Elmas Madeni
Bundan yaklaşık 100 yıl önce, Russell Conwell adında bir adam bütün Amerika’yı şehir şehir dolaşıp “Elmas Madeni” adını verdiği konuşmasını yapardı. Yaptığı her konuşmada, Yale Üniversitesi’nde maden mühendisliği öğrenimi gören genç bir çocuğun hikayesini anlatırdı. Çocuk mezuniyetine çok az bir zaman kala “Altına Hücum” furyasına kapılmış ve hayatının hazinesine kavuşmak için Kaliforniya’ya gitmeye karar vermişti.
Yale çocuğa öğretim üyeliği teklif etmiş ama o teklifi reddetmişti. Annesini, Massachusetts’deki çiftliklerini satıp kendisiyle birlikte gelmesi için ikna etti. Ama macera hayal kırıklığıyla sona erdi. Çocuk hiç altın bulamamış, sonunda Minnesota’da bir maden şirketinde çalışmayı kabul etmek zorunda kalmıştı. Ve aflığı maaş, Yale’de kendisine önerilen maaştan çok daha düşüktü tabi.
Daha ilginç olanıysa, çocuğun dul annesinden çiftliği satın alan adam, günün birinde çiftlikte yetiştirdiği patatesleri toplarken, toprağın üstünde ilginç bir taş keşfetti. Taşı çıkardı ve inceletti. Taş sandığı şeyin gerçek bir gümüş olduğunu öğrendi. Çiftlik koskoca bir gümüş madeninin üstüne kurulmuştu!
Peki aynı taşın yanından belki de yüzlerce kez geçmiş olan o genç mühendis, neden fark edememişti o ilginç taşı? Belki de bir hazinenin bu kadar kolay bulunabileceğini düşünmemişti hiç. Ya da birinin ancak çok uzaklara giderek bir düşü gerçekleştirebileceğine inanıyordu.
Aradığımız şey her ne ise, belki de tam yanımızdadır. Hayatımızı değiştirebilecek anlar vardır ama bu anları fark edebilmek için öncelikle kafamızı değiştirmeliyiz. Mutluluk, güven, coşku ya da yükselmek; aradığınız şey her ne ise, belki de avuçlarınızın içinde olmasına rağmen hala göremiyorsunuzdur.
Belki de şu anda çalışmakta olduğunuz işte, ilişkinizde ya da yaşadığınız yerde sizin için gizli bir hazine saklıdır. Hayalleriniz gerçekten de avcunuzun içindedir; tabii eğer bunun mümkün olduğuna gerçekten inanırsanız. Hayatınızı değiştirmeden önce çevrenize bir bakın. Belki de bir elmas madeni üzerinde oturuyorsunuzdur, kim bilir!