Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29-11-2010, 12:44 PM   #155 (permalink)
Alexandra
Binbaşı
 
Alexandra - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jun 2010
Bulunduğu yer: Venüs
Mesajlar: 1,403
Tesekkür: 6,102
1,460 Mesajinıza toplam 6,406 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Alexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond reputeAlexandra has a reputation beyond repute
Wink Cevap: Asla sıradan olmayacağım

Çook uzun zaman olmuş oturup içimi dökmeyeli. Dünün korkunç yangın haberi içimdeki bir mekanizmayı tetikledi ve duyduğum andan beri Haydarpaşa Garı ile yakından uzaktan bağlantılı tüm anılarım beynimde geçit töreni yapmaya başladı.

Daha ilkokula gitmiyordum onu ilk gördüğüm zaman. Vapurdaydık, karşıya geçiyorduk ve yanımda babam vardı. Yaklaştıkça gözlerimin büyüdüğünü hatırlıyorum. Babama da hayrandım, gördüğüm binaya da hayran olmuştum, babamın sevgiyle ondan bahsedişine de... Üniversite yıllarına dair bir şeyler anlatmıştı. Benim gözümde zaten gepegenç olan babamın gençlik yıllarından bahsedişi beni çok etkilemişti.

Daha sonraları hep sevinçle kavuştuğum, hüzünle ayrıldığım İstanbul'un giriş- çıkış kapısı gibiydi. İlk yalnız seyahatimi trenle Haydarpaşa'ya doğru yapmıştım.

Tren yolculuklarımın tamamlayıcı durağı... Sevgiyle kavuşmalarım, sevgilime kavuşmalarım... İstanbul'a kavuşmalarım. Kucaklaşmalarım, karşılanmalarım, karşılayışlarım... Kimi zaman hayallerimin başlangıcı, kimi zaman derin bir yalnızlık... Sabah güneşinde, akşam kızıllığında, yağmurda, karda... Ona yansıyan her rengi bambaşka taşıyan o binayı hep gözümden sakınarak sevdim, hep de seveceğim.

Hiç içine girip tavanları, duvarları incelediniz mi bilmem. Yüksek tavanların, koskocaman duvarların süslemeleri pastel renklerle yapıldığından sıcacık bir ortamı vardır. Allahtan yangın aşağılara kadar inip binayı yerle bir etmemiş. Çok şükür yerinde duruyor hala.

Bir kış, herhalde istanbul'un en rüzgarlı günlerinden biriydi. Bir tipi, bir tipi donduruyor insanı. Kadıköy'de eski arkadaşlarımdan biriyle buluşacağım ama hava buz gibi. Bir de tren bileti almam gerekiyor. Koştur koştur Haydarpaşa'ya attım kendimi. Bileti aldım, bekleme salonu sıcacık, kaloriferin yanına iliştim. Camlar buğulanmış... Kulağımda walkman, o zaman CD bile yoktu. En azından bende yoktu. Dışarıdan buğulu sarı ışıklar vuruyor cama. Kemiklerim açılana kadar oturmuştum. O salonun beylik kedileri bile vardır. Onlar da yaz kış sığınırlar Haydarpaşa'ya. Yazın serin, kışın sıcak olan o salondan da kimse kalkıp kovalamaz o kedileri.

Gece yolculuklarım... Tren restaurantında çeviri bile yaptım zamanında. Gece biner, sabah inerdim. Arada beni ders çalışan öğrenci sanıp bedava kahve, çay servisi bile yaparlardı...

Bütün sevdalarımın varış noktası Haydarpaşa... Daha neler neler var ama benim anlatmaya halim yok. Uzuuuun yıllara dayanan sevdamın canı yanınca benim de yanıyor elbette.

Bir an önce restorasyonun yapılmasını diliyorum. Yeniden kullanıma açıldığında, ilk iş bir vapura atlayıp önce onu denizden seyredeceğim, sonra da yanına kadar gidip yeniden içine sığınacağım.

Haydarpaşa büyük bir aşkın kavuşma noktası benim için. Büyük özlemlerin bittiği yer. Bazı insanları sevemediğim kadar çok seviyorum O'nu. O bina, bir çok insanın mutlu edemediği kadar çok mutlu etti çünkü beni.

Sevgiyle kalın

__________________
"... I'm just a dreamer
I dream my life away
I'm just a dreamer
who dreams of better days."
Alexandra isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla