Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10-01-2011, 06:34 PM   #59 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: BEŞ SEVGİ DİLİ


Ertesi hafta Ann'le buluştum ve evliliğinin korkunç yanlarını tekrar gözden geçirirken onu dinledim. Özetinin sonunda, Reynolda Bahçeleri'nde sorduğu soruyu tekrarladı. Bu kez bunu bir ifade şeklinde ortaya koydu: "Dr. Chapman, bütün bu yaptıklarından sonra onu tekrar sevebilir miyim bilmiyorum."

"Bu durumu hiç arkadaşlarından hiç arkadaşlarından biriyle konuştun mu?" diye sordum.

"En yakın arkadaşlarımdan ikisiyle ve bir kısmını da başka insanlarla konuştum."

"Onların yanıtı neydi?"

"Bitir!" dedi. "Hepsi bana bitirmemi, onun asla değişmeyeceğini ve benim tek yaptığımın bu eziyeti uzatmak olduğunu söylüyorlar. Fakat kendimi bunu yapmaya ikna edemiyorum Dr. Chapman. Belki yapmam gerekiyor ama bunun doğru bir şey olduğuna inanamıyorum."

"Bana öyle geliyor ki, evliliği bitirmenin yanlış olduğunu söyleyen dini ve ahlaki inançlarınla, evliliği bitirmenin yaşaman için tek yol olduğunu söyleyen duygusal ıstırabın arasında bölünmüşsün."

"Bu tamamıyla doğru Dr. Chapman. Hissettiğim şey tam olarak bu. Ne yapacağımı bilmiyorum."

Duygusal depomuz
neredeyse boş olduğunda
eşimize karşı bir
sevgi kırıntısı bile hissetmeyiz.
Yalnızca boşluk ve
acı duyarız.


"Mücadeleni çok iyi anlıyorum" diye sürdürdüm. "Çok zor bir durumdasın. Keşke sana kolay bir çözüm önerebilseydim. Ne yazık ki yapamıyorum. Muhtemelen sözünü ettiğin her iki alternatif de sana büyük bir acı verecektir. Kararını vermeden önce bir fikir önereceğim. İşe yarayacağından emin değilim ama denemeni istiyorum. Bana anlattıklarından, dini inancının senin için önemli olduğunu ve İsa'nın öğretilerine büyük saygı duyduğunu biliyorum."

Başıyla onayladı. Devam ettim. "İsa'nın bir zamanlar söylediği ve senin evliliğine uygulanabileceğini sandığım bir şeyi okumak istiyorum." Yavaşça ve dikkatlice okudum.

"Beni işitenlere söylüyorum: Düşmanınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size beddua edenlere siz hayırduada bulunun, size kötü davrananlar için dua edin... Başkalarına, size davranılmasını istediğiniz gibi davranın. Sadece sizi sevenleri sevmenizin ne kıymeti var? Kendilerini sevenleri günahkarlar da sever."

"Bu sana kocanı anımsatıyor mu? Sana bir arkadaştan çok bir düşman gibi mi davranıyor?" diye sordum.

Onaylayarak başını salladı.

"Sana hiç beddua etti mi?"

"Birçok kez."

"Sana hiç kötü davrandı mı?"

"Genellikle kötü davranır."

"Peki senden nefret ettiğini söyledi mi?"

"Evet."

"Ann, eğer arzu edersen, bir deneme yapmak istiyorum. Bu prensibi evliliğine uyarladığımız takdirde ne olacağını görmek istiyorum. İzin verirsen ne demek istediğimi açıklayayım."

Ann'e duygusal depo kavramını, onunki kadar az dolu bir depoyla eşimize karşı hiç sevgi duymayacağımızı, yalnızca boşluk ve acı duyacağımızı açıklamaya giriştim. Sevgi böylesine derin bir duygusal gereksinim olduğu için, belki de onun yokluğu en derin acımızdır. Birbirimizin sevgi dilini öğrenirsek bu duygusal gereksinimin karşılanabileceğini ve olumlu duyguların tekrar oluşabileceğini anlattım.

"Bu sana mantıklı geliyor mu?" diye sordum.

"Dr. Chapman, her şeyiyle benim yaşamımı tanımladınız. Onu daha önce hiç bu kadar ner görmemiştim. Evlenmeden önce birbirimize aşıktık. Çok geçmeden zirveden aşağı indik ve hiçbir zaman birbirimizin sevgi dilini konuşmayı öğrenmedik. Benim depom yıllardır boştu. Eminim onunki de öyledir. Dr. Chapman, eğer bu kavramı daha önceden bilseydim, belki de bunların hiçbiri olmayacaktı.

"Geriye dönemeyiz Ann" dedim. Bütün yapabileceğimiz, geleceği farklı kılmak. Altı aylık bir deneme önermek istiyorum."

"Her şeyi denerim" dedi Ann.

Onun olumlu tavrından hoşlanmıştım ama bu denemenin ne kadar zor olabileceğini kavradığından emin değildim.

"İşe hedefimizi ortaya koymakla başlayalım" dedim. "Eğer altı ayda en çok arzu ettiğin dileğin gerçekleşecek olsaydı, bu ne olurdu?"

Ann bir süre sessiz oturdu, sonra düşünceli bir şekilde "Glenn'in beni tekrar sevdiğini ve benimle zaman geçirerek bunu ifade ettiğini görmek isterdim" dedi. "Birlikte bir şeyler yaptığımızı, bir yerlere gittiğimizi görmek isterdim. Benim dünyamla ilgilendiğini görmek isterdim. Dışarı yemeğe çıktığımızda konuştuğumuzu görmek isterdim. Beni dinlemesini isterdim. Fikirlerime değer verdiğini hissetmek isterdim. Birlikte seyahatler yaptığımızı ve yine eğlendiğimizi görmek isterdim. Evliliğimize her şeyden çok değer verdiğini bilmek isterdim."

Durakladı, sonra yine devam etti. "Kendi açımdan ise, ona karşı tekrar sıcak ve olumlu duygular beslemek isterdim. Ona yeniden saygı duymak isterdim. Ondan gurur duymak isterdim. Şu anda bu duygulara sahip değilim."

Ann konuşurken ben yazıyordum. Bitirdiğinde, söylediklerini ona okudum. "Bu oldukça yüksek bir amaç gibi görünüyor" dedim. "Ama senin istediğin gerçekten bu mu Ann?"

"Şu anda bu imkansız bir amaç gibi görünüyor Dr. Chapman" diye yanıtladı Ann. "Fakat bunu görmeyi her şeyden çok isterim."

"O zaman anlaşalım" dedim. "Bu senin amacın olacak. Altı ay içinde senin ve Glenn'in bu tür bir sevgi ilişkisine sahip olduğunu görmek istiyoruz."

"Şimdi izin verirsen sana bir varsayım önereceğim. Deneyimizin amacı, bu varsayımın doğru olup olmadığını ispatlamak olacak. Eğer altı ay boyunca Glenn'in birincil sevgi dilini sürekli olarak konuşabilirsen, bu süre boyunca bir yerde onun sevgi gereksiniminin karşılanacağını, duygusal deposunun dolacağını ve sevgine karşılık vermeye başlayacağını varsayalım. Bu varsayım, sevgi gereksinimimizin en derin duygusal gereksinimimiz olduğu ve bu karşılandığında, onu karşılayan kişiye olumlu yanıt verme eğilimimiz olduğu fikri üzerine kurulmuştur."

Devam ettim: "Bu varsayımın bütün inisiyatifi senin ellerine verdiğini anlıyorsundur. Glenn bu evliliği iyileştirmeye çabalamıyor. Sen çabalıyorsun. Bu varsayım der ki, eğer enerjini doğru yöne kanalize edebilirsen, Glenn'in sonuçta karşılık vermesi büyük bir olasılık."

İsa'nın Hekim Luke tarafından kaydedilmiş başka bir vaazından bir parça okudum: "Verin, size verilecektir. Ne kadar çok verirseniz, o kadar çoğu geri döner; çünkü kullandığınız ölçüyle ölçüleceksiniz."

"Anladığım kadarıyla İsa insanları kullanmanın yolunu değil, bir prensibi anlatıyor. Genel olarak konuşmak gerekirse, eğer insanlara karşı iyi ve sevecensek, onlar da bize karşı iyi ve sevecen olma eğiliminde olacaklardır. Bu, bir insanı ona karşı iyi davranarak iyi yapabiliriz anlamına gelmez. Bizler bağımsız varlıklarız. Bu yüzden sevgiyi reddedebilir, sevgiden uzaklaşabilir ve hatta sevginin yüzüne bile tükürebiliriz. Glenn'in senin sevgi dolu davranışlarına bir karşılık vereceğinin hiçbir garantisi yok. Yalnızca, büyük olasılıkla bunu yapacağını söyleyebiliriz." (Bir danışman bireysel davranışları asla tam bir kesinlikle tahmin edemez. Danışman, araştırmalara ve kişilik incelemelerine dayanarak kişinin yalnızca belirli bir durumda muhtemelen nasıl davranacağını tahmin edebilir.)

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla