hayatimdegisti Nickli Üyeden Alıntı
Olumsuzdan Olumluya Bilinçli Programlama
Farkında olsak da olmasak da her gün, her saat, her dakika, hatta her an kendimize olumlu ya da olumsuz bir şeyler söyleriz! Sonra bu söylediklerimiz kendini kanıtlarcasına gerçeğe dönüşür! Kendimize her söylediğimiz, her hissettiğimiz hatta aklımızdan geçirdiğimiz her düşünce bilinçaltımıza kaydolur! Tabi ki başkalarının söyledikleri ve yaşadığımız çevrenin düğünceleri ve söyledikleri de bilinçaltımıza kaydolur! Yaşadığımız çevre, arkadaşlarımız, ailemiz, sevdiklerimiz bilerek ya da bilmeyerek bizlere bilerek negatif düşünce aşılarlar! Daha sonra doğal olarak negatif düşünüp, negatif konuşur, negatif olayları çekip negatif olaylar yaşar, etrafa negatiflik saçarız! Zihnimize bilerek olumlu mesajlar yüklemezsek olumsuz düşünceler kendiliğinden yüklenecektir! Bilinçli içsel konuşma ile zihnimize olumlu mesajlar yükleyebiliriz! Yüklediğimiz bu olumlu mesajlar ne kadar güçlü ve yoğun duygular içeriyorsa zihnimizde o kadar olumlu düşüncenin oluşmasına yol açar! Bir veya birkaç defalık yükleme hiç bir işe yaramayacaktır! Saman alevi gibi bir anlık ısı verip yok olacaktır! Nasıl ki bedenimizi günde iki ya da üç öğün besliyoruz (tabi ki atıştırmaları da unutmayalım), zihnimizi de aynı şekilde olumlu düşüncelerle, olumlu içsel konuşmalar ve olumlu faaliyetlerle ile düzenli olarak besleyelim! Zihnimiz bedenimizden daha mı kıymetsiz!
Bilinçli içsel konuşma , eski olumsuz programlamayı silerek ve yerine bilinçli, olumlu yeni yönergeler koyarak geçersiz kılmanın bir yoludur! Bilinçli içsel konuşma ile daha etkili, geliştirmek istediğimiz taraflarımıza daha yardımcı olan kelime ve ifadeler kullanarak, içsel kontrol merkezlerimizi bilinçli biçimde yeniden programlar, kendimizle güçlü bir şekilde konuşarak bilinçaltımıza yeni yönergeler yükleriz! Bilinçli içsel konuşmalar, olmaktan en çok hoşlanacağımız yeni ve içsel resmimizi çizer! Geçmişte başaramamışsak bile, değiştirmek istediklerimiz için bir yol gösterir! Eski kendimiz olmayı bırakıp yeni bir insan, şartlanmış tepkinin ürünü olmayan, kişisel tercihle yönetilen bir insan olmaya başlamamız için bir şans sunar!
Gelin hep beraber önce bireysel daha sonra kitlesel bir uyanış başlatalım! Kendimizden başlayıp diğerlerine doğru! Öz de olmayan, dışa tesir edemez! Her gün, her saat, her dakika, her saniye, her an kendimize ve çevremize daha olumlu şeyler söylemeye, daha olumlu düşünmeye ve daha olumlu hareket etmeye başlayalım!
Değişim farkındalıkla başlar! Negatif düşüncelerin ve kendimize söylediğimiz negatif sözlerin farkına varalım! Ve onları pozitife çevirelim! Bunun için her gün bilerek ya da bilmeden yaptığımız konuşmaları inceleyelim:
1. Olumsuz Kabullenme: En çok yapılan ve en zararlı içsel konuşma türüdür! Bu içsel konuşma, kendimiz hakkında kötü ya da olumsuz bir şey söyleyip bunu kabullendiğimiz içsel konuşmalardır! Tamamiyle zararımıza çalışır! En çok kullandığımız içsel konuşma türüdür! Bu içsel konuşmayı tanımak kolaydır! Onu en çok şu kelimelerle tanıyabiliriz: “Yapamam!”
“Keşke yapabilseydim!”,
“Yapabilmeyi dilerdim ama yapamam!”, “Eski enerjim kalmadı”
“Bugün günümde değilim!”, “Arkadaşım da (ya da sevdiğim) aramadı bugün!”, “Hiç tadım yok!”, “şu havalarda açılmadı gitti!”,“şu İstanbul trafiği de hiç çekilmiyor!” ……….…….
