[justagirl]

Çok sevdiğim bir hikayeyi anlatmak sizinde fikirlerinizi almak istiyorum...


Kadının biri küçüklüğünden beri öteki alemle iletişim kurabiliyormuş. Günlerden birgün rüyasında, kurtarması gereken bir adam görmüş.

Ertesi gün tereddüt etmeden adamı aramaya koyulmuş. Aynı gece rüyasında adamı kurtardığını görmüş. Ama rüyası orda bitmemiş, adamın kurtulduktan sonra yanlışlıkla kızının kullandığı arabaya çarparak ölümüne sebep vereceğini görmüş.

Kan ter içinde uyanmış, ne yapacağını bilememiş bir yanda biricik kızı, diğer yanda kurtarması gereken iyi bir adam. "Kader" demiş kendi kendine, "Hayat seçimlerden ibarettir ve ben sonucu ne olursa olsun seçimimin arkasındayım." İkilemde kalan kadın yine de adamı aramaya devam etmiş ve bulmuş.

Adama başına gelecekleri bir bir anlatarak, her şeye rağmen onu kurtarmaya çalışmış. Kurtulduktan sonra kendi kızının katili olacağını da söylemiş adama.
Adam şaşırmış. "Öz kızını öldüreceğimi bile bile neden beni kurtarmaya çalışıyorsun?"
Kadın cevap vermiş, "Çünkü ben Tanrı'ya inanıyorum. Seni kurtarmam istendiyse, daha büyük bir amaca hizmet etmen gerekiyordur."

Adam kadının dediklerini harfiyen uygulamış ve ölmekten kurtulmuş.
Kurtulduktan sonra yaptığı ilk şey arabasını satmak olmuş. Arabasını satmış, taksiye bile binmemiş ki hayatını kurtaran kadının kızına zarar veremesin...
Gerçekten de kadının kızına zarar veren o olmamış.
Kız, yine kadının gördüğü tarihte ölmüş.
Ancak araba kazasıyla değil, evde rahat uykusunda...

Ben çok severim bu hikayeyi. Çünkü kadın öyle bir ikilemde kalıyor ki...
Ahlaki bir ikilem.
Ne yaparsa yapsın vicdani bir sorumluluğun altına girecek. Ama bana göre de doğru olanı yaptı. Çünkü hikayenin sonunda da olduğu gibi kız her halukarda öldü. Yani olacak oldu.

Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Siz olsanız ne yapardınız?
Sevgilerimle...