19-01-2011, 12:42 AM
|
#27 (permalink)
|
Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar
"Doğa insanoğlunu iki efendinin yönetimine vermiştir: Acı ve zevk... Bunlar bizim her yaptığımızı, her söylediğimizi, her düşündüğümüzü yönetirler; onları devirmek için göstereceğimiz her çaba, ancak durumumuzu daha kesin biçimde onaylamaya yarar."
JEREMY BENTHAM
İnsanlar doyum vermeyen bir ilişkiyi neden sürdürür, neden çözüm aramadığı gibi, ilişkiyi bitirip yoluna devam da etmez? Çünkü değişimin bilinmeyene yol açacağını bilirler. Çoğu insan da bilinmeyenin, şimdiki durumdan çok daha acılı olduğuna inanır. Hani eski bir söz vardır; "Tanıdığın şeytan, tanımadığın şeytandan iyidir" derler. "Eldeki bir kuş, ağaçtaki iki kuştan iyidir" de derler. Bu temel inançlar, hayatlarımızı değiştirecek adımları atmamızı engeller. Eğer yakın bir ilişki istiyorsak, o zaman reddedilme korkusundan ve incinme korkusundan kendimizi kurtarmalıyız. İş hayatına atılacaksak, güvenliğimizi kaybetme korkumuzu yenmeliyiz.
Kısacası, hayatta değerli sayılan şeylerin çoğu, sinir sistemlerimizin temel şartlanmasının tersine davranmamızı gerektirir. Korkularımızı yenmek için, önceden şartlanmış bu tepkileri yönetmek durumundayız. Birçok durumda, o korkuyu bir güce de dönüştürebiliriz. Genellikle bizi kontrolü altına almasına izin verdiğimiz korku hiçbir zaman gerçekleşmez bile. İnsanlar bazen acıyı, uçağa binmeye bile bağlayabiliyorlar. Oysa bu fobinin hiçbir mantıksal dayanağı yoktur. Belki geçmişlerindeki, belki hayali bir gelecekteki tecrübeye dayanarak yapıyorlar bunu. Belki gazetede uçak kazalarıyla ilgili bir şey okumuşlardır, o yüzden uçağa binmiyorlardır. Yani o korkunun kendilerini kontrol etmesine izin veriyorlardır. Oysa hayatımızı şimdiki zamanda yaşamamız, gerçek olan şeylere tepki göstermemiz gerekir, eskiden var olan ya da bir gün var olabilecek korkulara değil. Hatırlanacak kilit nokta, gerçek acıdan uzaklaşmadığımız, yalnızca acı getireceğine inandığımız şeyden uzaklaştığımızdır. |
Offline
| |