02-01-2011, 04:49 PM
|
#6 (permalink)
|
Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: Kendi Kendine Hipnoz Kitabından Alıntılar HİPNOZUN TARİHİ
"Benzer bütün bilimler büyüden ve batıl inançtan türemiştir, ancak hiçbiri kökenleriyle olan kötü ilişkisini sarsmada hipnoz kadar yavaş davranmamıştır."
CLARK HULL
Hipnozun kastî veya tesadüfen kullanımına tarih oyunca pek çok şekillerde rastlanabilir. Çoğunlukla inanca dayalı iyileşmelerde, büyü ve doğaüstüyle bağlantılı olmuştur. Hipnoz terimi yalnızca geçen yüzyıldan beri kullanılıyor olsa da muhtemelen tarihi insanlığın tarihi kadar eskidir.
Eski Mısır, Persler, Yunanlılar ve Romalıları içeren dünyanın eski uygarlıklarının çoğu telkinin gücünü ve hipnotik durumun kullanışlılığının farkına varmışlardır. Fakat elde edilen faydalar genellikle tanrılar tarafından olduğuna inanılan mucizelere atfedilmiş-tir. ilk tıbbi kayıtlar. Yunan "uyku mabetlerinde" gaipten gelen sözlerin sağladığı açıklanamayan iyileştirmelerden bahseder. İnsanlar bu mabetlere ricalarını bildirmek ve muhtemelen hipnotik bir şekilde sağlanan rüyalarının yorumlarını almak için gelirlerdi.
Özel bir terapi olarak hipnoz 18. yüzyıla dayandığından antik tarihe dalmak amaçlarımız açısından gerekli değildir. Aşağıdaki tarihsel bakış daha modern zamanlardan başlayacaktır. Modern Hipnozun Kökleri:
Frans Anton Mesmer (1734-1815)
Modern hipnotizmin Mesmer adında görkemli Avusturyalı doktorun çalışmalarına dayandığına inanılır. Mesmer, yıldızlardan görünmeyen manyetik bir akımın çıktığına ve bu akımın insanların sağlığını etkilediğine inanırdı. Bunun akışında bir dengesizlik olduğunda, hastalık ortaya çıkmaktaydı. Yıldızlar ve hastaarasındaki uygun akım, acı çeken hastanın vücudunu mıknatıslarla ovarak, sıvıyı yeniden dağıtarak böylece de sağlığını ona tekrar kazandırarak sağlanırdı. Zamanla, Mesmer, aynı faydaları, ellerini hastalarının üzerinde gezdirerek de ortaya çıkarabileceğini buldu. Bunu kendi vücudunda ve ellerinde bulunan "hayvansal manyetizme" atfetti.
Mesmer, 1778'de, Kral 16. Louis'nin davetiyle Paris'e gitti. Orada o kadar popüler oldu ki, kısa sürede, hastalarıyla teker teker ilgilenemeyecek hale geldi. Bu noktada meşhur "ba-ket"lerini keşfetti. Bunlar içinden demir çubukları fırlayan su ve demir parçacıklarıyla dolu büyük tüplerdi. Bu çubuklar hastalar tarafından yakalanıyor, böylece de onlar "manyetik akışı" alabiliyorlardı. Tam bir şovmen gibi, Mesmer, bu olaylar için elinde sihirli bir değnek olduğu imajını veren upuzun leylak rengi elbiseler giyiyordu.
Aynalar ve yumuşak bir müziğin bulunduğu bir tedavi odasında Mesmer, bir insandan diğerine geçerken, hastalar halka şeklinde el ele tutuşuyorlardı. Hastalarının çoğu kadındı ve Mesmer, çoğu zaman, dokunma ve darbeleri içeren hayli ziyade seksüel bir yaklaşıma sahipti. Bazen tedavi süresince, vücutlarının alt bölümünün oldukça yakın durmasıyla sonuçlanacak şekilde hastasının dizleri kendininkilerinin arasında duruyordu. Doktorların, onların göğsüne dokunacakları endişesiyle kadınların kalp atışlarını dahi dinlemedikleri bir çağda Mesmer'in yöntemi taciz olarak görüldü.
Tıp camiasını rahatsız eden bir şey de, Mesmer'in, doktorların çoktan vazgeçtikleri hastaları tedavi ediyor olmasıydı. 1784'de Kral tarafından "Mesmerizm"i inceleyecek bir komisyon görevlendirildi. Komisyonun bulgusu, iyileşmelerin manyetizmadan değil de hastaların inanmalarından ve hayal etmelerinden kaynaklandığı yolundaydı. Odak ve ters tepkilerin Mesmer'in teorileri ve gösterişçi tedavi yöntemleri üzerine yönelmesi önemli bir noktanın küçümsendiği anlamına gelir. Gerçek şu ki hastalarda bazen kayda değer olumlu değişiklikler olmaktaydı: imgelemin kullanımı gerçekten de tedavi edici olabilirdi. Mesmer'in gözbebeği olan Charies d'Eslon'un belirttiği gibi: "İmgelem tedavisi en iyiyse, neden imgelem tedavisini kullanmayalım ki?" Bu müdafaanın işitilebilmesi için uzun yıllar geçmesi gerekti.
Araştırmacıların ve Mesmer'in kendisinin dahi fark etmediği şey tedavi süresince hastaların muhtemelen bir hipnotik duruma giriyor olmalarıydı. Bu, manyetizmanın kendiliğinden etkisiyle değildi, daha ziyade Mesmer'in tedaviyi yürütme şeklinin ve yönteminin içindeki ritüellerin bir sonucuydu. Aynı zamanda, esrarengiz bir çeşit gücün güçlü telkinleri vardı; doğrudan ya da dolaylı telkinlerle iyileşme ortaya çıkıyordu.
Mesmer'in hipnoz tarihindeki yeri önemlidir; çünkü daha sonraları başkaları tarafından takip ve rafine edilecek bir alana, nihayetinde bugün bildiğimiz hipnoz uygulamasına dikkat çekmiştir. |
Offline
| |