Katılmıyorum. Geçmiş geçmişte kalmıştır zaten. Geçmişi değiştersen ne değişecek ki? Atıyorum tecavüze uğramış bir kadın, hayalinde geçmişte tecavüze uğramadığını hayal etse ve buna inansa gerçek değişecek mi? Atıyorum yine o olaydan bir çocuğu olmuş olsa, zihnindeki sahneyi değiştirse bile elde somut bir çocuk varsa ne olacak?
Bu bence sadece kendini kandırmak. Başka da bir şey değil. Kimsenin çocukluğu iyi geçmemiştir eminim. Kazada ailesini kaybedenlerden tutun da yukarıda bahsettiğim olaya kadar bir çok trajedi yaşayanımız var mutlaka. Ama bunların etkilerinden kurtulmak, onları yok saymakla ya da farklıymış gibi hayal ederek davranmakla mümkün olamaz bence. Yaşanmış bir gerçeklik var. Olduğu gibi kabul ederek, her şeye rağman şükrederek bunu aşabilmeliyiz. Gerçekten "şükür" kavramı çok ama çok önemli. Bunu her geçen gün daha iyi idrak ediyorum. Yaşanan her şey şimdiki bizi biz yapıyor. Davranışlarımızı şekillendiriyor. Olaylara yaklaşımımız bizi biz yapıyor.
Benim de bilinçaltımı temizlemek istediğim zamanlar oldu ama hiçbir zaman kendimi kandırmayı düşünmedim. Hatta bir ara olumlamalar hakkında "böyle saçmalık mı olur, iyi olmadığım halde kendime iyiyim diyorum" derdim. Fakat iyi olmadığımı söyleyen benim, özümde kendimi iyi kabul etmeyen yine benim. Bu olumlamaları bir yalandan ibaret görürdüm. Fakat onları okudukça asıl yalanı benim kendime söylediğimi farkettim.
Sonuç olarak buradaki her şey zincirleme olarak birbirine bağlı. Bir yerden başlayın; olumlama, telkin, eft, vs,... Bir şekilde birinden diğerine zaten atlıyorsunuz. O her atlayışta da yeni bir yerleri keşfediyorsunuz.
Amacınıza ulaşmanız dileklerimle. Sevgiyle kalın.