Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28-08-2010, 09:03 PM   #2 (permalink)
master8566
Üsteğmen
 
Üyelik tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 205
Tesekkür: 96
221 Mesajinıza toplam 1,301 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
master8566 has a spectacular aura aboutmaster8566 has a spectacular aura aboutmaster8566 has a spectacular aura about
Standart Cevap: ATLANTİS'TE TEDAVİ-1

Uzun zaman önce yaşamış olan duyarlılıkları yüksek kişiler, evrendeki karmaşık güçlerin beynimiz ve vücudumuz üzerinde etkileri olduğunu anlamışlardır ve ondan yararlanabilmek için binalar inşa etmeleri gerektiğinin farkına varmışlardır. En uygun yerleşim yerini seçmek içinse "feng shui" veya "geomancy" yöntemlerini kullanmışlardır. Arazinin şekli, yeraltı kaynakları örneğin toprakta bulunan kristaller gibi değerli maddelerin bulunması, etraftaki yerçekimi, manyetik alan elektrostatik enerji gibi etkenlerin varlığı bu seçimde dikkate alınıyordu. Yakın zamana kadar Uzak Doğu'da feng shui yöntemi kullanılıyordu ve günümüzde bu yöntem çok hoş bir şekilde geri dönmüştür.

İtalya' nın kuzeyinde Alp Dağlan eteklerinde Valchiusella Vadisi'nde yaşayan 800 kişiden oluşan “Damanhur" ruhsal topluluğunun temelleri, Atlantis teknolojisi üzerine kurulmuştur. Damanhurlar, Atlantis'e yolculuk yapabilme yetenekleri sayesinde kayıp bir ülkede yaşadıklarına benzer şeyleri yeniden yaşayabilecek bilgiye sahiplerdir. Burada bulunan herkes geniş, daire şeklindeki bir katedral ve onun çevresinde bulunan göz alıcı güzellikteki binalar etrafında yaşamlarını sürdürmektedirler. Damanhurlar'ın, görüntülerini altı saat boyunca çekmesine izin verdikleri bir gözlemci, tapınaklarında müziğin çok fazla rol oynadığı törenlerinin tam bir görüntüsünü elde etmiştir. Binanın parlak kuvars taşından yapılan geniş kubbesi mozaik şeklinde düzenlenmiştir ve güneş ışığı kristallerin içinden geçince katedralin içine rengarenk gökkuşakları yayılmaktadır.

"Reiki'yi Atlantis'e götürdüğünü öne süren bir teknisyen kısa bir süre önce bana kendi tedavi yöntemlerini öğretti. Şimdi burada çalışmakta olduğum beş kişiyle daha önce Atlantis'te de beraber Reiki yaptığımı hatırlıyorum. Teknisyen bana ilk defa Reiki yapmayı öğretirken, Atlantis'teki 'Güzellik Tapınağı'na ait görüntüler zihnimde belirmeye başladı. Beşimiz de kapının doğu tarafından doğmakta olan güneşe bakıyorduk. Binlerce yıl sonra burada aynı şey tekrarlanıyordu." ANONİM

Reiki uygulayıcıları, hastalarının içlerindeki elektrik titreşimlerini güçlendirmek ve tedavi süreçlerini hızlandırmak için başları, kalpleri ve avuçlarıyla enerjiyi dışarı göndermektedirler.

"Büyük tedavi tapınaklarında çalışmış bir sağlık uzmanı olarak Atlantis' teki diğer yaşamlarım hakkında çok şey hatırlıyorum. İlk başta insan vücudunun dengesini sağlayabilmek için Reiki ve sesle çalıştım. Bu şehre taşınınca oldukça hayret verici bir şekilde Atlantis'te beraber çalıştığım bir bayanla tanıştım. Şimdi benim özel masörüm ve Atlantis'teki halimi o da hatırlıyor. " RENEE BRODIE

Kristal şişeler, hastalara vücutlarındaki enerji kanallarını dengeleyebilmeleri için farklı bir ses kaynağı daha sunmaktadır. Saf kuvarstan oluşan silis toprağı veya tozlu kuvarstan yapılan şişeler, lastik tokmaklarla vuruldukları zaman zil sesine benzer bir ses çıkarmaktadırlar. Yapılış biçimlerine göre her şişe oldukça anlaşılabilir bir tınıyı ortaya koymaktadır.

Bilimsel araştırmalar, belirli ses frekanslarının veya melodilerin vücudun belirli bölgeleriyle ilişkili olduğunun ortaya koymaktadır. Standfort Üniversitesi'nden doktor William Tiller, vücudumuzdaki her atomun, molekülün, hücrenin ve bezin belirgin bir frekansı olduğunu öne sürmektedir. "Fa" notası ciğerlere; "Sol" notası karaciğere, safra kesesine, dalağa ve mideye; "Do" notası da belkemiğine iyi gelmektedir. Tedavi sırasında terapist, istenmeyen enerjileri yok edip etki altındaki bölgenin dengesini yeniden sağlamaya çalışırken bu sırada kristal şişeler de birlikte ya da peş peşe vurulurlar.

