21-01-2011, 11:00 PM
|
#47 (permalink)
|
Administrators Zerynthia
Üyelik tarihi: Mar 2009 Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
| Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar
BEYNİNİZİN GÜCÜ
Biz ne de büyük bir armağanla doğmuşuz! Beynimizin hemen hemen her isteğimize ulaşmamız için bize yardım edebileceğini ben öğrenmiş bulunuyorum. Beynin kapasitesi hemen hemen ölçülemeyecek kadar derin. Çoğumuz onun nasıl çalıştığını pek az biliyoruz, bu nedenle bu emsalsiz güç aracına biraz zaman ayıralım, hayatımızda istediğimiz sonuçları sürekli olarak yaratması için onu nasıl şartlandıracağımıza bakalım.
Beyniniz sizin her komutunuzu hevesle bekler, ondan ne isterseniz yapmaya her zaman hazırdır. Tek ihtiyacı, az miktarda bir yakıttır; o yakıt da kanınızdaki oksijenle birazcık glükozdur. Giriftliği ve gücü açısından beyin en ileri bilgisayar teknolojisine bile meydan okumaktadır. Saniyede 30 milyar bit enformasyon işleyebilmektedir, bunun karşılığı da 6000 millik tel ve kablodur. Normal olarak insan sinir sisteminde 28 milyar nöron vardır. Bunlar uyarıları geçirmek üzere tasarımlanmış sinir hücreleridir. Nöronlar olmasa, sinir sistemimiz duyularımızdan gelen enformasyonu yorumlayamaz, beyne iletemez, ne yapılacağı konusunda beynin emirlerini de uygulayamazdı. Bu nöronların her biri minicik, kendi başına bir bilgisayardır ve kapasiteleri de bir milyon bit enformasyondur. Bu nöronlar bağımsız çalışır ama aynı zamanda 100.000 millik şaşılası bir sinir lifleri şebekesi aracılığıyla birbirleriyle de iletişimde bulunurlar. Beyninizin enformasyon işleme kapasitesi akıllara durgunluk verecek türdendir hele de en hızlı bilgisayarın bile bağlantıları ancak birer birer sağlayabildiğini düşünürseniz! Buna karşılık, bir nöronun reaksiyonu, yüzlerce ve binlerce diğer nörona 20 milisaniyeden kısa bir zamanda ulaşabilmektedir. Size bir perspektif kazandırma açısından, bunun göz kırpma süresinin onda birinden daha kısa bir zaman dilimi olduğunu söyleyebilirim. Nöronun bir sinyali gönderme süresi, bilgisayar düğmesine göre bir milyon kere daha uzundur, ama beyin buna rağmen bildiği bir suratı bir saniyeden kısa sürede tanıyabilmektedir. Bu en güçlü bilgisayarların bile yapamayacağı bir şeydir. Beynin bu hıza ulaşabilmesi, adım adım giden bilgisayardan farklı olarak, milyarlarca nöronun soruna aynı anda saldırmasından ötürüdür.
Şimdi bu koskoca güç bizim emrimizde olduğuna göre, neden kendimizi sürekli mutlu duruma getiremiyoruz? Sigara ya da içki içme, fazla yeme, işleri yarına bırakma gibi davranışları neden değiştiremiyoruz? Depresyondan niçin bir silkinişte kurtulamıyor, çaresizliklerimizin çaresini bulamıyor, her günkü hayatımızı neşeyle dolduramıyoruz? Yapabiliriz! Her birimizin emrinde, bu gezegenin en inanılmaz bilgisayarı var, ama ne yazık ki kimse bize o bilgisayarın kullanma kılavuzunu vermemiş. Çoğumuz beynimizin nasıl çalıştığından habersiziz, bu nedenle değişiklikleri düşüne düşüne yapmaya çalışıyoruz, oysa davranışlarımız bizim sinir sistemlerimize fiziksel bağlar olarak, nöral bağlar olarak, ya da benim nöroasosiyasyonlar dediğim biçimde kök salmış durumdadır. |
Offline
| |