(Örnekler o kadar çok ki… gerisi size kalmış)
Bu tür içsel konuşmalar, kendimizle ilgili en basit kuruntumuzdan en büyük korkulara kadar her şeyi temsil eder! Kendimize, tereddüt etmemizi, yeteneklerimizi sorgulamamızı, kendimize yalnızca bir şans vermiş olsaydık yapabileceğimizden daha azını kabul ettiğimiz söyleme tarzımızı gösterir! Güneş ışığında cesurca gelişeceğimize, ürkekçe gölgelerde saklanma tarzımızı gösterir!
Bu tür içsel konuşmalar hayatımızda tahribatlar yapar, kargaşa yaratır, bizi yanıltır, engeller, kafamızı karıştırır! Kendimize güvenimizi, kendimizden şüpheye dönüştürür! En iyi niyetlerimizi bozar! Bizi sıradanlıkla tatmin olmaya iter! Elindekiyle yetinme tutumunun, ulaşmayı amaçladığımız hedeften çok daha düşüğünü kabul etme eğilimini kulağımıza devamlı fısıldayan kaynak budur!
Peki bu kadar zararına rağmen niye hep bu türde içsel konuşmalar yaparız? Her gün, her saat, her dakika… hatta her an seçimler yaparız! Bu tarz konuşmalar da bir seçimdir! Biz seçmezsek bizim adımıza geçmişimizden getirdiğimiz alışkanlıklarımız seçim yapar! Uygun olan değil; alışılmış, kolay olan seçilir!
Kelimelerin o anda ne kadar zararsız göründüğü hiç fark etmez! Onlar bizim zararımıza çalışan ve yolumuzda duran her şeyin belkemiğidirler! Bu tür içsel konuşmalar “Koynumuzda beslediğimiz yılan gibidir” ve er ya da geç bize zarar verecektir! Kendimizi bu içsel konuşmanın “yapamam” larından kurtaralım!Bunu başardığımızda kendimizi en büyük düşmanımızdan korumuş oluruz!
2. Kabullenme ve Değişmeye İhtiyaç Duyma: Bu tür içsel konuşma aldatır! Yüzeyde bizim yararımıza çalışıyormuş gibi görünür! Fakat içten içe bize karşı çalışır! Bu tür içsel konuşmayla, kendimize ve başkalarına değişme ihtiyacımızı kabullendiğimizi bildiririz!
Bu tür içsel konuşma şu sözlerle tanımlanır: … yapmaya ihtiyacım var!”,
… yapmam gerek!” veya
… yapmalıyım!”
Bu tür konuşmalar neden zararlıdır? Çünkü sorunu kabullenmiştir, ama çözüm getirmez! Kendimize (ya da başka birine) “daha düzenli olmaya gerçekten ihtiyacım var” dediğimizde, aslında ne söylüyoruz? “Daha düzenli olmaya gerçekten ihtiyacım var…ama değilim!” Tamamladığımızda bu cümle, bilinçsizce, söze dökülmemiş ama hala programlayan birinci tür içsel konuşma olan olumsuz kabullenme ifadesiyle biter!
“Gerçekten işe zamanında gitmeye çalışmalıyım!”
“Biraz kilo vermem gerek!” Sigarayı azaltmaya ihtiyacım var!” “Bununla ilgili bir şeyler yapmak zorundayım!”
“Çocuklarıma (aileme, sevdiklerime…) biraz daha zaman ayırmam gerek!”
“Daha sıkı çalışmam gerektiğini biliyorum!
Ne zaman kendimizle bu türde içsel konuşmalar yaptığımızı duyarsak, bir an duralım ve cümleyi tamamlayalım! Gerçekte bilinçaltımıza gönderdiğimiz programı seslice bitirelim!
O zaman içsel konuşmalarımız şöyle olur: “Daha fazla gelir elde etmeyi gerçekten isterdim… ama elde etmiyorum!”
“Keşke yapabilseydim… ama yapamam!”
“Bununla ilgilenmem gerektiğini biliyorum… ama ilgilenmiyorum!” Eve daha sık uğramam gerek…ama uğramıyorum!
” İşlerin daha iyi sonuçlanmasını isterdim… ama sonuçlanmayacak!”
Bunlar, kendimize bilmeden verdiğimiz direktiflerdir! Mükemmel olarak yaratılmış bir varlık olan insanın en güçlü kontrol merkezine verilen, görünüşte masum fakat olağanüstü gerçek programlardır! Bu tür içsel konuşmalar hayal ve başarılar doğurmak yerine; suçluluk, hayal kırıklığı ve kendi kafamızda yarattığımız yetersizliklerin kabulünü yaratır! Vücudumuzda farkında olmadan büyüyen tümör gibidir! Ne yapalım: Bu tümörü tespit edip büyümesine fırsat vermeden yok edelim!Bu iyi bir programlama mıdır? Başarmamıza yardımcı olur mu? Cevap, şüphesiz, kocaman bir HAYIR! |