Cevap: heyyyy, sevgili forumum varmısınız, hep beraber!!!!!! Merhabalar,
Üniversitedeyken Genç Tema'ya üye olmuştum. Bizim fakültenin başkanıydım. İlgilendiğim bir çok proje vardı. Sadece doğa ve çevre sorunlarıyla ilgilenmiyorduk. Zaman zaman Tema ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ağaç dikim çalışmaları oluyordu. Başka aktivitelerde...
Binlerce fidan gönderiliyordu. Uzunluklarına ve türlerine göre bazılarını satın alıyorduk. Ücretsiz gönderiliyordu ya da.
Benim bu çalışmalarımız sırasında üzerinde durduğum konu şuydu: Fidanları diktik. Peki ya sonrası? Kırıkkale Üniversitesi'nde okudum ben. Bir de Ankaralı olunca ister istemez ormanlara karşı bir özleminiz oluyor. En azından bende bu böyleydi. Doğa fotoğraflarına bakmayı çok severim.
Karadeniz'e hiç gitmemiştim. Trabzon'a gittiğimde cennette olduğumu düşünmüştüm. Kırıkkale'yi incelediğimdeyse -daha çok Kırıkkale Ankara yolunda- etrafta her tarafın minik fidanlarla dolu olduğunu çok fazla ağaçlandırma çalışması yapıldığını ancak bölgenin yağış almaması ve kuraklığın çok yoğun olması nedeniyle minik minik kurumuş fidanlardan ibaret olduğunu farkettim.
Kulüp olarak her hafta toplantımız oluyordu. Toplantıda ağaç dikimlerini yaptığımızı ancak bunların bir işe yaramadığını gerekli olan şeyin sadece ağaç dikmiş olmak değil, onları yaşatabilmek olduğunu bu nedenle bir sulama faaliyeti yapmamız gerektiğini söyledim.
Benim bu önerim sıcak karşılandı. Kararlarımızı genellikle oy birliğiyle alırdık bunun için bir çalıma yapmamız kabul edildi. İlgilenecek kişiler belirlendi. Fidan dikme faaliyetlerimizi genellikle kampüs alanında gerçekleştiriyorduk. Çevre düzenlemesi vardı ve saatlerce fıskiyeler açık kalıyordu hatta toprak fazla suyu taşıyamıyordu. Daha önceden bu konuda görevlileri uyarmıştım. Su boşa akacağına diktiğimiz fidanlar sulanabilirdi. Ama sulanmıyordu.
Kaldı ki bizim gruptan da iş çıkmadı. Görevi üzerine alan ekip hiç bir faaliyette bulunmadı ve kimse de bir şey demedi. Anladım ki aldıkları görevin üstesinden gelebilecek yeterliliğe sahip değiller.
Derhal ayrıldım ve bir daha hiçbir toplantılarına katılmadım. Daha önceden de verilen sözler vardı çünkü.
Bu kadar uzun yazdım ama konunun ana fikrine geleyim. Bana kalırsa fidan dikmek mi istiyorsunuz. Yarın çıkın çarşıya ya da pazara. Alın kaç fidan dikmek istiyorsanız. Ben aldığım fidanları hep birilerine ithaf ederim. Böyle daha fazla severim. Zamanla adlarını unutsam da daha güzel bakarım onlara. Kaç fidan diktiğimi bilemiyorum ama. Sulayabileceğiniz yaşatabileceğiniz bir yere dikin.
Sevgilerimle. |