Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22-01-2011, 01:47 AM   #56 (permalink)
Işıldayan Safir
Administrators
Zerynthia
 
Işıldayan Safir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Bulunduğu yer: Mutlulukya
Mesajlar: 5,993
Tesekkür: 49,758
6,229 Mesajinıza toplam 25,545 kez İyi ki varsın demişler.İyi ki varsınız iyi ki varız.
Işıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond reputeIşıldayan Safir has a reputation beyond repute
Standart Cevap: İçindeki Devi Uyandır Kitabından Alıntılar



NAC MASTER ADIM 2

Kaldıraç Kullanın: Şimdi Değişmemeye Büyük Acıları, Şimdi Değişmeye Büyük Zevkleri Bağlayın!

Çoğu insan, gerçekten değişmek istediğini bilir ama yine de bunu bir türlü yapamaz! Ama değişiklik genellikle bir yetenek sorunu değildir; her zaman için bir motivasyon sorunudur. Eğer biri tabancayı kafamıza dayayıp, "Hemen şu sıkkın halden çık, kendini mutlu hissetmeye başla" dese, eminim ki hepimiz ruhsal durumumuzu bir anda değiştirmenin bir yolunu bulurduk.

Ama dediğim gibi, sorun değişikliğin genellikle "meli, malı" düzeyinde kalması, şart haline gelmemesidir. Ya da şart olsa bile, "Günün birinde" deyip geçeriz. O değişikliği şimdi yapmamızın tek yolu, kendimize izlemek zorunda kalacağımız bir "acil" duygusu yaratmaktır. Eğer değişiklik yaratmak istiyorsak, mesele "acaba yapabilir miyim" değil, "yapacak mıyım" olmak zorundadır. Yapıp yapmayacağımız da sonunda motivasyon düzeyimize bağlıdır. Motivasyonun dayalı olduğu taban ise, yine o hayatımızı biçimlendiren ikizler, yani acıyla zevktir.

Hayatta gerçekleştirdiğiniz her değişim, neyin acı, neyin zevk olduğu konusundaki nöro-asosiyasyonlarınızı değiştirmiş olmanızdan doğmuştur. Ama genellikle değişmekte zorluk çekmemiz, değişimle ilgili karmaşık duygulara sahip olmamızdandır. Bir yandan, değişmeyi çok isteriz. Sigara yüzünden kanser olmak istemeyiz. Öfkemizi gemleyemiyoruz diye kişisel ilişkilerimizin bozulmasını istemeyiz. Çocuklarımıza sert davrandığımız için, kendilerini sevilmiyor sanmalarını istemeyiz... Geçmişte bir olay oldu diye ömrümüzün sonuna kadar depresyonda kalmayı istemeyiz. Kendimizi kurban rolünde görmek de istemeyiz.

Buna karşılık, değişiklikten korkarız. Deriz ki, "Ya sigarayı bırakır, yine de kanserden ölürsem, üstelik de sigaranın verdiği zevkten mahrum kalmış olursam?" Ya da, "Tecavüzle ilgili bu olumsuz duygulardan vazgeçtiğimde, ya başıma bir daha gelirse?"

İçimizde karmaşık duygular vardır, değişime hem acıyı, hem de zevki bağlamışızdır, bu durumda beynimiz ne yapacağına karar veremez, tüm kaynakları kullanamaz, oysa kullansa o değişim bir anda gerçekleşebilirdi. Bu gidişi nasıl tersine çevirebiliriz? Hemen hemen herkesi çevirebilecek bir şey varsa, o da acı eşiği'dir. Bunun anlamı, çok fazla acı çekmek, bu nedenle hemen değişmeniz gerektiğini anlamaktır. O noktada beyniniz, "Yeter artık, bir gün daha bekleyemem, bir dakika daha bekleyemem, böyle yaşamaya, böyle
hissetmeye dayanamam" der.

Bunu kişisel ilişkilerinizde hiç yaşadınız mı? Öylece kalmış, beklemişsinizdir. Durum acıdır siz mutlu değilsinizdir, ama yine de kalmış, beklemişsinizdir. Neden? Düzelir diye akıl yürütmüş, ama düzelmesi için de bir şey yapmamışsınızdır. O kadar çok acı çekiyor idiyseniz, neden çekip çıkmadınız? Çünkü mutsuz olmanıza rağmen, bilinmeyene duyduğunuz korkunun daha güçlü bir motivasyon gücü olduğunu hissettiniz. "Evet, şimdi mutsuzum ama ya bu insanı terk eder de başkasını bulamazsam?" diye düşünmüş olabilirsiniz. "En azından, şimdiki acılarla nasıl başa çıkacağımı öğrenmiş durumdayım," diye akıl yürütmüş olabilirsiniz. İşte bu tür düşünceler, insanların değişiklik yaratmasını engeller. Ama sonunda bir gün gelir, o olumsuz ilişkinin acısı, bilinmeyene duyduğunuz korkudan daha baskın çıkar. Eşiğe varmışsınızdır ve değişikliği yaparsınız. Belki vücudunuz konusunda da aynı şeyi yapmışsınızdır. Fazla kilolarım konusunda bir şeyler yapmak için bir gün daha bekleyemem" demişsinizdir. Belki sonunda size eşiği aşırtan tecrübe, en sevdiğiniz blucine sığmamaktır ya da merdiven çıkarken oyluklarınızın birbirine sürtünmesinden çıkan o korkunç seslerdir! Hattâ belki de vücudunuzun iki yanından sarkan o ampul gibi çıkıntılar olabilir!

__________________
Işıldayan Safir isimli Üye şimdilik offline konumundadır Offline   Alıntı ile Cevapla