"Sesler, bu gezegenin titreşimsel özelliklerini sağlıyorlar; ses, tedavi etmenin dışında yaratma, meydana getirme, ortaya çıkarma gibi güçlere de sahiptir." ANONİM

Çatal ve kristal sesleri, Atlantisliler' den bu zamana kadar tedavide titreşimleri artırabilmek için kullanılan tek yöntem değildi. Notalar, topluca söylenen şarkılar, davul vuruşları, "Ooommm," "Ahhhhh," "Huuuu" gibi sesli harflerin tekrarıyla oluşan sözler de duygularımızı harekete geçirebilmekte ve çakralarınızı, endokrin sistemimizdeki bezleri açabilmektedir.

Vücudumuzda bulunan hücrelerdeki enerji akışından "biyoplazmik vücut" olarak söz edilmektedir. Akupunktur, yoga, polarite terapisi ve fizik tedavi, biyoplazmik vücuttaki enerji akışını yönetmektedir ve fiziksel sağlığımız için oldukça önemlidir. Edgar Cayce, vücudumuzda bulunan elektrik enerjisiyle çalışırken "Radyal Aktif" ve "Islak Hücre" adlı iki tane kalp elektrik tedavi cihazını önermektedir. Birçok kimse onun bu aletlerin yapımı ve kullanımı ile ilgili bilgilerinin kaynağının, hücrelerimizin önemli bir elektriksel bileşiğe sahip olduğunu düşünen uzmanların bulunduğu Atlantis' e kadar dayandığını anlatmaktadır. Her ikisi de sinir sistemini hücresel boyutta dengeleyip düzenlemektedirler.

Yetenekli uzmanlar, günümüzde bu aletleri masaj, kemik tedavisi, rejim uygulamaları sırasında başarılı bir şekilde uygulayarak faydasını daha da çok arttırmışlardır.

Cayce, aynı zamanda tedavi sırasında dua etmek gerektiğini de söylemektedir. "Radyal Aktif," uykusuzluk ve başağrısı için kullanılırken, daha güçlü etkileri olan ve çok az miktarda da olsa voltaj üretebilen "Islak Hücre" aleti ise MultipI skleroz, kas distrofisi, felç ve parkinson hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır.

"Bir an Atlantis' e geri döndüğümü hayal ettim. Tapınğın, üzerindeki tepede bulunan evimi ziyaret ediyordum ve senato' da çalışan babamın yanına uğruyordum... Daha sonra körfezdeki rıhtıma doğru inmeye başladım. Büyükbabamın yunuslarla oynamakta olduğunu gördüm ve güldüm. Birlikte ılık sularda yüzdük. Akşam yemeğine kadar el ele sahil boyunca yürüdük, ateşin başında oturduk. Güneş batana kadar etrafı izleyip şarkılar söyledik. O, yıldızlarla kaplı gökyüzünün altında bir süre yanımda kaldı.” ANONIM

Mu ve Atlantis'te çok fazla olan yunuslar, potansiyel tedavi kaynaklarıydı. Plato, arkalarında su perilerinin bulunduğu altından yunus heykellerinin Atlantis'in başkentinde bulunan Poseidon Tapınağı'ndaki bir savaş arabası üzerinde duran Poseidian Tanrısı'nın dev heykelinin çevresinde bulunduğunu söylemiştir.

E.E.G. kullanan araştırmacılar, zamanlarını yunuslarla geçiren insanların daha huzurlu bir ruh halinde olduklarını gösteren "teta" dalgalarında artış meydana geldiğini görmüşlerdir. Bu sonuçta meditasyon yapmaya benzetilebilir. Yunuslarla ilişki içinde olmak aynı zamanda vücudun bütün endokrin sistemini etkileyen dopamin gibi sinirsel taşıyıcıların üretilmesini ve kullanılmasını da sağlamaktadır.

Atlantisliler, muhtemelen yunusların merhametli yaradılışlarının tedavi edici etkilerinin de farkındaydılar ve bu hoşlarına da gidiyordu. Tedavi kendi içimizden gelmektedir; insanlar yunuslarla birlikteyken onlara yardım etmezler; ama hayvanların göstermiş oldukları teslimiyet ve karşılıksız sevgi gösterilerine aynı şekilde karşılık verebilirler. Yunuslarla vakit geçirince, vücudumuzdaki “immunogloblin" ve "T -killer" hücreleri çoğalır ve hastalıklara karşı koyabilme gücümüz artar. Depresyon geçiren kişiler, yunuslarla iletişim kurunca kendilerine olan saygıları artmakta ve böylece hayata bakış açılarında değişmeler olmaya başlamaktadır. Birçoğumuz, Atlantisliler gibi yunuslarla birlikte yüzebilme ve iletişim kurabilme şansına sahip değiliz ama bizim de kimsenin sırrını çözemediği yeteneklerini paylaşmak için geri dönen tedavi uzmanlarını etrafımızda arayabilme gibi bir ayrıcalığımız bulunmaktadır.

alıntıdır-çeviriyi yapan dostumuz üstad Saffet Bey'e teşekkürlerimizi sunarız.
master8566 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla