Nereye Gidiyorsunuz?
Bir ordu papazı, kendisinden karargaha 20 mil mesafedeki bir kilisede vaaz vermesi istendiğinde olan bir şeyi anlatır.
Papaz o gün kiliseye, ailesini de birlikte götürür, ancak altı yaşındaki kızına nereye gittiklerini söylemeyi ihmal eder. Birkaç mil yol aldıktan sonra ufaklık sorar: “Babacığım, gittiğimiz yere gidince, nerede olacağız?”
İyi bir soru! Ve hepimizin kendimiz için sorması gereken bir soru.
Hayatımızın, o uzun ince yoluna bakın, gittiğiniz yere gelince nerede olacaksınız? 1 yıl, 5 yıl, hatta 20 yıl sonra eğer hala tutturduğunuz yolda ilerliyorsanız ve şu an yaptığınızı yapmaya devam ediyorsanız, hayatınız neye benzeyecek, hiç düşündünüz mü? Yalnızca mesleki ve mali açıdan değil, mesela nasıl bir insan olacaksınız? İşlerin olmasını istediğiniz şekline dair kafanızda belirgin bir fikir var mı? Yoksa siz de diğerleri gibi şartlar değiştiğinde şaşırıp kalacak mısınız?
Çoğu insanın bu sorularla pek zaman harcamadığını gördüm. Ancak Henry David Thoreau’nun bir zamanlar dediği gibi, “hayatta, ancak nişan aldıklarımızı vururuz.”
Amaçsızca yaşamak hayatın bu değerli hediyesini ziyan etmektir. Ama bir gaye ile yaşamak, dolu dolu yaşamaktır.