Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21-01-2011, 10:28 PM   #46 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



"Hiçbir şey değişmez; biz değişiriz."
HENRY DAVID THOREAU

Herkesin hayatında kesinlikle isteyeceği iki değişiklik nedir? Hepimizin:

1) Her konuda ne hissettiğimizi ya da
2) Davranışlarımızı değiştirmek istediğimiz doğru değil midir?

Eğer birinin başından bir trajedi geçmişse, çocukken kötü muamele görmüş, tecavüze uğramış, sevdiği birini kaybetmiş/özsaygısını kaybetmişse, bu kişi kendine, bu olaylara ya da bu durumlara bağladığı duygular değişinceye kadar acı içinde kalacaktır. Aynı şekilde, eğer birisi gereğinden fazla yiyor, içiyor, sigara ya da uyuşturucu kullanıyorsa, değişmesi gereken bazı davranışları var demektir. Bunları değiştirebilmesinin tek yolu, eski davranışa acıyı, yeni davranışa zevki bağlamaktır. Bu, kulağa kolay gibi gelir, ama benim bulguladığıma göre bizim gerçek değişiklikleri, yani kalıcı değişiklikleri yaratabilmemiz için, sizin ya da benim, öğrendiğimiz tüm teknikleri bu işe uygulamamız gerekiyor. Bu tekniklerin sayısı da az değildir. Ben her gün çeşitli bilim alanlarından yeni beceriler, yeni teknolojiler kapıyorum. Kariyerimin başında benimsediğim NLP ve Ericksonian tekniklerinin de pek çoğunu hâlâ kullanmayı sürdürüyorum, çünkü bunlardan bazıları, hâlâ en iyi teknikler. Ama onları hep bir çerçeve içinde, NAC biliminin temsil ettiği altı temel adım halinde kullanmaya geri dönüyorum. Ben NAC'yi, değişime dönük herhangi bir teknolojiyi kullamayı mümkün kılacak biçimde geliştirdim. NAC'nin aslında sağladığı, spesifik bir kurgudur. Bir düzen ve sıralamadır. Uzun dönemli değişiklik yaratma becerilerinden hangisini isterseniz, bu düzene göre kullanabilirsiniz.

Eminim hatırlıyorsunuzdur, birinci bölümde size, uzun dönemli değişiklik yaratmanın kilit parçası, inançlarda uzun dönemli bir değişik yaratmaktır demiştim. Hızlı değişeceksek, ilk edinmemiz gereken inanç, şimdi değişebileceğimiz inancıdır. Toplumumuzdaki pek çok insan, farkında olmadan, hızlı değişme fikrine pek çok acılar bağlamıştır. Bir yandan çabucak değişmek isteriz, bir yandan da kültürel programlanmamız bize, çabuk değişmenin zaten sorunumuz olmadığı anlamına geldiğini öğretir. Yani o sorun konusunda ya numara yapmışızdır ya da tembellik etmişizdir. Oysa bir anda değişebileceğimiz inancını edinmek zorundayız. Madem ki insan bir sorunu bir anda yaratabiliyor, çözümü de bir anda yaratabilir! Siz de ben de biliyoruz ki, insanlar sonunda değiştiği zaman zaten bir anda değişirler, öyle değil mi? O değişimin gerçekleştiği belli bir an vardır. O an neden şimdi olmasın? Genellikle insanın zamanını alan, değişikliğe hazırlanmaktır. Bu konudaki şakaları hepimiz duymuşuzdur.

Soru: Bir ampulü değiştirmek için kaç ruh hekimi gerekir?

Cevap: Bir tek ama çok pahalıdır, çok uzun sürer ve ampulün de değişmek istemesi şarttır.

Saçma! Sizin de benim de kendimizi değişmeye hazırlamamız gerekir. Biz kendi kendimizin danışmanı, kendi hayatımızın sahibi olmalıyız.

Uzun dönemli değişiklik yaratmak istiyorsak sahip olmamız gereken ikinci inanç da, kendi değişimimizden, hiç kimsenin değil, kendimizin sorumlu olduğumuzdur. Aslında uzun dönemli değişiklik yaratacak birinin, sorumlulukla ilgili üç inanca sahip bulunması gerekir:

1) Birincisi, "Bir şeyin değişmek zorunda olduğuna inanmamız gerekir. Değişse iyi olur değil, değişmesi gerekir de değil, mutlaka ve kesinlikle değişmek zorunda olduğuna. İnsanlar çoğunlukla, "Bu kilolar verilmeli" derler. Her şeyi yarına ertelemek berbat bir huydur. "İlişkilerim daha iyi olmalı" derler. Ama zaten biliyoruz ki, istediğimiz kadar "meli, malı" diyelim, hayatımız yine de değişmeyecektir! Bu iş ancak o değişim bir zorunluluk haline geldiği zaman, hayat kalitemizi değiştirmek için biz bir şeyler yapmaya başladığımız zaman gerçekleşecektir.

2) İkincisi, yalnız bir şeylerin değişmek zorunda olduğuna inanmakla kalmayıp, onu bizim değiştirmek zorunda olduğumuza da inanmalıyız. Kendimizi değişikliğin kaynağı olarak görmeliyiz. Aksi halde hep gelip o değişikliği gerçekleştirecek birini bekleriz. Değişiklik tutmazsa suçu atacak birini aradığımız gibi. Eğer değişikliğimiz kalıcı olacaksa, onun kaynağı biz olmak zorundayız.

3) Üçüncüsü, "Ben bunu değiştirebilirim" diye bir inanç gerekir. Değişmemizin mümkün olduğuna inanmadıkça, geçen bölümde anlattığım gibi, arzularımıza ulaşma şansımız hiç kalmaz.

Bu kilit inançlar olmadıkça, yapacağınız değişikliğin ancak geçici olacağını size kesinlikle söyleyebilirim. Lütfen beni yanlış anlamayın. Bir antrenör tutmak her zaman iyidir. İşin uzmanı olan bir terapist, bir danışman, daha önce aynı sonucu pek çok başka insan için sağlamış biri. Bu kişi, gerekli adımları atmakta sizi destekler, fobinizi geçirmenizde, sigarayı bırakmanızda ya da kilo vermenizde kolaylık sağlar. Ama eninde sonunda o değişikliğin kaynağı kendiniz olmak zorundasınız.

O gün sigaraya yeniden başlayan adamla aramda geçen konuşma, değişiklik kaynakları konusunda kendime yeni yeni sorular sormama yol açtı. Yıllar içinde ben neden bu kadar etkili olabilmiştim? Bu insanlara yardım etmeye çalışan ama aynı sonuçları alamayan diğerlerinden benim farkım neydi? Birisi için bir değişiklik yaratmaya çalışıp da başaramadığım zaman neler oluyordu? Bu insanın gerçekleştirmek istediği değişikliğe çok adanmış olduğum halde, onu gerçekleştirmekten beni alakoyan neydi?

Daha sonra, farklı sorular sormaya başladım. "Herhangi bir terapide değişikliği asıl yaratan nedir?" Terapilerin hepsi bazen sonuç verir, bazen de hepsi başarısızlığa uğrar. Bu arada, daha başka iki ilginç şey de dikkatimi çekmeye başlamıştı:

Bazı kimselerin gittiği terapistler bence pek de beceri sahibi değildi. Yine de kişi, o terapiste rağmen, istediği değişikliği kısa sürede sağlayabiliyordu. Beri yandan mükemmel saydığım terapistlere gidip de yine değişikliği kısa dönemde yaratamayanlar vardı.

Yıllar içinde binlerce değişimi izleyip bunlarda bir ortak payda aradıktan sonra, nihayet buldum: Sorunlarımızı analiz etmeyi yıllarca sürdürebiliriz ama sinir sistemimizde o tecrübeye bağladığımız duyguları değiştirmedikçe, hiçbir şey değişmez. Oysa bizde bunu çabucak ve güçlü bir biçimde yapacak kapasite var bir tek şeyi anlamak şartıyla:

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla