Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11-01-2011, 10:20 PM   #1 (permalink)
ahmetsecer
 
Üyelik tarihi: Jan 2011
Mesajlar: 10
Tesekkür: 0
8 Mesajinıza toplam 20 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
ahmetsecer is an unknown quantity at this point
Exclamation Dünya bir görüntü olarak kapkaranlık beynimizde yaratılıyor

Her gün sabah kalkar kalmaz aynada gördüğümüz görüntümüz, arabamız, masmavi deniz, trafikte boğuşan arabalar, ağaçlar, kuşlar, işyerindeki insanlar…Hepsi beynimizin içinde oluşan görüntüler. Bu konuda sürekli yazıyorum. Çünkü bu konunun anlaşılması çok önemli. Bu gerçeği çok net bir şekilde kavrayan bir insanın hayata bakışı aynı kalabilir mi? Materyalist, dış dünyayı var zanneden, para ve hırs içinde yaşamaya devam eden biri olabilir mi? Maddenin aslının olmadığını, dışarıda gördüğümüz her şeyin elektrik sinyalleriyle beyninizde yaratıldığını düşünün. Gördüğümüz, dokunduğumuz maddenin bizim beynimizde yaratılan bir görüntü olduğunu, bunun bizim için an an ve özel olarak yaratıldığını ve dışarıdaki aslına asla ulaşamayacağımızı kavramaya çalışın.

Madde olarak gördüğümüz şey aslında bizim için yalnızca fotonlardan ibarettir. Fotonlar, belirli dalga boylarındaki hafif parçacıklardır. Bu dalgalar bize ulaşırlar ve gözümüzün retina tabakasına çarptıklarında elektrik sinyaline dönüşürler. Elektrik sinyalleri, beyinde belirli bir güzergah dahilinde ilerleyerek beynin görme bölümüne ulaşırlar ve orada şaşırtıcı şekilde bir anlam kazanırlar: Gördüğümüz şeyin karşımızda olduğundan ve bir televizyon veya dev bir gökdelen olduğundan emin oluruz.

Her ne kadar bir gökdelen görüntüsü size son derece inandırıcı gelse de, sizin madde olarak algıladığınız şey yalnızca bir elektrik sinyalidir ve görüntü karşınızda değil, beyninizde oluşur. Bir gökdelenin dışarıdaki gerçek görüntüsü size hiçbir zaman ulaşmayacaktır. Siz yalnızca ondan size gelen ışık dalgalarını elektrik sinyali olarak algılamışsınızdır. Bir başka deyişle sizin gördüğünüz şey, ışık dalgaları ve elektrik sinyallerinden başka bir şey değildir. Dolayısıyla hayatınız boyunca gökdelenin aslı ile değil hayali bir görüntüsü ile muhatap olursunuz. Fakat bir hayal olmasına rağmen karşısınızdaki şey muazzam netlikte, kusursuz görünümdedir. Onun yalnızca elektrik sinyalinden ibaret olduğunu idrak edebilmeniz son derece zordur. Görüntü beyinde o kadar mükemmel şekilde yaratılır ki, bunu aslından ayrıt etmek neredeyse imkansızdır.

Cambridge Üniversitesi matematik ve teorik fizik bölümünden Peter Russell bu beynimizde yaratılan renkli dünya ile ilgili durumu şu şekilde tarif eder:
"Dışarıdaki" dünyanın, bizim tecrübe ettiğimizden oldukça farklı olduğu gerçeği pek çok kişiyi şaşırtmaktadır. Yeşil renkle ilgili deneyimlerimizi değerlendirin. Fiziksel dünyada belirli bir frekansta ışık vardır ama ışığın kendisi yeşil değildir. Gözden beyne iletilen elektrik impulsları da yeşil değildir. Orada hiçbir renk yoktur. Gördüğümüz yeşil renk, bu ışık frekansına cevap veren zihinde görülen bir niteliktir. Zihnin yalnızca nesnel deneyimi olarak var olur.

İnsanın beyninde, her gün, her an bir mucize yaratılmaktadır. İnsanın beynine yalnızca elektrik sinyali ulaşmasına, beynin içi tamamen zifiri karanlık olmasına ve bu bölge yalnızca birkaç santimetrekare büyüklüğünde olmasına rağmen, bütün dağlar, denizler, ovalar, gökyüzü, uçsuz bucaksız manzaralar, evler, televizyonlar, insanlar, ağaçlar, kısacası bize görünen her şey onun içindedir. Oradaki her şey renklidir. Ama beynin içinde renk yoktur. Oradaki her şey aydınlıktır, ışıklıdır. Ama beynin içinde, hatta dışında bile ışık yoktur. Oradaki her şey gürültülü, seslidir. Ama beynin içi sessizdir. Oradaki her şeyin bir derinliği vardır; yıldızlar bizden uzak görünürken, elimizde tuttuğumuz kalem yakın görünür. Ama aslında her biri beynimizde aynı düzlem üzerinde, aynı satıhtadır. Güneş bizden kilometrelerce uzakta görünür. Ama aslında yanımızda, beynimizin içindedir. Güneş’in bizim beynimizde var olmasına sebep olan şey, yalnızca ve yalnızca elektrik sinyalleridir. Binlerce kilometre çapında olarak bildiğimiz dev gök cismi, aslında bir kaç santimetrekare içinde yaratılmaktadır. Ve tekrar hatırlatmak gerekirse, elimizle tutamadığımız, varlığından haberimizin dahi olmadığı yalnızca bir elektrik sinyali olarak.

Dolayısıyla bizim gördüğümüz dünya, maddenin aslı değildir. Bizler, dışarıda var olan maddenin aslına kesin olarak ulaşamayız. İnsana tat alma, koklama, dokunma, hissetme, uzaklık ve yakınlık duyguları o kadar net verilmiştir ki insan dışarıdaki dünyayı tamamen var zannederek yanılgıya düşer. Oysa dünyamız beynimizde bize ait olan ekrandan bize izlettirilenlerle sınırlıdır. Bunun dışında varlıkların bulunup bulunmadığına dair hiçbir güvencemiz yoktur. Bize yaratılan dünyanın dışarıdaki gerçek dünya ile aynı olduğuna dair hiçbir garantimizin olmaması gibi.

Maddenin aslına ulaşamamak, bütün görüntülerin beynimizde yaratılması materyalizm felsefesini tamamen yıkar. Materyalistlerin var zannettikleri maddeyi oluşturan atomların aslında büyük bir boşluktan ibaret olduğu da kesin bir gerçektir. Atom, bir bakıma bir boşluktur ve bu gerçekten de doğrudur. Bunu şu şekilde açıklayabiliriz: Nötron ve protonların birlikte oluşturduğu atom çekirdeğini, sadece 1 mm çapında, bir toplu iğne başı büyüklüğünde kabul edersek; çekirdeğin etrafında dönen elektron bu çekirdekten tam 100 metre uzaklıkta bir noktada bulunmaktadır.

Çekirdekle elektronlar arasındaki bu büyük mesafe içinde ise var olan şey sadece boşluktur. Hiçbir şeyin, hiçbir maddenin bulunmadığı bu 100 metrelik boşluk, gerçek anlamda bir "boşluk"tur. İşte bu nedenle uzmanların atomu bir boşluk olarak kabul etmeleri bir bakıma doğrudur. İngiliz fizikçi Sir Arthur Eddington'un belirttiği gibi, "madde çoğunlukla hayalet gibi boş alandan oluşmaktadır."

Daha kesin konuşmak gerekirse, atomun %99.9999999'unda hiçbir şey yoktur.

Kaliforniya Üniversitesi'nden parçacık fizikçisi Fred Alan Wolf, atomla ilgili olarak bu gerçeği şu şekilde açıklamıştır:

... bizim yaşadığımız gezegendeki hayatın, evrenin ne kadar boş olduğunu düşündüğümüzde, bir sürpriz olduğunu anlayabiliriz. Aslında, evrenin %99'dan fazlası hiçbir şeydir! Evrenin endişe verici bir hızla genişlemekte olduğunu dikkate alırsak, daha önce hiç olmadığı kadar çok hiçlik meydana gelecektir! Buna bu şekilde bakmak bizde hayranlık uyandırıcı bir saygı oluştururken, atom altı parçacıkların mikrodünyasını dikkate aldığımızda, durum daha da fenalaşır. Deyim yerindeyse, hiçbir şey yoktur.

Materyalistlerin var zannettikleri maddenin tam bir boşluktan ibaret olduğu bilim adamları tarafından keşfedilmiştir. Bizim gördüğümüz dünya, Allah’ın yarattığı ve ruhumuza izlettirilen dünyadır. Bu dünyanın içinde madde yoktur, sertlik, yumuşaklık, renk, koku yoktur. Yalnızca elektrik sinyalleri vardır. Allah, elektrik sinyallerini sebep kılarak, ruhumuza birbirinden renkli ve güzel bir dünya izlettirir. Bu dünyanın içinde bu görüntüleri algılayarak yorumlayan, sevinen, üzülen, endişelenen, neşelenen, özleyen, hatırlayan, şefkat duyan, seven, heyecan duyan Allah’ın insan için yaratmış olduğu ruhtur.

 

 

Buraya ilk defa geliyorsanız ismim Atakan Sönmez ve burası hayatimdegisti.com.Boğaziçi üniversitesi mezunuyum ve Türkiyede ilk Subliminal Telkin Uzmanıyım.tıklayın

Bir site olsa onu bulanların uykuda dinledikleri mp3 ler ile hayatları değişse… Bir site olsa onu bulanlar hipnoz olmadan sadece subliminal mp3 leri yükleyip ve uykuda dinleyerek hayatlarını değiştirseler. Bu fikir 1995 yılında yani 25 yıl önce çıkmıştı. 15 yıl önce ise bu mp3 lerin kişiye engel olan çekirdek inançlara göre hazırlanması yani cekirdekinanc.com fikri oluştu

Hipnoz gibi bir şey mi subliminal mp3 nedir?

Tam olarak değil. Öncelikle size engel olan 0-11 yaş arası oluşan bilinçaltı kayıtlarınız yani çekirdek inançlarınız bulunur. Sonra bu çekirdek inançlarınızın pozitif halleri olumlamalar isminize özel olarak mp3 lerin ve müziğin içine gizlenir. Siz de uykuda ya da uyanıkken bu mp3 leri dinleyerek sonuç alırsınız. Çocukluğunuzda size söylenenlerin tam tersini dinlediğiniz kayıtlarla binlerce kez bilinçaltınıza yerleştirmiş oluruz.

Çekirdek inançların hayatımda engellere neden olduğunu nasıl anlarım?

Hayatınızda hep aynı şeyler tekrar ediyorsa. İlişkilerde hep aynı şeyleri yaşıyorsanız... Aşırı fedakar bir yapınız varsa ve bu sanki göreviniz haline geldiyse. Birilerini kurtarmaya çalışıyorsanız. Paranızın bereketi yoksa sürekli gereksiz harcamalar çıkıyorsa birikim yapamıyorsanız. Hayır demekte zorlanıyorsanız. Odaklanmakta bir şeyleri devam ettirmekte sorun yaşıyorsanız. İlişkilerde mıknatıs gibi sorunlu kişileri çekiyorsanız. İş hayatında iniş çıkışlar sürekli oluyorsa. Ertelemeleriniz fazla ise. Aşırı kontrolcü ve garantici bir yapınız varsa kaygı düzeyiniz yüksekse hep en kötü ihtimali düşünüyorsanız ve şanssızlıkları sorunlu olayları ve sorunlu kişileri hayatınıza çekiyorsanız çocuk yaşta oluşan çekirdek inançlar hayatınızı yönetiyor olabilir.

25. yıla özel şimdi arayanlara 5 dakikalık çekirdek inanç ön tespit ve bir günlük deneme telkin mp3 ücretsizdir. Ön tespitte size engel olan birkaç çekirdek inanç örneği verilir. Atakan Sönmez tarafından yapılır ve bilgi amaçlıdır. +90 5424475050 Türkiye dışındakiler whatsapp tan arayabilir cekirdekinanc.com inceleyiniz.

ahmetsecer isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla