Cevap: Tapılası kadınlar (yani biz, hepimiz :)) Evet gerçekten zor kadın olmak. Geçenlerde okuduğum bir kitapta kadınların düzeni ve ekonomiyi nasıl altüst ettiğinden bahsediliyordu. Zamanında yaşam amacı sadece evlenmek, eşine hizmet etmek ve çocuklarını yetiştirmek olan bir bireyin, önce elinden gelen işi dışarıya satma düşüncesiyle beliren bir yasak elma daha ortaya çıkmış. Üstelik parça başına kazancı bir erkeğinkinden çok olunca, eş yan gelip yatmaya başlamış. Sağındaki solundaki komşuları da başlamışlar çalşmaya. Onların eşleri de eve gelen kazançtan memnun kalmış. Kumar ve kahve kültürü gelişmiş. Kadın, du bakalım ben okuyamadım ama şu kızı bir okutayım, demiş. Okuyan kız, daha da çok kazanmış, evin teknolojik ihtiyaçlarını karşılamaya başlamış. Ama çare yok, kültür böyle, evlenecek. Kadının değerli kızı, ona kıymet vermeyecek, okumamış, beş parasız bir adama gidecek. Hem evinde çalışacak, hem dışarıda çalışacak, hem çocuk bakacak, hem kocasına para yetiştirecek. Ya evlenmezse??? Olmaaaaaz, etraf, konu komşu ne der??? Çaresiz evlenecek. Kız, yapma anne der gibi bakıyor sürekli ama dili de varmıyor söylemeye, malum kültür böyle. Zaten gecikmiş yaşı. Evde kalırsa köyde barınamayacak. Ya çoook uzaklara yollayacak, gözünden dizinden uzaklara, bir daha adını anmayacak ya da çaresiz köleliğine razı olacak. Bu hikaye Uzak Doğu'daki ülkelerden birinden, günümüzde hala yaşanan bir hikaye. Kadınlar çalışıp erkekleri tembelliğe alıştırıyor, erkeklerin çalışacağı işler boş kalıyor, ülke ekonomisi bir o yana bir bu yana sallanıp duruyor. Yahu biz kadınlar ne güçlüymüşüz, ne önemliymişiz de haberimiz yokmuş. Bir ülkenin ekonomisini bile sarsmışız. İmparatorları kukla eden biz, ülkeyi tembelliğe sevk eden biz, aile kavramını bozan biz, hak isteyen biz, hukuk isteyen biz... İnsan okudukça tüyleri diken diken oluyor. İnsaf be kardeşim, hırsızın hiç mi kabahati yok, diyesin geliyor ama... Boşverin şimdi.
__________________ "... I'm just a dreamer I dream my life away I'm just a dreamer who dreams of better days." |