya götürdü. Yasal olarak Freud’un sorumluluğu altında olan hasta sonuçta neredeyse ölecekti. Böylece gizli içerik en iyi arkadaşına karşı Freud’un bilinçli olarak kabul etmeye isteksiz olduğu kınamaları içeriyordu. Freud’un trimetilaminin sanrısal formülü üzerine çağrışımları, trimetilaminin eşeysel karşılıklarla ilgili bir örgensel kimyasal töz olabileceğini, ve hastasının hastalığının eşeysel bir doğada olduğunu düşündüğü zaman, bir başka tabulu konuda doruğa ulaştılar. Eşeysellik böylece düşlerde de tıpkı histeride olduğu gibi kendini gösteriyordu.
Freud’un bu düş parçasını ve bunun gibi birçok başkalarını yorumlaması onu düşleri zorunlu olarak ortaya çıkaran ayrı bir ansal sürecin olduğu varsayımına götürdü. Bu süreci düş çalışması olarak adlandırdı ve bunun yerdeğiştirme, yoğunlaştırma ve somut sunuluş olarak üç ayrı bileşenden oluştuğunu ileri sürdü.
Düş Çalışması. Özgür çağrışım bir düşün açık içeriğinin, tıpkı histerik bir belirti gibi, kendilerinde rahatsız edici ya da endişe-yaratıcı düşünceleri göreli olarak ‘‘güvenlikli’’ bir yolda simgeleştirme olarak düşünülebileceğini ortaya serdi. Freud’un bu simgesel süreci belirtmek için kullandığı uygulayımsal terim yerdeğiştirme idi ve normal olarak bilinçsiz, tabulu düşünceyi etkinleştirmek için kullanılacak olan erkenin o düşüncenin yerine bilince gelen ilgili ama duygusal olarak daha yüksüz bir düşünceye ‘‘yerdeğiştirmesini’’ anlatıyordu. Yerdeğiştirme bir savunma amacına hizmet ediyordu ve belirtinin olduğu gibi düş oluşumunun da temelinde yatan anahtar bir dinamik ilkeydi.
Düşler ve histeri arasındaki bir başka benzerlik de açık düş imgelerinin (manifest dream images) de tıpkı histerik belirtiler gibi sık sık birçok gizli düş düşüncesi (latent dream thoughts) tarafından aşırı-belirlenmiş olmaları olgusunda yatıyordu. Böylece Freud’un düşünün trimetilamin ile ilgili çağrışımları yalnızca eşeysellik kimyasını değil, ama ayrıca propil enjeksiyonuyla ilgili çağrışımlara karışmış olan o aynı en iyi arkadaşla o konu üzerinde bir konuşma yapmış olduğu anısını da içeriyordu. ‘‘Trimetilamin’’ iki ayrı gizli düşünce zinciri ile yakından bağlı olması anlamında aşırı-belirlenmişti—biri arkadaşı konusunda çatışan duygularıyla, öteki ise eşeysel düşüncelerle ilgili olmak üzere. Düş çözümlemesi durumunda, Freud yoğunlaşma sözcüğünü bu tür aşırı-belirlenimi betimlemek için kullandı. Terim tarafından imlenen düşünce birçok ayrı gizli düş düşüncesinin tek bir açık imgeye ‘‘yoğunlaşabilecekleri’’dir.
Açık ve gizli içerik arasındaki ilişkinin bir üçüncü ırasalı ayrıca histerik belirti oluşumunu da anımsatıyordu. Her iki durumda da başlangıçta bir düşünce olan şey—bir patojenik düşünce ya da bir gizli düşünce—aşırı somut bir yolda anlatılıyordu. Histeride düşünce fiziksel bir rahatsızlığa dönüyor, bir düşte ise somut duyusal bir imgeye çevriliyordu. Her iki durumda da, başlangıçta bir soyutlama düzeyinde olan bir düşünce somut sunuluş durumuna geliyordu.
Birincil ve İkincil Süreçler. Freud’un çözümlemeleri açıkça hem belirtilerin hem de açık düşlerin üç tür temel dönüşüm sürecinden—yerdeğiştirme, aşırı-belirlenim/yoğunlaşma ve somut sunuluş—geçmiş duygusal olarak yüklü düşüncelerin en son sonuçları olduklarını imliyordu. Bu süreçlere ilişkin ilginç bir nokta tümünün de normal olarak mantıksal ve olgun ansal işlev görmeyle birlikte bulunan anlıksal niteliklere karşı işlemeleriydi. Çevre ile etkili olarak ve mantıksal olarak başa çıkabilmek için, anıştırmalı olmaktan çok belirtik kavramlarda düşünmek, artı anlamlardan daha çok tam olarak sınırlanmış kavramlar kullanmak, ve düşünceler oluşturmada somut tikellerden soyut genellemelere ilerlemek zorunludur. Böylece, Freud biri düş ve belirti oluşumu ile, öteki ise ussal düşünce ile ilgili olmak üzere taban tabana zıt iki ansal etkinlik kipi olduğunu buldu. Ussal düşünce çocuklukta bulunmadığı ama ancak yıllar süren anlıksal deneyim ve eğitimin sonunda kazanıldığı için, Freud buna ikincil süreç adını verdi. Birincisi daha ilkel, usdışı düşünce kipi olarak göründüğü için, Freud bunun bir çocuğun ansal etkinliğinin ırasalı olabileceğini düşündü ve birincil süreç olarak adlandırdı. Düşler ve histerik belirtiler olgun, ikincil süreç düşünmesinin birincil süreçten yana terkedildiği durumlar olarak görünmeye başladılar—bir durum ki daha erken, daha ilkel düşünme kiplerine gerilemenin yer almasıyla nitelenir.
Freud’un gözüne birincil ve ikincil süreçler arasındaki bir karşıtlık daha çarptı: ikincil süreç

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

flashbellek isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla